- 1037 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
SEVGİLİ GÜÇ,
SEVGİLİ GÜÇ,
Kesik ne kadar derin olursa,kan da onca feci akar. Bütün kırmızıları kustum,sarıları siyaha boyadım . Bir varmış bir yokmuş, bir yar varmış kaybolmuş..
Sizi odanıza götürsek iyi olur dedi, yürek görevlilerim kollarına girdiler hislerimin. Bakmadım bile numara kaçtı? Kırmızılardan birisi başını kaldırdı sordu. Sessizdi,masum bir hali vardı -yüzünde oldukça emanet duran- sanki ona onca yoğunluğu yaşatan o değildi ve sordu : ’’cennet mi burası..?’’ Ne cenneti senin güneşin battı yahu!
Kartalların yenilenme sürecinde neler yaşadıklarını okudun mu hiç? Ellerini sımsıkı tutan kara yazgını bırak,gevşet parmaklarını hayatın öcünden.
Kim kimi beğenirki zaten? Herkesin eleştiri okları yayların ucunda attı atacak ve attılar dahi. Zırh giydirmen gerek artık akıl dışı, elinde olmayan duygulara. Yazgına..
Bu yaşamın süprüntülerinin tozlarını yutmaya mecbursun. Aracılık edeceğin durumları var yüreğindeki hislerin hayatınla ama bir o kadarı yok da, bak aniden geliveriyorlar kollarına girmeye,seni istedikleri biçime sokmaya, kırmızılar.
Halbuki yaşamın içinde aynı yolları kullanmak zorunda kaldığın çirkinler de var. Hangisini tahkik edeceksin? Boşvermelisin çoğunlukla en güzel böyle yaşarsın. Bir ’’Vazgeç Gönlüm’’ şarkısı çal Orhan Baba’dan ister iç ağla,istersen kalk oyna. Her vakit ısrıdığın bir elmanın arkanı dönmeden kararması kadar ucuz ve sevmeye değmeyecek kadar da pahalı inan..
ALMILA ERDEM