- 2193 Okunma
- 23 Yorum
- 0 Beğeni
SIK BAKALIM, SIK BAKALIM, BİBER GAZI SIK BAKALIM. -1-
Sabahın köründe kalktım. Bir güzel traş oldum. Takım elbiselerim içinde en yenisi olan üç yıl önce aldığım elbisenin pantolonunu, gömleğini, kravatını güzelce ütüledim. Evi zaten bir hafta öncesinde tertemiz etmiş idim. Şeker kolonya da hazır...Öylece bekiyorum.
Şimdi ’’ Sami Hoca’ya görücü geliyor galiba, vah zavallım vah. Bekarlık iyice başına vurdu garibimin ’’ Filan diyorsunuzdur garanti. Yok yahu. Unuttunuz mu? Bu gün bayram. Bakarsın Ramazan ve Kurban bayramında elimizi öpmeye, halimizi hatırımızı sormaya gelmeyenler bu bayram gelirler diye salakça bir ümitle evde oturmuş ziyaretçi bekliyorum.
Saat on iki oldu. Ne gelen var ne giden. Canıma tak etti gari. Bu sefer evde oturmayacağım. Resmen dalacağım milletin içine doya doya kutlayacağım Cumhuriyetimin Kuruluşunun Doksanıncı yıl dönümünü.
Efendim...İstanbul’daysanız ve de Anadolu yakasında, hele de Ümraniye’de ikamet ediyorsanız nereye gidersiniz bayram kutlamasına? Elbette Kadıköy’e...Kendi kendime ’’ Şimdi Kadıköy insan kaynıyordur..Ulan bir kere de solcularla birlikte kutla şu bayramı kıyamet kopmaz. ’’ Düşüncesi ile atladım bir minibüse, ver elini Kadıköy.
Saat bir...Cumhuriyet Mitingi saat ikide başlayacak...Kendi kendime ’’ İnşallah çok abartmamışlardır kalabalığı da taa Haydarpaşa Numuneden sahildeki meydana kadar yürümek zorunda kalmam’’ Diyorum.Ama o da ne? Minibüs yağ gibi kaydı Haydarpaşa Numunenin önünden. Köprü üstünde bile trafik mırafik yok.
Kadıköy’de indim. Etrafa baktım, ne bir polis, ne bir bayrak, ne yürüyen insanlar. Yine kendi kendime ’’ Ulan ota-boka her şeye miting yapan bu herifler Cumhuriyet Bayramı kutlaması için bir program yapmadılar mı yani ?’’ Diye hayıflanarak vapur iskelesine, -Bilenler bilir- Haldun Taner Sahnesine doğru yürümeye başladım. Allah’ım Ya Rabbim. Yol boyunca ne bayrak var, ne flama ne de yürüyen. Ses seda da gelmiyor. ’’ Ne lan şimdi bu? ’’ Derken nihayet Ziraat Bankasının önünde gördüm bayrakları. Her zaman çiçek satan bizim şopar gacıları bu sefer toplamışlar bayrakları, bayrak satıyorlar. Hımmm..Şopar gacıları bayrak sattığına göre demek ki miting var...
Nihayet gördüm. Atatürk’ün denize bakan heykelinin hemen dibinde yüz, yüz elli kişi civarında bir kalabalık var ve devamlı sağdan soldan insanlar geliyor. ( Özellikle Bahariye istikametinden )
’’ Oh beeee..Boşuna gelmemişim demek ki’’ Hemen meydana dalıp kendimi parkın çimleri üzerine konuşlandırmam gerekiyor ortalık iyice kalabalıklaşmadan. Ama öncelikle polis kardeşlere elletmek lazım. Yahu fesatlık yapmayın hemen. Adamlar aramadan mı alsınlar meydana? Her vatandaş gibi ben de polise yaklaştım ve ellerimi kaldırdıktan sonra ’’ Esselamü Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh ’’ Dedim; yüzümdeki Polat Alemdar’ın babası Ömer Baba’nın o munis bakışlarıyla. Polis kardeş bir şey demedi ama gözlerinden okudum. O da bana ’’ Ya Hacı Baba, senin ne işin var bunların arasında? ’’ Der gibi bakmıştı.
