BİZİ İLGİLENDİREN TOPLANTILARDA YOKUZ !..
Dün bir toplantıya davetliydim, katıldım. Konferansın verileceği salona vardığımda fazla kalabalık olmadığını görünce üzüldüm. Çünkü; anlatılacak konu biz Türkleri çok yakından ilgilendiren, dünyadaki belli güçlerin üzerimize nasıl tezgahlar hazırladıklarının anlatımı ve özellikle ermenilerin Azerbaycan’da katliamları, soykırımı nasıl ve kimler tarafından ne için yaptırıldığının anlatılması idi.
Hayatımızı yakından ilgilendiren bir meseleydi!
Bu kadar önemli konferansa iştirakin hayli fazla olması gerektiğini düşündüm. Her konforun sağlandığı bu salona insanlarımıza dar geleceğini düşünerek gitmiş ve arkadaşlarıma demiştim;
’ Salon geleceklere yeterli mi? Sonra mahçup olmayın gelen misafirler için’
"Yok başkanım, yeterlidir’ dediklerinde sevinmiştim gelenler ayakta kalmaz diye...
Öyle olmadı. Yani; salona iştirak edenler, salonun yarısını bile doldurmamıştı! Konferansı veren değerli arkadaşım sayın Sefa M. YÜRÜKEL’in sitemli sözleri beni oldukça yaraladı. Dedi ki;
’Şimdi burada bir dansöz gösterisi veya futbol izlemesi yada;dans yarışması düzenlenmiş olsaydı, bu salon almadığı gibi; sokakları taşırırdı! Şu Lahey’de otuzbin’in üzerinde Türk ikamet etmesine rağmen, konferansımıza katılan sayıya bakın! Kendimize verdiğimiz önemi siz düşünün artık! ’ dediğinde utancımdan yüzüne bakamadım...
Sefa bey ne kadar haklıydı sözlerinde. Yıllardır bunu söyledim konferanslarımda ben de... Ne kadar vurdum duymaz bir toplum olmuşuz. Dünya devletleri üzerimize bahis oynarlarken, maalesef bizler kendimizi unutmuşuz. Bir milletin kaderini kendisi tayin ederliğinin idrakini unutmuşuz ve dalmışız barların loş ışıklarındaki sarhoşluğa veya sofiliğin ne olduğunu bilmeden soyunmuşuz veliliğe (!). Elimizde doksandokuzlu tesbihle cennet kapısı aralamaya uğraşırız... Habuki bilmezler ki; vatansızlıkta bir yerlere gidilemeyeceğini...
Konferası dinleselerdi vatandaşlarımız, sanırım pek çok meseleleri birinci ağızdan dinleyip, ne çok uykuya daldıklarını bileceklerdi, ama maalesef ter ,duman ve şarap kokularının hakim olduğu bar ve kahvehaneler tercih edildi...
Olsun bakalım !
Akıllar ne zaman başa gelir bilemem ama, bıkmadan, usanmadan milletimize olan hizmetimizi, duyarlılığımızı sonuna kadar devam ettireceğiz. Gaflete dalmış bizim insanımız olsada; milletimizin ve devletimizin temelidir onlar. Uyanışı mutlaka gerçekleştireceğiz!
Gelelim dünkü konferansa;
Değerli kardeşim Sefa M. Yüksel bey, Dünyadaki soy kırımları ile ilgili bilgiler verirken, genelde biz Türklere ve Kızılderililere yapılan soykırımları anlattı. Şimdiye kadar duymadıklarımızı, bilmediklerimizi belleklerimize kazıdı. Biz Türkler o kadar bilgisiz ve tarihi gerçeklerden bihaber kalmışız ki; şaşırıp kaldık! Neden duymadık veya birileri bu gerçekleri bizlere anlatmadılar yıllardır.Hocaali katliamını, Kerkük’deki Türkmen Türklerini, Bosna’da Boşnak Türk’ünü ve Türkiye içinde girişilen soykırım katliamlarını ispantlandırarak gözler önüne sermesi karşısında nutkumuz tutuldu! Bu katliamlarında sebeplerini sıralarkende, bundan sonra nasıl hareket edilmesi gerektiğini ve hangi önlemlerin arkasında yer almamızı açıkladı.
