- 569 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bilimsel Olanla Bilimsel Düşünce Olan 2
Bu kabilden bilimsel bilgiler bize söylenirler. Bu bilimsel bilgi bizde ve söyleyeninde de bir perdelenme bir körlük yaratır. Çünkü süreçler tam da söylenen bilimsel bilgi gibi işlemez. Siz bir gram yağı yakarak, verili şartlar altında, suyun ısısını 9 kalorilik değerde; 9 derece artırırsınız.
Ama siz bir gram yağı vücudunuzda yaktığınızda 9 kalori üretip üretemediğinizse oldukça meçhuldür. İşte bilimsel düşünce ve bilimsel fikir burada devreye girer. Neden mi? Çünkü vücutta yakılan yağdan, elde edilecek kalori sonucu belli atmosfer basınçlı ve artı dört derece yoğunluktaki suyun ısıtılması içindeki verili şartlarla bağıntılı değildir de ondan.
İşte perdelenme ve görememe burada başlar. Bu yüzden bu bilimsel bilgiden hiç bir bilimsel düşünce ve fikir ortaya çıkmaz.
Bilimsel düşüncenin ortaya çıkmadığı yerde de; "üç ayyaşın dediği muteber oluyor da, benim inancım niye itibari olmuyor" demenin abuklaşması başlar. Bu tür rastlantılar sığ, mesnetsiz, abuk sabuk bir söylem oluşla; çok yanlış yerde konumlanıyorlar. Ülkemizde teknoloji üreten teknoloji yoksa bu ne üç ayyaşın itibari olmasıylaydı, ne de üş çember sakalın inançlarının itibari olmamasıyla alakalıydı.
Üç ayyaşında, üç çember sakalın da keyfîlerinin üzerinde bir nedenle bu teknolojiler yoktu.
Bir kere sizin yağ ya da lif besinlerini sindirme eylemleriniz daha ilk başta ağızda, dişte, tükürükte, mide de, bağırsak ta vs. oluşlarla sindiriminiz bir yığın vücut içi olan olmayan eksik yetersiz işlevsiz olan enzimlerle karşılaşırlar. Bu karşılaşmalar sizin birim besinden, birim kalori elde etmenizi önler.
Bu nedenle siz lifi iyi parçalayamadığınızda hemen hiç kalori almadan sindirim gerçekleşir. Ya da az sayıda yetersiz enzim çalışmasıyla 2 kalorinin altında bir gerçekleşmeyle sindirim olur biter. Veya iyi çalışan enzim deponuz sayesinde yine iki kalorinin denginde hatta kimi durumda iki kalorinin üstünde olan bir yararlınınlar elde edeceksiniz. Böylesi bir durumda, adeta sinekten yağ çıkaracaksınızdır.
Siz bir maymun gibi beslenişle 2 kalorilik besinde aynı yararlanışı elde edemezsiniz. Bir maymunla aynı besinleri tüketiniz, maymun bu beslenmede oldukça enerjik olurken, siz lifli besinleri zor ve az sindirir oluşla, çok az kalori elde edip zayıflamaya başlayacaksınızdır.
Yani bilimsel deyişle 1 gram lifli besin yediğinizde her durum ve şartta 2 kalori elde ettiğinizi söylemek aklı peynir ekmekle yiyip, bilimsel düşünüşle olamamaktır.
Bilimsel düşünceyi oluşturmak için sadece bunlar da yeterli değil. Bir bilgi ne kadar bağıntılarla ortaya konursa o kadar gerçek bilgi ve bilimsel düşünce olmaya çok yaklaşır. Yine bilebildiğim kadarla işin içine diğer bambaşka bağıntı lamaları da katarsak düşünce bilimsel düşünce olmağa, görece yaklaşır.