Neyse efendim. Polise sağımızı solumuzu ellettikten sonra tam heykelin dibine kadar geldim. Heykelin karşısında bir platform var ve platform üzerinde koca bir afiş: ’’ Boyun eğmeyeceğiz’’ Kendi kendime ’’ Aferin, işte Türk Genci böyle olacak. Boyun eğmeyecek ’’ Diye düşünürken sağ tarafımda kocaman bir afiş daha gördüm. ’’ Yeni Bir Cumhuriyet, Sosyalist Bir Cumhuriyet’’
Yok arkadaş...Ne yaparsan yap kırk yıllık Yani olmuyordu Kâni... Oysa ne umutlarla gelmiştim bayram kutlamasına...Adamlara/Kadınlara Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet yetmiyordu. Onu ille de Sosyalist bir Cumhuriyete çevireceklerdi. Bağırmak istedim ’’ Ulan zibidiler..Hem üzerinizde ’’ Atam..İzindeyiz ’’ Yazılı tişortlar taşırsınız, hem de sosyalist cumhuriyet istersiniz. Ulan Atatürk bilmiyor muydu bu ülkede bir sosyalist cumhuriyet kurmayı? Sizin sosyalizm dediğiniz, iyi bir şey olsaydı onu Atatürk getirmez miydi?’’
Yine de sabırla bekleyeceğim bu gün. Çünkü işin doğrusu bu insanları anlamak istiyorum. Her ne kadar -daha mitingleri başlamadan- amaçlarını öğrendi isem de biraz daha kalayım. Hem canım park güzel, serilmişim yeşil çimenlerin üzerine, tüttürmüşüm cigaramı. ’’Hava latif, ıklım mutedil, menazir-i tebain mukemmel, daha ne istiyorsun ki? Evde kalıp gurk tavuğu ( Kuluçkaya yatan tavuk )gibi kıçını mindere yapıştırmaktan daha iyi değil mi? En azından deniz havası alıyorsun’’ Diyorum kendi kendime.
Derken efendim alanda kalabalık bir hayli arttı. Demek ki ben bayağı erken gelmişim.
Kalabalık arttıkça o platformdan müzik ve arasıra konuşmalar da gelmeye başladı.
Cumhuriyet Bayramı kutluyoruz ya, Hani bize bu Cumhuriyeti de Atatürk armağan etmişti ya...Ne ’’Cumhuriyet Bayramınız Kutlu olsun.’’ diyen var ne de Atatürk’ün adını ağızlara alan. Böyle bir pankart ya da afiş filan da yok. ’’Cumhuriyet’’ Kelimesi? Yok haklarını yemeyeyim şimdi. Cumhuriyet kelimesini ağızlarına alıyorlar. Şöyle:
’’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu gün Marmaray’ı açıyor. Marmaray’ı da Cumhuriyetin doksanıncı yıldönümüne armağan ediyormuş. Onun bu memlekete vereceği en büyük armağan Amerika ile kendileri arasında bir tüp geçit yapıp bir daha dönmemek üzere o geçitten -vatanları olan - Amerika’ya gitmek olacaktır.’’ ( Akışlar... )
[ Onlar bile kabullenmiş bu ülkede taa Amerikaya kadar uzanan bir tüp geçit yapılabilecekse bunun ancak Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu bir hükümetle yapılabileceğini...’’Merak etme biz iktidara geleceğiz ve daha uzun bir tüp geçit yapıp seni Amerika’ya göndereceğiz. Bu, senin yaptırdığından daha hayırlı olacak. ’’ Diyemiyorlar mesela. Öyle bir vizyonları yok çünkü. ]
Hoperlörün yüksek volümünden söylenenlerin çoğunu anlamasam da bu mesaj gayet net anlaşılıyor.
Peki Cumhuriyet kelimesi sadece bu konuşmada mı geçiyor? Yok...Bir tane daha var: Yüzde yüz, kelimesi kelimesine böyle olmasa da mealen şöyle diyorlar:
’’ Bugün Cumhuriyetimizin doksanıncı yıldönümü... Doksan yıl önce padişahı, şeyülislamı,halifeyi indirerek kurduğumuz cumhuriyetimizde doksan yıl sonra yine padişahlar, şeyhülislamlar, halifeler hüküm sürmeye başlamıştır. Buna müsaade etmeyeceğiz. Yeni bir Cumhuriyet..Halkın iktidarı için sosyalist bir cumhuriyet...’’
Ve marşlar... Hani eski devirlerdeki marşları olsa bilirim de yenilerini bilmiyorum. İçinde ’’ Çapulcu ’’ Kelimesi sıkça geçen bir marş var..Sanırım ’’Çapulcu Marşı’’ dedikleri şey olsa gerek.
