- 745 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
SEVMEĞİ ÖĞRETEN ADAM
Hayata karşı nasıl bir duruş sergileyeceğimi senden öğrendim ben, baba. Belki de en önemlisi, sevmeği ve değer vermeyi öğrendim. Annemle de sevgi bağı kurdum fakat sevgiyi karşı tarafa göstermeği öğreten, sendin. Sonsuzdu, insan sevgin.
Küçük bir çocukken ben, anlamıştın hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olduğumu. Özen gösterdin gelişim sürecime. Okula başlayıp farklı bir dünyanın içine girdiğimde bocalamıştım. İncitmeden çalışmak gerektiğini anlatırken, otoriteyi de elden bırakmamaya çalışıyordun. Biraz yüz bulsam derslere ilgi göstermeyeceğimi biliyordun. İlerleyen yıllarda masa başı toplantıları yapmaya başladın. Eğer okumazsam bir fabrikaya vereceğini, orada çok daha fazla zorlanacağımı söylüyordun. "Eğer evlenmekse niyetin, okumadan evlilik yok sana". "Bir kadın, ezilmemek için okuyup çalışmalı". "Hele ki senin gibi duygusal kızlar, ayakları üzerinde durmazsa ezilir". demiştin. Aslında tam anlamıyordum başıma gelecekleri fakat seni çok sevdiğim ve üzülmeni istemediğim için çalışıyordum derslerime.
Öğrenciyken de en yakın arkadaşımdın. Hoşlandığım erkek arkadaşlarımı seninle paylaşırdım. Dinler, sonra da "Erkek arkadaşın olması çok normal ama henüz erken, üniversiteye giderken olsa daha iyi" derdin. Birilerinin beni incitmesinden korkardın fakat bu korkuyu bana hissettirmezdin. Üniversite yıllarında da olmadı bir erkek arkadaşım. Seninle sohbet ederken, "Daha iyi kızım, okul bitince daha uygun olur" demiştin. Gülmüş, "Zaten düşündüğüm kimse yok" demiştim.
Kişilikli bir kız yetiştirmek için emek harcıyordun. İdeallerin vardı ve o bakış açısıyla büyümem seni mutlu ediyordu. Okul bitip çalışma hayatı başladığında yaşadığım sorunları seninle paylaşmaya başladım. Bir süre sonra, bir yerlerde hata mı yaptım acaba diye düşünmeye başladın. Geçen zaman içinde değerler değişmeye başlamıştı ve benim gibi yetiştirilen insanlar, iş hayatı ve sosyal yaşamın içinde ki düzene uyum sağlamakta zorlanıyordu. Doğru bildiğini söyleyen ve uygulayan, kişiliğinden ödün vermeyen, saygısızlığı kaldıramayan insanlar ne yazık ki iş hayatında çok da aranan kişiler olmuyordu. Çok çalıştım hem de çok, ayakta kalabilmek ve kişiliğimden ödün vermemek için.
Çok üzüldün, yaşadığım haksızlıklara. Düşlediğin kadar kolay ve hızlı yürüyemedim fakat onurla yürümeye devam ettim, kimsenin önünde eğilmeden. Tıpkı senin gibi, baba. Sen, yaşama tutunmak için çok emek vermiştin. İstemiştin ki kızının mücadelesi daha kolay olsun. İlmek ilmek işledin sen beni, rahat yürüyebilmem için. Yürüyüşün gibi zor, halen sürdürdüğüm yürüyüş fakat inan baba, şikayetçi değilim. Hırslı bir insan hiç olmadım, kimseye muhtaç olmayacak şekilde yaşamak tek gayem, bundan sonra da.
Sevmeği senden öğrendim. Beklentisiz ve koşulsuz sevip hissettirmeyi. Yardım etmeyi ve sonra dile getirmemeği. Beklentiye girmemeği ve yük olmamayı. Yalana gerek duymayacak kadar cesur ve içten olmayı. Yargılamadan ve yürekten dinlemeği. İnsanları olduğu gibi kabul etmeği. Ne olursa olsun kim olursa olsun, uzanan elleri geri çevirmemeği. Sadece sevdiklerimize değil içinde yaşadığımız toplumun sorunlarına karşı da duyarlı olmayı. Okumayı ve araştırmayı. Gelişmek için çaba gösterip etrafımıza faydalı olmayı. Düşsek de aldığımız yaralarla güçlenerek, yeniden yürümeye devam etmeyi. Her olumsuz tecrübenin kişiliğimize faydası olduğunu düşünüp geleceğe umutla bakmayı.
Hayatımın her aşamasını bir ışık gibi aydınlattın, sen. Öğrettiklerinden fazlasını giyinip yaşadın da. Öğretmen bir babanın kızı olmanın avantajını yaşamış olabilirim. Fakat en büyük şansım, kalbi sevgiyle dolu bir babanın kızı olmak. Öğrencilerine de bize de çevrende ki herkese karşı sevgi ve emekle yaklaştın. Öğle bir sevgi vermişsin ki bana, o sevginin bir parçasına bile denk gelsem mutlu oluyorum. Nedense son yıllarda sevgi paylaşılmıyor. Sanal ve yapay çok paylaşım var da sevgi paylaşımının modası geçmiş. Gülümseyerek okuyacaksın yazdıklarımı biliyorum. "Kızım, değerler hızla değişiyor" diye uyarmıştım seni diyeceksin.
Olsun, yine de öğrettiğin ve örnek olduğun biçimde yaşamaya devam edeceğim inatla. İnadına seveceğim, sevmeseler de. Ödün vermeyeceğim, miras bıraktığın o yüce değerlerden, harflerimi yaksalar da.
Tanıdığım en özel insansın sen, babacığım. Bedenin yeryüzünde dolaşmasa da ışığını hissediyorum yüreğimde. Sanki hiç gitmemişsin gibi de hasret zorluyor, beni. Aklın kalmasın bende, onurla taşıyorum kalemini.
Sevmeği öğreten adama, sevgilerimle.
YORUMLAR
Allah razı olsun, ziyaretiniz için çok teşekkür ederim. Güzel dilekkleriniz için de. Okumak, başarmak bu dünyada ayakta kalmak için geçerli yoksa bana göre bir anlamı yok. Anlamlı olan sevgi, değer verme, emek verme gibi kavramlar çünkü hiç yok olmaz kalplerde yaşamaya devam ederler. Dünyaya gelmemizin bir manası varsa kesinlikle ama sevgi. Hırsla ve acımasızca bu dünyanın görünen değerlerine yatırım yapanların yüreklerinde yeterince sevgi yeşermezse eğer mutluluk hayal olacaktır.
Benim babam, paylaşımcı ve sevgi dolu bir insandı. Onun gibi idealist insanlar çok az kaldı. Ne yazık ki sevgi de uzaklaşıyor yavaş yavaş dünyadan. Bizim sevgi diye sarıldıklarımızın çoğu sevginin gölgesi bile değil.
Saygılarımla.
efendim yazınızı okurken sevmeyi öğreten adamı kıskandım doğrusu ve o sevmeyi öğreten adamın kızınıda kutluyorum ne mutlu ona diyorum okumuş ayaklarının üstünde durabilmeyi başarmış o nadide insanın sayesinde özlemekte haklısınız o şimdi sizinle mutlu oluyordur yerinde çok rahat çünkü sizin gibi bir kızı olduğu için ve onu böylesine sevdiğiniz için inanın çok mutlu ALLAH babanıza rahmet etsin sizlerede büyük sabır versin diyorum saygılarımla