YAKAN MERHAMET
Hastahane lojmanlarında oturan, eli yüzü temiz, özenle büyütülen çocuklardık. Ayağımıza batan kıymıktan başka, hiçbir şey canımızı yakmamıştı henüz.
Bakımlı hastane bahçelerinde , ağacımsı bitkilerin ortasına oturarak kral tahtı yapıyor ,bahçıvanları çıldırtıyorduk. Mahallenin en güzel kızını kendime kraliçe seçip ,parmağımı şıklatarak emirler verirken hiçbir şey umurumda olmuyor, kendimi dünyanın en mutlu çocuğu sayıyordum.
Yine böyle pembe bir günde,birden annemin sesini duydum.Beni eve çağırıyordu.
Anneme doğru yaklaşırken, yanında birisinin daha olduğunu gördüm.Yakışıklı ,takım elbiseli boylu poslu daha önce hiç görmediğim biriydi.Yanına biraz daha yaklaşınca saçlarındaki tarak izlerini de seçebilmiştim.Kullandığı parfümün kokusunu daha yaklaşmadan duymuştum.
Annem’’ Bak canım bu Tacettin ağabey’’ derken ,Tacettin ağabeyin hayatıma damgasını vuracak birisi olduğunu nereden bilebilirdim .
Tacettin ağabey iki dirhem bir çekirdek ,mis gibi kokular saçarak karşımda dururken ,istemeden saçındaki tarak izlerini sayıyordum.
Görüntü olarak insan beyninde güzel bir imaj bırakan Tacettin abi,konuşunca irkilmeme neden olmuştu. Hayatımda ilk kez böyle konuşan bir insan görüyordum.Tacettin ağabey hiç konuşmasa ,bütün kasabanın kızlarını rahatlıkla kendine aşık edebilecek birisiydi.Oldukça bozuk bir konuşması vardı.
Onun kekeme olduğunu ,bunun bir hastalık olduğunu bilmiyor, çocuk aklımla ona bir yaratık gibi bakıyordum.Ne yalan söyleyeyim çocuktum, görmediğim bir şeydi ve defalarca rüyalarıma girmişti.
O konuşunca irkilmem annemi utandırmış,Tacettin ağabeyin anlamaması için annem olanca gücünü seferber etmişti.
Annem akıllı kadındı , olayı güzel bir hamleyle kapatmıştı .Elimden tutup bağırarak beni evin içine fırlatmış, üzerimi kirlettiğimi bahane etmiş tanışma faslını çok kısa tutmuştu.
Daha sonra gönlümü alan ve bana Tacettin ağabeyin durumunu en güzel şekilde açıklayan yine o olmuştu.
Annemin açıklamalarıyla rahatlamış, onun sadece konuşma güçlüğü çeken bir insan olduğunu anlamış ve kabullenmiştim.İlk zamanlar bunu bildiğim halde ondan korkmama engel olamadığım da bir gerçektir.
Tacettin ağabey konuşurken çok zorluk çekiyor,o lafları ağzından çıkaracak diye dinleyen insanlar da sıkıntıdan dokuz doğuruyorlardı.Sonunda’’ Tamam,tamam Tacettin anladık ‘’deyip lafını kesiyor, hem kendi çektikleri sıkıntıya hem onun çektiği acıya bir son vermek istiyorlardı.
Bu ona yardım mıydı bilemem!..Yoksa daha çok mu üzülüyordu.Bazen düşünüyorum da biraz sabredip dinleselerdi belki de onun konuşmasına bir nebze de olsun fayda sağlayabilirlerdi.Biliyorum onun sözünü bitirmesini beklemek çok zordu,insanlar sabırsızlanıyor bazen de onu rahatlattıklarını düşünüyorlardı.Konuşurken çektiği zorluk sebebiyle bağırıyordu belki ama ben bunu anlamıyor ürküyordum.
O konuşurken acı çeken biriydi…
Yalnız bu acıyı çeken sadece kendisi değildi.Tacettin ağabeyi sevenler bu manzara karşısında çaresizdiler.Onun utanması ,mahçup olması ,ezilip büzülmesi onları da derinden yaralıyordu.
