- 991 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HÜZÜN AKAN ÇEŞMELER
Yok, yok,
gözyaşı değil,
yağmur yağdı yanaklarıma,
Bir akşam daha oldu yüreğimde,
İstanbul...
Unkapanı köprüsünün hemen girişine yakın otobüs durağından sola döndüm, sahil yoluna cephe içerideki sokakta yürüdüm bir süre, Cibali’den geçtim, yolum Balat’a düştü.
Balat garibanlar mahallesidir, Anadolu’dan gelenler Süleymaniye’nin alt kısımlarında, Cibali’de, Balat’ta kalır, eski bir semt olmasına rağmen cıvıl cıvıldır, her yöreden insan var.
Küçük bir kahvede çay içmek için oturdum, inanılmaz bir kemen sesi geldi, yandaki küçük dükkanda keman tamiri vardı, biraz dinledim, usta ayarladığı kemanı deniyordu.
Romen vatandaşlarımız, ellerinde keman, klarnet gelip geçiyordu önümden, içim ürperdi, kaç zaman daha sürecek bu, buraları satın alanlar var, belediye üçbeş kuruş verip kamulaştırıyor, sonra dönüşüm adı altında kapitalistlere satılıyor.
Bir kafe takıldı gözüme, bütün kirliliğe, yıkık gecekondulara rağmen pırıl pırıl boyanmış, süslenmişti. İlk önce o kafeyi fotoğrafladım. Sonra birkaç resim daha çektim, tam mahalleden ayrılacaktım ki, bir çeşme ilişti gözüme.
Kitabesi sökülmüş, musluğu yerinde yok. Hüzün akıyordu musluğun koparıldığı mermer küçük oluktan.
Yusuf’un Zülayha’ya hasreti gibi, Kerem’i yakan Aslı’nın aşkı gibi, Ferhat’ın uğruna dağları delip su taşıdığı Şirin’e kavuşma isteği gibi, çeşmeler ağlıyordu, çeşmeler boynu bükük, çeşmeler kimsesizdi.
Durup mermer taşlarına baktım, kimler bu çeşmelerden su taşıdı, kimin ilk banyosu, kimin son abdest suyu oldu.
Evlerde kaynayan tencerelerde aş oldu, yorgun gurbet akşamlarında garibanların demlediği çayda su, karıncalara, kuşlara can verdi.
Kitabesi olanları da okuyamadım, eski dili bilmiyorum. Lakin hayrat yaptıranların isimleri ve güzel sözler yazılıdır.
Küçük bir yoldan geçtim, iki yanım laleler, yokuş yukarı eski kalasları dizmişler, biraz rahatladım, betona, taşa inat biraz ahşap değmişti toprağa.
Kirlenen sadece şehir değil, hepimiz kirlendik biraz, ne yazık ki o eski mahalle çeşmeleri yok artık, evlerimizdeki musluklardan akan su ilaçlı, klorlu ve kirli.
Eve geldiğimde bir şeyler yazmak geldi içimden, resimleri de paylaşmak istedim.
Çeşmeler hüzün dolu, boynu bükük kaldı ardımda.
Ey şehr-i İstanbul, yetmez mi yaktığın, yetmez mi, ?
Suyu kesik çeşme gibi çaresiz,
Kimsesiz kalışımız.
Yetmez mi. ?
Engin KASAP
14. Nisan.2013- Balat-Fatih- İSTANBUL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.