Yine aldığımız besinler, et ya da lifli, karbonhidratlı patates tahıl gibi besinler; çiğ olarak yenilmekle, parçalanmış ya da dövülmüş olarak, kurutulmuş olarak, pişirerek, haşlayarak, kızartarak vs. yemek çok farklı sonuçları ele verir. Yani dövülmüş etin 1 gramı ya da ezilmiş karbonhidrat ta alınacak olan kalorinin miktarı 4 kaloriye yükselir. Yine çiğ alınan etin 1 gramında alınması gereken kalori 4 kalori değerinin altında olur.
Açıkçası çiğ yenen et ve lifli besinlerin 1 gramıyla alınacak kalori miktarı ne 2 ne 4 kalori olmayacaktır. Bunları döverek ya da pişirerek yediğinizde 2 kalori ve 4 kalori değerine çok çok yaklaşacaktırlar. 4 gram protein yediğinizde teorik olarak 16 kalori alacağınızı söyleyebilirsiniz. Ama 4 gram et yendikten sonra alınan kalori hiç te söylenen miktarda olmaz.
Söz gelimi 4 gram et yendikten sonra ne kadarı miktar hala sindirim sonunda yendiği boyutta posa olarak atık kalıyor. Sindirim olmayan posa sizin 16 kalori almanızı etkileyecektir. Söz gelimi 4 gram etin 3 gramı sindirime uğramışsa 1 gramı et kalori alabileceğiniz bağıntılı yapı durumu içine geçmemiş demektir. Teorik olarak sizin alacağınız kalori bu 1 gram atıktan ötürü 16 kalori olmayıp; 12 kalori olacaktır.
Yine vücut besinleri sindirirken bir enerji harcar. Yani kazançlar bir maliyetle karşılanır. Bir proteinin, sindirimi yağın sindirilmesine göre 5 kat daha fazla kalori tüketir. Yani 1 gram yağı sindirirken 1 kalori harcarsanız; 1 gram proteini sindirmek için de 5 kalori harcarsınız. Bu kıyas karşısında, bala ise neredeyse kalori harcamasınız denebilir.
Yiyeceklerin türünden türüne, hamlığına, pişimliğine ya da enzim değerlerinize göre harcayacağınız enerji nicelikleri de vücuttan vücuda değişecektir. Teorik olarak 13 kalori aldığınız bir beslenmede 6 kaloriyi sindirim için harcamışsanız, sizin bu beslenmedeki net kalori sağlayışınız; 7 kalori olacaktır.
Yine ha keza mide ve bağırsaklarımızda milyonlarca bakteri ve türlerinin ne kadarısı sizin sindiriminize yardımcı oluyorlar, ne kadarları sizin besinlerinizi çalıp asalak yâda tufeyli dediğimiz parazit oluşla kaç kalorinizi hortumlayıp yutuyorlar.
Diyelim ki 3 kalori de parazit er hortumlamalara gitsin. Sizin 4 gram yediğiniz ette net kalori sağlamanız 4 kalori olacaktır. Yeterli miydi? Hayır. Siz besin alırken besinlerde mutlaka mikroplar vardır. Besinle birlikte bu mikroplar da vücuda alınırlar.
Vücuda alınan mikroplar vücudun bağışıklık sistemini uyarıp, bağışıklık sistemini harekete geçirirler. Harekete geçen bağışıklık sistemi, vücutta kalori harcanmasına sebep olacaktır. 4 gram etten aldığınız + kalorinin bir miktarı da buraya harcanır.
Bu kez sizin kalori kazancınız 4 kalori olmayıp; 3,5 kalori olacaktır. Yediğiniz besinin bir de sizde ishale neden olduğunu düşünürsek harcanacak kalori sıfıra indiği gibi stoklardan da kalori harcatır.
Sizler aynı miktar yiyecek ve teorik olarak aynı miktar kaloriyi alsanız bile her biriniz aynı miktarda kalori alamazsınız. Bunun nedeni yukarıda beri söylüyoruz. Söz gelimi sizde sütün laktozunu sindirir olacak laktaz yoksa aynı miktar sütten aynı kaloriyi alamayacağınız pek açıktır.