Tacettin ağabey çocukluğundan beri birçok doktora gitmiş fakat çare bulamamış biriydi.Ailesi çok zengin ve saygındı.Allah onu ailesine sapasağlam verdiği halde , ne yazık ki kader kötü gelişmişti.Çocukken düştüğü salıncak onu bu hale getirmiş ,hayatını karartmıştı.
İnsan çocuğunun tahtını yapabiliyor ama bahtını asla sözü Tacettin ağabeye tam da oturuyordu.
Anne baba için sağlıklı bir çocuktan daha büyük bir nimet olmayacağına daha küçük yaşımızda şahit oluyorduk.
Annemin anlattığına göre Tacettin ağabey öğretmen olan ablasının yanına gelince tanışmışız onunla.Bir müddet sonra kendine ayrı ev isteyince, ablası ona küçük bir ev tutarak dışarıdan yardımlarla onu rahatlatmaya çalışmış.Ne yazık ki ,kısa bir süre sonra tayini çıkan ablası ,bütün ısrarlarına rağmen onu yanında götürememiş ,yalnız yaşamanın tadını çıkaran ,kendine güveni gelen Tacettin ağabey yeni bir hayata atılmaktansa burada kalmayı tercih etmişti.
Annem ve Tacettin ağabeyin ablası iyi arkadaş oldukları için ,ablası gittikten sonra annem elini onun üzerinden hiç çekmemiş ,ev işi yapmaktan çok da hoşlanmayan bir kadın olmasına rağmen onun çamaşırlarını yıkamış,ütülenecek elbiselerini ütülemişti.
Çocukluğuma dair anılarımda Tacettin ağabeyin bizim evde yüzlenen bir yorganı vardır hep.
Annem onu sık sık yemeğe çağırır,bazen de evine pasta ,poğaça yollardı.
Onu iyice tanıdıktan sonra , onun korkulacak birisi değil çok eğlenceli iyi bir insan olduğunu öğrenmiştim.
Tacettin ağabeye babamın iş bulması bizimle daha sık görüşmesini ,ailemizden biri olmasını kolaylaştırmıştı.
İlk zamanlar evinden çok çıkmayan Tacettin ağabey daha sonra annem sayesinde insanlarla kaynaşmış ,dost olmuştu.Onu tanıyanlar zamanla sevmiş görünmediği zamanlar aramaya bile başlamıştılar.O sempatik tavırlarıyla kendini sevdirmiş,insanlar da ona alışmıştı.
Annemin sürekli eve gelen hemşire arkadaşları da artık Tacettin ağabeye alışmışlardı.Onunla muhabbet eden gülen ,şakalaşan genç hemşireler de hafızamda saklıdır.
Annem ve babamla akşamları eve gelince hemen Tacettin ağabeyi çağırır yemek yer ,oturup muhabbet ederlerdi.Bizimle oynayan ,ilgilenen Tacettin ağabeyle oldukça eğlenceli vakitler geçirirdik.Bazen annem ve babam onunla kağıt oynarlarken onlara kızar Tacettin ağabeyi zapdetmelerine ,bize bırakmamalarına içerlerdik.
O güzel bir ağabeydi.Annem akıllı ,iyi bir kadındı,onu eve alarak çocuklarının insanlara yardım ve merhamet bilincini geliştiriyordu.
Bazı şeyler kitaplardan öğrenilmez,yorulmak lazım…
Bunu bize en güzel şekilde öğreten yine anne ve babamızdı…
Merhamet o kadar güzel bir şeydi ki...
Fakat bazen annem gibi aşırı merhametli insanlar anlamadan ,dengeyi kaçırarak çok kötü şeylere sebep olabiliyorlar.
Merhametin maraz halini aldığı yıllarda annem, Tacettin ağabeyle yaptığı muhabbetlerde hemen her konuda fikirlerini öğrenmiş ve çok üzülmüştü.Bunu zaman zaman bize de anlatıp çok canımızı yaktığı olmuştur annemin .Öyle ki, bir ağacın altında oturup ağladığım çok olmuştur.
………………………….