’’ Hakimleeriiiiii, savcılarıııııı, polisleeeriiiii, hepsi halka karşıdır ’’ Yaklaşık iki dakika arayla bu şarkı ( ya da marş ) söyleniyor.
’’ Memleketi faşist sarmış, vur kardeşim vur vur’’
Ulan Allahtan eski bir faşist olduğumuz(!) alnımızda yazmıyor. Yoksa resmen vura vura gebertecekler. Adamların niyeti bozuk.
Ama benim favorim şu oldu:
’’sık bakalım,sık bakalım,biber gazı sık bakalım / kaskını çıkar, jopunu bırak,delikanlı kim bakalım.’’
Bayağı hareketli bir parça..Bu çalınınca çoluk, çocuk, kadın erkek, hatta nineler, dedeler var bayağı yaşlı, onlar bile zıplamaya başlıyor. Yani anlayacağınız seksen yaşındaki dede de, yetmiş yaşındaki nine de, ama ille de bayanlar polise ’’ Kaskını çıkar, copunu bırak çık karşıma delikanlıysan’’ Diyor. Hatta bir hamile bayan vardı...Kadın ha doğurdum ha doğuracağım durumunda. O kalabalıkta doğum sancıları tutsa, birden suyu boşalsa ancak polis aracı ve eskortu eşliğinde hastaneye yetiştirilecek, başka türlü mümkünü yok. Lakin hatun o haliyle polise ’’ Kaskını çıkar, copunu bırak gel seninle kapışalım’’ Diyor.
Sonunda ben de aşka gelmeyeyim mi? Oturduğum yerde önce parmaklarım oynamaya başladı. Sonra popom sağa sola sallanmaya, derken ben de başlamaz mıyım milletle birlikte ’’ Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım’’ Müziği eşliğinde oynamaya? Allah’ım Ya Rabbim..Sürü psikolojisi denen şey bu olsa gerek. Hani Polis gelse. ’’ Gel lan ib...Aha kaskımı çıkardım, aha copumu attım, biber gazı da kullanmayacağım..Gel bakalım’’ dese resmen sı.tı Sami Bez getir. ’’ Abi ben müziğin kurbanıyım. Sözlerini söylemedim.’’ Demek kâr eder mi dersiniz?
O değil de yanlarında köpek , hatta panzer bile getirmemiş olan polisi resmen tahrik ediyorlar. Anlaşılan bayağı bayağı bağışıklık kazanmışlar biber gazına. Boşuna dememişler ’’Alışmış kudurmuştan beterdir.’’ Diye...Sen misin vatandaşı biber gazına alıştıran? Al işte durduk yere yeni bir uyuşturucu müptelalığı daha. Adamlar/ kadınlar biber gazsız duramıyorlar..Kafayı bulmanın en beleş yolu...Bunlara Amatem filan da kâr etmez artık.
Bir iki tepindikten sonra yine oturdum yeşil çimenlere. Platformdan müzik gelmeye devam ediyor ’’ Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım...’’
Çimler hafif soğuk. Karnım da aç..İşte bu durumlarda benim mide ve bağırsak sistemi gaz deposu haline gelir. Şimdi de öyle oldu. Resmen sanayi tüpü gibiyim...Platformdan hâla aynı şarkı geliyor: ’’ Sıkbakalım,sık bakalım,biber gazı sık bakalım, / kaskını çıkar, jopunu bırak,delikanlı kim bakalım.’’
Birden jeton düştü...’’Ulan iki saattir bana mesaj veriyor bunlar... Biberoğulları değil mi benim soyadım? Hatta eski haliyle Biber...Herkes bana ’’ Biber ’’ Demez mi?’’
Adamlar ve kadınlar bana resmen ’’ Biber, gazı sık artık, tutma içinde.’’ diye mesaj veriyorlar. Yalnız ’’ Kaskını çıkar, copunu bırak ’’ Kısmını anlayamadım. Hamdolsun ne kaskım var ne de copum. Neyse...Bu kadar ısrara dayanılır mı hiç? ’’Madem o kadar istiyorlar sıkalım bakalım’’ diyerek Meydana öyle bir Biber gazı saldım ki ne siz sorun ne ben söyleyim.