Aslında daha çok şeyler anlattı. Hele kendisi ile çok özel konuşmam ve aciliyeten nelerin öncelikle yapılması gereketiği birlikteliğine varışımız beni asıl memnun eden durumdu...
Türk Dünyası için ne çok şeyler yapsak, azdır! Bu şanlı milletim daha büyük hizmetlere layıktır ve ben; ömrünü bu yüce millete vakfetmiş biri olarak, hayatımın sonuna kadar Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş milletimin hizmetkarıyım, onun ayağında turabayım...
İnşallah aydınlık yarınlarımız tez olur.
Ey şanlı Türk! Allah yar ve yardımcımız olsun!..
Zafer Direniş
...
YORUMLAR
Sevgili Direniş kardeşim
ALLAH seni ve senin gibileri başımızdan eksik etmesin.
Yazını okumaya keyifle başlarken, ne yazık ki bitişinde
En az senin kadar Üzüldüğümü belirtmek isterim.
Kabahat acaba o salonu doldurmayan halk damı
Yoksa bu konuda halkımıza bu olayı duyurmanızda yanınızda olmayan Kuruluş veya derneklerde mi?
Sanırım Türkiye de böylesi konferans veya konuşmalar muhakkak ki oluyordur.
Fakat nedense bir türlü ne sesleri duyuluyor nede duyuruluyor,
Ama eğer ki bu konuya bir yabancı talip olsaydı sanırım aylar öncesinden Bunun reklâmını yapacak olan kurum ve kuruluşlar bütün gayretleri ile çalışırlar
Olanakları sonuna kadar kullanırlardı.
İşte o zaman o salon yetmeyebilirdi.
Aklıma şu an gelen çok eskiden televizyonlarda yayınlanan, bir reklâm vardı hatırlarsan, ( yöneticimiz uyuyormuuuu )diye kapıcıya bağırılan reklam
Aklıma birden o reklâm geldi.
Ve şimdi de ben buradan bağırıyorum, kurum ve kuruluşlar uyuyormuuuuuuuu
Ah be direniş kardeşim, insanın böylesi olaylar karşısında bağıracak O kadar çok sözü oluyor, ama gel gör ki
Ne kadar bağırsak da, çağırsak da, kulaklarına pamuk tıkamış olan kişi ve Kişiler maalesef bu sesi duymuyor, ne diyelim ALLAH Türk ve İslam âlemine Yar ve yardımcı olsun.
Seni seven kardeşin / kulhilmi
çok üzücü bir durum.sadece şehit cenazelerinde akıllarına Türk oldukları geliyor ve dolduruyorlar meydanları en şiddetli sloganlarıyla andlarıyla.ille de bir şey olması gerek.olmasına imkan vermeden tedbir almak konuşmak birleşmek için hiç bir çaba gösterilmiyor.kendi kendimize boşuna demiyoruz Türk ün aklı sonradan gelir diye.
yazınız için teşekkür derim.
Sevgili direniş,
Yazın gerçekleri ne kadar güzel yansıtmış.Maalesef biz nerede laylaylomlar var oradayız...Böylesi önemli konulardaki konferanslara galiba çok uzak kaldı milletimiz.Milletimizin kafalarını öyle boş şeylerle meşgül ediyorlar ki,boşluklarla hipnotizma ediliyor beyinler,uyuşturuluyor.
Umarım bu durumlara dur demeyi başaracağız,fazla geciktirmeden bir şeyleri yeniden yapılandırmayı Rabbim bu millete nasip eder.Dualarım vatanım, bayrağım ,milletim için.Milletimin aydınlık yarınları için.
Ne mutlu senin gibi yüreklere..
Kalemini kutlarken hep yüreğinin götürdüğü yerde ol hiç pusulanı şaşırmadan başı dik duruşunla.
Sevgilerimin en derini ile
Bahar