Tacettin ağabey bu ikili diyaloğlarda anneme asla evlenemeyeceğini ,kimsenin onu kabul etmeyeceğini ,beğenmeyeceğini vurgulayınca ,annem üzüntüden ne yapacağını şaşırmış .İçten içe ağlayan annem, onun bu derdini dinledikçe onu mutlu etme adına çok yakışıklı ,eli yüzü temiz ,iyi bir insan olduğunu ,insanlığa önem veren insanların da olduğunu hatırlatmış ona.Annemin Tacettin ağabeye moral verme çabaları sürüp giderken bizim de onu çok sevdiğimiz ,görmeyince üzüldüğümüz,nasıl iyi bir baba olabileceği fikrini yerleştirmiş kafasına.
Bunlar doğru elbette o çok iyi bir baba,iyi bir komşu,iyi bir eş her şey olabilirdi.İnsanlığa değer veren insanların olduğu da doğruydu.Ama doğru olmayan bir şey vardı o da annemin merhametten şaşırmasıydı .
Sürekli evimize gelen genç hemşirelerden biri için Tacettin ağabeye seni beğeniyor demesi yaşanacak kötü olayların habercisiydi sanki.
Annem genç hemşirenin insanlığa önem veren ,duygulu aynı zamanda Tacettin ağabeyden hoşlanan biri olduğunu sokmuştu aklına bir kere.Zaman zaman bizim eve gelen Tacettin ağabey ve bu hemşire kız karşılaşıyor muhabbet ediyorlardı.Bizim eve girip çıkan çoktu hepsi de Tacettin ağabeyi tanıyor ve ilgileniyorlardı.Bu genç hemşire de onlardan biriydi.
Zavallı Tacettin ağabeyin onu gördükçe eli ayağı dolaşır olmuştu.Parfüm sürmeyi daha bir artırmış ,saçındaki tarak izleri de, daha bir belirginleşmişti.
Tacettin ağabey iki dirhem bir çekirdekti zaten .Her zaman takım elbiseyle gezerdi.Filmlerden fırlamış gibi bir hali vardı.Onu hiç rahat kıyafetlerle görmemiştim.Ayakkabıları gıcır gıcır ,üzerinde bir tane toz olmazdı.
Hatırlamak o kara günleri …Tacettin ağabey…Ah canım ağabeyciğim…
Pamuk ipliği ile bağlı hayatlar.Yanlış hesaplar …Maraz doğuran merhametler…Cahillik ne derseniz var.
Tacettin ağabeyin o hemşire kızı görünce yere yığılır bir hal alması,hülyalı bakışları,heyecanları içimde bir şeyler koparıyordu.Çok anlamasam da onun bu aşırı tavırları beni korkutuyor onun bir an önce normale dönmesini istiyordum.Annem onu çok mutlu görünce sevinmiş,babama havalar atmaya başlamıştı bile. Bu olaydan ilk anda herkes mutlu olmuştu. Fakat babam sürekli annemin hata yaptığını vurguluyor ,uyarıyordu.Annem abarttığını fark edince çok geç olmuş, korkmuştu sanırım.
Annemin kafasında Tacettin ağabeyin genç hemşireye kör kütük aşık olması yoktu.Ona göre bu olay sadece ona moral verecek bir şeydi.Fakat planlar tutmamış Tacettin ağabey kara bir sevdaya tutulmuştu.
Dönülmez bir yoldaydık hep beraber.
O gözünde, kafasında büyüttüğü kızı kalbinde sırça bir saraya çoktan yerleştirmiş ,annem derin acılar duymaya başlamıştı bile.
Tacettin ağabeye acıyan ,ilgi gösteren hemşire kızın onu sevmek gibi bir niyeti asla yoktu .O zaten herkesle ilgilenen ,kibar duyarlı sevgi dolu bir kızdı .Fakat Tacettin ağabey annemin etkisiyle onun kendisini sevdiği için böyle davrandığına inanınca, bir gün ona olan aşkını dillendirdi .İşte bütün felaketler o zaman başladı .Genç kız asla böyle bir şey olamayacağını ,onu arkadaş ve bir insan olarak çok sevdiğini açıkladı ve özür diledi .Bu konuşmadan sonra zavallı genç kız da, yanlış anlamalara sebebiyet verdiği için ,vicdan azabı duymuş ve çok hasta olmuştu.