DEVAMI VE 29 EKİM 2013 ÜN ÜSKÜDAR SAFHASI, YANİ MARMARAY’IN AÇILIŞI BÖLÜMÜ YARINA İNŞALLAH. ( ORAYA DA GİTTİM )
YORUMLAR
Uzun zamandır yazını okumamıştım. Demek ki bayramdan bayramaa okuyacağım. 23 Nisanı bekliyeceğiz artık :)))))))))))))
''Kırk yıllık Kani olurmu Yani'', Abin duymasın))))))))))
Güzel bir yazı olmuş tebrikler
Selam ve sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 10/31/2013 1:58:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
hocam size çağımızın yaşayan nasreddin hocası dersem bana darılmazsınız umarım yazınızı okurken oğlum ne dese iyi anne babamıda kaybettik demezmi hocam çok güzel bir bayram geçirmişsiniz sık bakalım sık bakalım derken zorla size gazı sıktırmışlar bu leninciler baktılar öyle başaramayacaklar bari atatürkçü gibi görünelimde işi öyle sıyıralımın peşindeler hocam biz mümin bey ışık mehmet ali beyle tuzlada kutladık bayramımızı sessiz sakin bir gün içiinde aslında benimde aklımdaydı kadıköye gelmek ama dediğiniz gibi abuk sabuk sözler duyup moralimi bozmayayım dedim gelmedim devamını merakla bekliyorum ben çok güldüm sizinde gülmeniz dileğimle saygılarımla selamlar
Çok kolay sinrilenmeyen biri olarak bugün kü hâlimi görenler tanımadı desem yalan olmaz..
yaş ilerledikçe ince eleyip sık dokuyoruz mu nedir.
yıllardır insan çalıştırırım bugün gibi hiç olmadım
küfür bile ettim desem inanın..
insanlar bakıyorum sanki insan değil de değnekle sürülmeye muhtaç koyun gibi olanları var..
başta akıl yok izan yok, düşünce yok
ben neyim diyen yok.
velhasılıkelam beyinlere kazılmış bir başka alemin ruhu
her fırsatta çirkinliklerini ortaya koyarlar
sorsanız çağdaş insanlar
eyvah eyvahhh..
ilgi ve tebessümle okudum yine yazınızı
selamlar saygılar
bomba gibi bir yazıydı hocam, gaza geldim, nasipse önümüzdeki bayram ben de sıkacam. sa-mi-bi-ber-in-as-ker-le-ri-yiz diye de slogan atacam. inşallah justin bieber falan anlamazlar, karizmayı çizdiririz :))
Elinize sağlık, şaka bir yana ben de dün gece Bursa'da kutladım bayramı. her ne kadar belli bir kesimin propagandasına dönüşse de, sağcısı solcusu, çapulcusu cemaatçisi herkes oradaydı. :)
yahu sami abi
duruşunuz tavrınız anlayış açınız öyle bendenize benziyor ki anlatamam
sizinle genel olarak ümraniye civarlarında büyüdük galiba ondan mıdır ne dir
yazınızdaki en belirgin unsur sizin bir intihar komandosu olmanız
şöyle ki onca patlayıcıyla kadıköye gitmişsiniz
yani tam biberin gazını atmosfere salarken yanınızda belinizde allahtan sigara falan içen biri yokmuş
o değil gitti bizim niyazi olabilir kimvurduya uğrayabilirdiniz:))
biz de
erenköy etemefendide büyüdük kaba tarifle
zannımca siz ''Nazmi ayazbeyoğlu ilköğretim okulunda Sahrayıceditte okudunuz, çünki oralarda tek okul orasıydı o zamanlar ankara asfaltı öncesinde :))
o zamanar ümraniye kurtarılmış bölgeydi bir acayip tek başına memleketti :))
hatta bir kere motorlarla şileye giderkenez çevirme vardı polisler ekmek arası dağıtıyorlardı
tabii nasibimizi almıştık :)))
polise türkü bile yakmıştık
''zordur almak bizden motor hey '' diye
maden ocağının dibinde bir sen varsın direnen
dostum kim tutar seni...
saygılarımla enfesdi yazı...
yok,sul tarafından 10/30/2013 10:13:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yine güzel bir yazı ile, hatta komikliğin dibine vurmuş bir Sami Biberoğulları yazısı ile karşı karşıyayız.
Güldük, hoş beş ettik te hocam, benim öyle bir şikayetim var ki anlatamam. Artık, elime bayrağımı alıp, göğsümü gere gere Cumhuriyetin asıl anlamını anarak, tadarak, bilerek ve bunun bilincinde olan insanlarla yürümek isterdim. Bayrağım elimde şükür, göğsüm gerili. Ancak şimdi öyle bir anlayış çıktı ki ortaya ileride çocuklarımın ya da çocuklarımın çocuklarının Cumhuriyetin, İstiklalin, bir 10 Kasımın anlamını önemini bilebileceklerinden emin dahi değilim.