Sindirim sisteminizde evrim atik oluşla, besinleri sindirime ve dolaysıyla kaloriye çeviren bakterinin sizde çok olması demek; hemen hemen vücuda aldığınız tüm besinleri atığa çevirmeden sindirim olayı içine katar. Böylece sizde bu kaloriler yağ olarak depolanır ve şişmanlama dediğimiz obeziteye neden olur.
Yine insanların bağırsak uzunlukları farklıdır. Bağırsak sindirim sisteminin bir parçası oluşla sindirime ve besin emilimine katkıda bulunur. Söz gelimi bir Rus’un kalın bağırsağı, bir Polonyalının göden dene kalın bağırsağından 55-60 cm daha fazladır. Bu da sindirimin kaliteli olup, olmamasına; besinin asgari kalori değerlerine kadar yararlanışına hayli etki eder.
Görülmektedir ki okullarda okuduğumuz bilgilerle bilimsel olan sonucu yan yana getirdiğimizde 8 gram lif 16 kalori ya da 8 gram et 32 kalori vermeye eğilimliyseler de 16 ve 32 kalori vermeyecektirler. Süreç yalın olmayıp birçok bağıntıların girişme, yansıma; tekrar girişmesi şeklinde oluşla bir yararlınım olacaktır.
Bu nedenle her hangi bir bilmezce kişilerin ekrana çıkıp şu (200 gram) kadar cips yediniz; bir gram cips %16 yağ içeriyor. Öyleyse 32 gram yağ yediniz. Bu da 32x9=288 kalori eder ki obezite oldunuz demektir demesi; tam bir akıl perdelemesi ve insanları kariyerleriyle aldatmanın ta kendisi olmakla da kendi bilimsel düşünemez ligini topluma bulaştırmasıdır.
Bilimsel olanı bilmek bulmak buna sahip olmak başka; bilimsel düşünce başkadır. Bilimsel düşünce o bilimsel bilginin dışındaki alanlar bilmesiyle de bağıntılından çok geniş analizci ve sentezci ilişkin ligini bilme felsefesidir. Şu halde bir satış ürününün üzerindeki etiketlere de inanıp ben 200 gram cips yedim. Şu kadar yağ, şu kadar protein ve şu kadar karbon hidrat aldım. Bunlar da benim günlük enerji değerlerimi kapsamaya yetiyorlar diye, inanmamak gerekir.
Girişte verdiğim kolesterol, nikotin, protein gibi örneği hem verdiğim bu örneklere göre hem vücudun soba borusu gibi pasif olmayıp vücudun nikotine işlemler yapmasına dikkat edilmelidir. Hem vücudun dışta aldığı kolesterolü, proteini; bire bir kullanmağa eğilimli olmadığını da unutmamalıyız. Aksine insandan insana değişik üretilen proteinleri vücut, gerektiği kadarla; kendisine özgü oluşla protein ve kolesterol yapacak olma bağıntılarına göre durumu bir daha değerleyin lütfen. Neler ortaya çıkacak?
Vücut gerektiğinde kolesterol analizinden, kendi protein maddesi inşa edebileceği gibi; Protein den de kolesterol maddesi inşa eder bir dinamikliğin içindedir. Bu bağıntılar göz ardı edilmemelidir. Böyle olmasaydı bir kurbağa sindirimin de siz olmazdınız. Sizin ayrıştırılmanızdan da çürükçüller oluşamazdı.
Bir çürükçül sizin proteininizi bire bir alıp ta ne edecek ki? Sizi mi üretecek! Üstelik bir virüs sizin depo malzemenizi; ne sizin proteininiz oluşla birebir kullanır. Ne de sindirime konu olan ineğin inek proteini ve inek kolesterol maddesi gibi aynen inşa etmezler. Virüsler sizin hücrenize kendisini ürettirirler. Bu virüs inşasında kullandığı besinden protein, kolesterol vs. gibi alınanlar alındığı gibi hep korunan bir inşa malzemesi delilidirler. Kimya bağları bilmeden de bilgilerin özümlemesiyle bu vargıya varılabilir.
01.04.2013