Bir an önce tayinini isteyen ve memleketine dönen hemşirenin isteği kabul edilmiş ve oradan ayrılmıştı.Tacettin ağabey ve bizim için kırıcı acı dolu günler başlamıştı …
Artık bize gelmeyen Tacettin ağabey çarşıda da görülmez olmuştu…
Annem ve babam sürekli onu bize getirmek için evine gider ama bulamazlardı.Çocukluğumun en güzel günleri onunla geçirdiğimiz günler ,en acı günleri de da onsuz geçen günler olmuştu.
Ona o kadar alışmıştım ki!..
Neredesin be Tacettin ağabey, neredesin gel artık diye sayıklarken günden güne ona kinleniyor ,bizi hiç düşünmediği için kalbimdeki depremin kırıkları büyüyor ,yayılıyordu.
Onsuz hayat çok tatsızdı çok sıkıcıydı…
Ama gelmiyordu Tacettin ağabeyim…
Annem çok üzgündü babamla tartışıp duruyorlardı.Babam ona ,gördün mü bak ne yaptın ,derken annem bunları dinlemeye dayanamayıp odasına gidip saatlerce ağlıyordu.
Bir gün hastanenin bahçesinde oynarken , hastanede bir kalabalık olduğunu gördük..Olağan şeylerden biriydi .Biz her zaman ki gibi merak edip gittik.İçeriden gelecek haberleri beklerken denizde boğulan bir gençten bahsettiklerini duyduk.
Annem ağlayarak çıkıyordu.Annem hiç ağlamazdı.O böyle olaylara alışık bir sağlıkçıydı .Annem neden ağlıyordu.
Kalbimin hiç bu kadar hızla attığını duymamıştım…
……………..
Daha sonra boğulan gencin Tacettin ağabey olduğunu öğrenmiştik .Aşkının karşılığı olmadığını anlayınca derin bir bunalıma girmiş ,intihar etmişti.
Hayatımın en acı olayı onu kaybetmekti …
O içimde kanayan bir yara olarak kalacak, hiçbir zaman kabuk bağlamayacaktı…
Hatta çocukken duyduğum bu derin acı yıllandıkça ve olayları daha iyi anladıkça daha çok üzülmeme ,hayata sadece acı çekilen bir yer olarak bakmama sebep olmuştu.
Hayal kırıklığı ,vicdan azabı ,hüzün ilk tanıştığım duygular olmuştu.
Annem mi? O zaten bitmişti…
,
YORUMLAR
hikayedeki kahraman adaşım.....inan sonu beni yaktı geçti.....annen iyilik yapmak istemiş.... genç hemşire olayı bu şekilde beklemediği için hakikatı söylemiş.... taceddin kardeş ise bu durumu kabullenmeyip zayıflık göstererek hayatına kıymış...ne kadar güzel anlatmışsın....çok hoştu tebrikler ....saygılarımla
Sevgili Neslihan.
Bu hikayedeki anne belki acıdığndan, belki başka sebeplerle Tacettin Ağabey'e kol kanat germiş, tamamen iyi niyetli bir davranış olarak da onu evlendirme bir görevi üstlenmiş. Bu hikayede hem merhamet hem de iyi niyet birbirine karışmış.
Olaya şu açıdan bakalım bir de: O hemşire ile Tacettin adi evlenip mutlu bir yuva da kurabilirlerdi. Yazının bir yerinde sen de belirtmişsin. İnsan bir başkasının tahtını yapabiliyor ama bahtını değil.
Sonu acı biten bir hikaye ama vicdan azabını gerektirecek bir şey yok..Her şey iyi niyetle yapılmış.
Olaydaki tek yanlışı Tacettin ağabey yapmış. Sebep her ne olursa olsun bir insan kendi canını almamalı..O canın veren kendi değil çünkü.
İşlenişi ve kurgusu oldukça güzeldi hikayenin. Kutlarım.
Selam ve sevgilerimle.