Cumhuriyet adına yapılan bir yürüyüşte yine RTE nin yada bir başkasının adı, sanı, yaptıkları, yapacakları anıldığı sürece ya da bir milleti korumaya, bozgunculuğu bitirmeye çalışan, başımız sıkıştığında eteklerinde bittiğimiz Polisimize yapılan bu kışkırtıcı tavır ile ne sağlıklı bir neslimiz olur ne de vefalı..
Ne desek bilemedim ki.
Not: Gerçekten günün anlam ve önemini bilen insanlarla aynı yolda yürümek içimde her zaman ukde olarak kalacak.
Saygı ile..
Bir Cumhuriyet kutlamalarımız da böyle coşkulu ve renkli geçiverdi. Seneye bakalım nasıl bir Cumhurşyet bayramı yaşayacağız? Daha doğrusu bakalım yaşayabilecekmiyiz?
İçimizde tedirginlik olsa da umutlarımız seneye de aynı heyecan ve coşku ile alanlarda "Ebedi Cumhuriyetimizin" bayramını kutlamak.
Bu yıl sizin dekatıldığınız Cumhuriyet törenlerinin en görkemlisi yaşanadı.En anlamlısı Cumhuriyetimizin 90.Yılında Silikon Atatürk'ümüzün de konuşaraktan bu heyecana iştirak etmesiydi.
Yıllardır ,yüz yıllardır bekleyen halkımız nihayet "Silikon Ata" sına kavuştu.
Bu büyük ve görkemli çalışmayı yapanları kutlamak lazım.
Be vechile bizim de muasır medeniyetlerin şeysine çıkabileceğimizi bütün dünya milletlerine temaşa eyledik,şükürler olsun.
her tarafı silikon olarak imal edilen Büyük Ata'mıza el sürmek ve öpmek yasaklanmış.Zira doktorlar bu gibi durumlarda silikonların patlayabileceği endişesi taşıdıklarını dile getirmişlerdir.
Bir müjdemiz ve bahtiyarlığımız da Ata'mızın yanında bir de Slikon İsmet Paşa imâl edilmiş olmasıdır.
Milletimiz yıllardır bu özlem ile yanıp tutuşmaktaydı.
Artık ülkemizi huzurlu ve mes'ut vakitler beklemektedir.
Bir de ülkemizin "İrtica " tehlikesini tekrar gündemem getirmek lazımdır.
İrtica geliyor ve bunu önlemeliyiz.
Uyanık olmalı ve irticaya karşı koymalıyız.
Bakınız bir sürü havaalanı,otoban,hızlı tren yapıldı.
Şimdi de Marmaray denilen yeraltı geçidini niye yaptılar zanıyorsunuz?
İrticayı getirmek için tabi ki!
İrtica kolaylıkla gelsin diye hep yol yapıyolar.
Biz ülkemizi geri götürmek isteyen Marmaraycılara,havaalancılara,otobancılara,ambü
lans helikoptercilere karşı Silikonlarımızla karşı koyarız.
Bir de ricam var bizim "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz " arkadaşlarımızı hiç cephede göremedik.
Bu fikriyatımızı arz ettikleten sonra Sami Hocamızın iştirak ederek coşku kattığı Cumhuriyet Kutlamalarının neden bu derce heyecanlı ve cafcaflı geçtiğini idrak etmiş bulunmaktayız.
Bilhassa bu tür coşkulu kalabalıklarda etraftan zuhredecek seslere aldıran olmaz. Koku ise Cumhuriyetten geldiği vehmiyle rahatsızlık vermez halkımıza.
Doğrusu bizim Karadenizli( Rize'li İsak diyoruz da adının bu olduğuna emin değilim ) kardeşimiz "Sık bakalım,sık bakalım...." marşını dinlerken kortejdeki kızların hınçla İsak'ın gözlerine bakıp böyle haykırmalarından feci etkilenmiş. Bu İsak "sık bakalım" daki "ı" harflerinin üzerlerine birer ucuzundan nokta hisseidnce "Uyyyyyyyyy..." diye haykırmış.
Ve korteje dalmış.
Daha haber alamadık kendisinden hayırlısı diyoruz.
Selam ve saygı ile değerli hocam.