- 690 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ELBİSTAN BELEDİYESİ/KÜLTÜR OCAĞI ŞİİR GECESİ DÜZENLEDİ:
"Konfüçyüs’e sormuşlar: “Bir memleketi yönetmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?”
Büyük düşünür şöyle cevap vermiş: “Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım.” Dinleyicilerin şaşkın bakışları arasında sözlerine devam etmiş:
“Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki, hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”
Aynı Konfüçyüs: “Kelimelerin kuvvetini anlamadan, insanların kuvvetini anlayamazsınız” diyor.
Biz bu sözü kendimizce güncelleyerek söyle şerh edebiliriz sanırım: kelimelerin kuvvetini anlayamadan, şairlerin kıymetini anlayamazsınız..
İki yıla yakın faaliyette olan “Elbistan Belediyesi Kültür Ocağı” eski köy odaları dediğimiz bir yapıyı andırıyor olmasının yanı sıra bir takım faaliyetlerin de konuşulduğu ve hayata geçirildiği bir mekân olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Kültür Ocağı’nda yaptığımız toplantılarda, Elbistan’da yaşayan kalem erbapları ve kendini yetiştirmiş değerlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan güzelliklerden; katılanların nasiplendiği kadar Elbistan halkı da payına düşeni almaktadır.
Kültür, sanat, edebiyat hatta iktisat alanlarında katkısı olan insanların bir çatı altında toplanarak güçlerini birleştirmeleri gerektiğine inanıyorum. “Elbistan Belediyesi Kültür Ocağı” gönüllülük esasına dayandığı için, samimiyet ve inancın dışında her şey o yapıyı hantallaştırırdı. Sebat ve sabır göstererek geldiğimiz bu noktada alacağımız şiir dinletisi kararına, Elbistan Belediyesinin vereceği destek ve katkıları da çok önemliydi.
İçinde yaşadığımız bu coğrafya, şair ve şiir adına her bölgeye nasip olmayacak bir zenginliği barındırmaktadır. Elbistan’da şiir acıdan tatlıya, toydan düğüne, kederden sevince varıncaya kadar günlük hayatın içinde mükemmel bir yer tutmaktadır.
Bu zenginlik Türk şiirinin at başı giden şairlerinin arasına hemşehrisi olmakla iftihar ettiğimiz Necip Fazıl, Bahaettin ve Abdurrahim Karakoç kardeşlerin yanı sıra Ali Akbaş gibi söz ustalarını hediye etmiştir.
İşte onun için bu çıranın yanması adına bu şiir gecesini tertip ederek üstümüze düşen vebalin gereğini yerine getirmek istiyorduk.
Yaptığımız toplantıda; “Elbistan Belediyesi Kültür Ocağı” olarak 26.10.2013 cumartesi akşamı, Mehmet Akif Ersoy belediye evinde bir şiir dinletisi düzenlemeye karar verdik. Gerekli istişareler yapılarak; çağrılacak şairlerden, ses ve fon müziğine varıncaya kadar her şey ayrıntılı şekilde planlandı…
O gün gelip çattığında şairler için sabah dokuzda başlayan program kahvaltıyla başlarken, Hocazade Mezarlığında medfun olan Seydahmet Kutuzman, Ferahi ve Ahmet Cansız Güllü’nün mezarları ziyaret edilerek onların şahsında hayat ırmağında akıp ebedi âleme intikal eden şairler hayırla yâd edilerek ruhlarına Fatihalar gönderilirken akşamki program için hazırlıklar da bir taraftan sürmekteydi.
Türk dünyasının yakından tanıdığı, şiirin ak sakalı Bahaettin Karakoç’un şeref konuğu olduğu şiir dinletisine katılan şair ve yazarların isimleri: Ahmet Bulut, Aşık Aliyar Aslan, Aşık Metini, Arif Bilgin, D.Mehmet Dalkanat, Erol Boyunduruk, Fevzi Yılmaz, Hanifi Kara, H.Hasan Uğur, Haşim Kalender, Hidayet Şakalar, İlhan Doğuç, Mahir Başpınar, Mehmet Gözükara, Mehmet Taş, Osman Konak, Tayyip Atmaca, Yasin Mortaş.
Hayati Vasfi Taşyürek’i çok yakından tanıyan Ramazan Kılıç Bey “Tuna” şiirini seslendirdi. 1957 yılından bu tarafa Elbistanın Sesi Gazetesini çıkararak Elbistan basınının duayeni Mehmet Göçer’in merhum Ahmet Çıtak’tan anlatacağı anekdotların yanı sıra Çıtak’ın Göçer’e hitaben kaleme aldığı şiiri okuması için davetliler arasında ismi yer almaktaydı.
Şiir dinletisinin başlama saati gelip çattığında mikrofonu eline alan Mehmet Taş hocam kendine has espriler katarak sunduğu programının sonuna gelindiğinde yaşanılan onca güzelliğin tadı damağımıza çıkmamacasına sindiğini bir gün sonra yapacağımız dinleti hakkındaki görüş alış veriş toplantısında ki heyecanımızı gözle görülür şekilde hissettiğimizde bir kere daha müşahede ettik.
Kültür ocağı adına tertip komitesinde görev alan arkadaşların ortak kanaatleri şu şekilde idi:
1) Programda esas obje şair ve şiirdi, bu durum son dakikaya kadar korunmuştu.
2) Salondaki samimiyet dikkat çekecek kadar üst seviyedeydi.
3) Programlanan zamana uyularak zaman israfının önüne geçilmişti.
4) Dinleyicilerin dikkat kesilerek programı takip etmeleri amaçlanılanın elde edildiği kanaatini pekiştirmesi açısından bir gösterge olarak kabul edile bilinirdi
5) İşin mutfağı, üslendiği vazifesini kusursuz denecek kadar noksansız yerine getirmişti.
6) Bu dinletiyle Kültür ocağı adına başka etkinliklere de kapı aralanmış, yapılması gereken kültürel faaliyetlerinin ivme kazanacağı kanaati pekişmişti.
7) Önemli olanın Kemiyet değil keyfiyet olduğu bir kez daha vücut bulmuştu.
8) Elbistan’ımıza kazandırılan Mehmet Akif Ersoy belediye evinin bu tip etkinliklere ev sahipliği yapıp yapamayacağı da test edilmiş ve verimli bulunmuştu.
9) Her şeyden evvel taşıdığımız vebalin gereğini hakkıyla yerine getirdiğimiz kanaati yüzümüze yansıyan gülümsemeye aks etmişti.
Başta Bahaettin Karakoç olmak üzere gönül ikliminden süzdüklerini ses ve söz dünyamıza kazandıran şairlerimize, programı baştan sona takip ederek bizlerin her an yanında ve yakınında olan Elbistan Belediye Başkanı Av. Durmuş Küçük Bey’e, gecemize teşrif ederek bu güzelliği birlikte yaşamamıza vesile olan seçkin dinleyicilere, hizmet veren belediye personeline ve teknik ekibe gönül dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.