Aklımı Islasıl Kılan Benlik Bulutusun
hayrettin taylan
Aklın delisiyim ,
Ünlem noktasını gözyaşlarından almış.Benim aklım da ıslak.Zekamın sılasındayım.Ayrılığın s’alasını okuyan imamesiyle teşbihlerimin tespihini tümleyen güzelin güzel güncesinden kaçtım.Sevginin seccadesi duruyor. Soluma selam verdim hala sen vardın.
-Duaların, derin sızıların, mistik algıların sarmıştı.
Soru işaretimin beli bükülmüş, üç noktalarını tüketmiş, uç noktalarda yaşamış cümlenin öznesiyim.
-Emelleri kirlenmiş dünyanın sancısıyım, anları şanlara tanıştırma cücesiyim. Cüceliğim devlere ders verir. Devlerimle, devinimlerim arasında kendime ait deşifrelerim var. Ruhumun sancısı kadar, umudumun bakisi arasında sakiliğin döküldü mazmun özlemler raksında.
Bir yaraya sarılmış makara gibi yuvarlanıyor dünyam seninle.Kanayan her yanım senden yıllar biriktirir. Bir sevme delisiyim, bir sevinme alisiyim.
Yaralar derin ve bir ömür kadar.Her karesinde bir anı bir seneye eşitçe siner.Canlanır bir şiirde,şarkıda ,filmde ...Yeşil gözlüm,ela sözlüm şairler sevince asırlara sığmıyor ,dillerin destanında " canlanır.Dedim yaralar ,asırlar ve sırlar gibi halsiz ,sensiz, bensiz bırakır Cançiçeğim.
Gayri safi saflık hasılatıma hasretin eklenince yüreğimistanın sevda başına düşen düş geliri arttı canciceğim. Safiyetimin üretimiyle iyi niyetler arttı.Ben iyi niyetli olmayı farzdan sayarım. Namazı bozan şeyler gibidir, iyi niyeti bozan her şey.
-İyiliğin , güzelliğin, emellerin merkezkacıdır iyi niyetler. Niyetimin diyetindeyim, seni sevmenin saflığında saf sanma beni.Kötülüğü tümleyen kötü emeller, niyetlerde zekamın giyotin kadar keskin, amacım uçağın kanadı gibi hızlıdır;ama iyilik denizinin en kötü damlası olmayı tercih edenlerdenim.
Çağrım taşları eritti;ama sensizliğim hala taş, hala ateşlere ders.
Bir lalezârın lal konserinde renklere, renkli anlara konser verdim, bütün alem duyup ağladı… seni sevdiğimin lal masalında periliğin
Duymadı.
Kendimi tanıtma günlerinde seni bekledim.Egolarıma sponsorluk yapan eskiz hatalarımdan aldığım dersten sonra kendimi tanıştırdığım özümden arta kalanları görmeni istedim.
-Hayat bir yarışın karış karış aşınmasıdır.
Bir ben’i geçtiğimde imkansız kimlikler atlasında rengini aradım.
-Gözlerin, sözlerin, en çok da gelemeyişin aynı mı? Bensizlik bir feleğin felaketinde .Ya sensizlik kaç mil daha bana yakın
Ben bir Ben’den geçtim, “ben” , bir ben’de kaldı.Ya sen kaç senin senesinde kaç benim sinesinde, aşka kavil duruşlar besledin?
-Gelincik tarlasında gelinliğini giymiş hangi çiçeğin solmayan yüzüsün bilemedim.
Y’araya solan saatlerin akrebinde ısırgan zamanlarım var.Zamansızlığın bütün zehri yalnızlığıma sinmiş.Sendin ben, bendi zaman…
Ala’nın giyotin şavkında kesilmiş manalarımı sözünde neden susarsın.Nedensizliğin tüm cevapları yeşil gözlerinde okunur mu?
Ya bakışlarının sözsüz efsanesinde şehirler yutuldu.Ya içimdeki kayıp medeniyetlerin anlatılmamış, yaşanmamış,bilinmemiş, gerçeğini sadece benim hissettiğim tavırlar şehri benim.
Ya da aşık gibi yazmayı yaşamaktan daha evla buluyorum.Veyahut görünmeye görücü, seni görmeye örücü, senli demleri örüntülere taşımaya zeka seferi. Bir sevi kentinde kaldıkça ben’ bir ben’e kavlarımı ateşine refik ederim .
-Gösterilmenin gösterisinde, görünmüşlüğe çıkmış bahtın var.Kaderinin irade kentinde, yazılmışlığın sevilmişliğe sunulmuş bir kere.
Ben geldim sana.
-Bu dünyanın en derin gerçeği.Ömrümün mıknatısına kendi çekiciliğin vardı.Kendi esrik zamanlarının adılı serildi.Kendinle buluşmalar yaşadığın bu sevilme seferinde ruhunun derin sızısı yayıldı. Bir safir mucidiyim.Her sevda bir emek, ekmek, aş. Benim dimağımı tümleyen saf niyetlerinin iyotlarıdır.İyonik bir ruhun sazıyım, seni çaldım dünyamca.