- 790 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEZİ PRATİĞİ VE DOĞRU DEVRİMCİ ÖNDERLİK
GEZİ PRATİĞİ VE DOĞRU DEVRİMCİ ÖNDERLİK
Bütün kitlesel eylemlerin belirli taktik süreç ve aşamaları vardır. Bütün devrimci eylemler gerçek olgular üzerinden kendisini gerekçelendirirler ve maddi zemini olmayan hiç bir eylem,eylem olamaz;olsa olsa olsa eylem için eylem olur. Devrimci eylemlerin mutlaka bir zemini ve gerekçesi olmak zorundadır. Emekçilerin daha da ötesi tarihsel sürecin çelişmeleri,devrimci eylemlerin hayat buldukları alanlardır. Eylemler genellikle ekonomik, sosyal,siyasal,pratik politik,zeminlerde hayat bulur. Bu zeminlerden kopuk,olgulardan kopuk eylemleri gerekçelendirmek çok zordur ve gerekçelerini kitlelere anlatamayız.
31 Mayıs’ta start alan ve tüm Türkiye sathına yayılan bu yaygın eylem,bütün sebep ve sonuçlarıyla birlikte,büyük bir tecrübe ve pratik olarak devrimci tarihe mal olmuştur. Eylem, çeşitli sınıflardan emekçilerin, gençlerin, işçilerin,esnafın,memurun,aydının ve orta sınıf burjuvazinin tepki ve reflekslerini yansıtmaktadır. Eylemin hedeflediği, amaçladığı talepler de, eyleme katılan sınıfların ihtiyaçlarına göre değişmektedir. Kemalistler ve milliyetçiler vatan ,millet, bayrak ve cumhuriyet diyorlar. Onlar kemalist cumhuriyetlerini istiyorlar ve orta sınıf burjuvazi bu alanda etkindir. Aydın memur ve emekçilerin büyük bir kısmı bu taleplere sarılıyor ancak;ekonomik ve siyasi taleplerde ileri sürmektedirler. Tava tencere açlığın eylemle ifade edilmesidir ve bu kesim ekonomik talepler uğruna günlerdir sokaklardadır. Marksizmden etkilenmiş küçük burjuva gurup ve anlayışlar,en ön mevzilerde,barikatlarda karşı devrime karşı,devrimci zorla kendilerini ifade ederek,sistemle günlerdir çatışmaktadırlar ve en ön saflarda dövüşmektedirler.
Demek ki eylem üç farklı anlayışın hayat bulduğu zeminlerdedir. Bütün bu farklı sınıfların birde hem fikir oldukları ’’AKP GİTSİN,HÜKÜMET İSTİFA’’ gibi ortaklaştıkları bir hedef var. Eylemin esas kitlesel kuvvetini oluşturan büyük kalabalıklar şimdilik sadece eylemin AKP boyutunu görebiliyorlar. Sorunun bir sistem bir devlet sorunu olduğunu gören büyük bir kitlede var. Ancak eylem kendiliğindencidir ve doğru bir önderlikten ve örgütlülükten yoksundur. Bütün sorun kitlelerin talep ve öfkesini doğru devrimci bir alana kanalize ederek,eyleme devrimci derinlik kazandırmak ve emekçilerin devrimci enerjisini ve atılımını geliştirerek geneli özelle ,önderliği kitlelerle buluşturmaktır.
Kitlelerden kopuk,kitlelerin talepleri altında veya çok üstünde davranmak derin yanılgılara götür ve eylemi başarısızlığa mahkum eder. Bu tür büyük ve yaygın kalkışmalara doğru önderlik edilmezse,eylemin niteliğini ve amacını değiştirecek potansiyeller de oluşur ve hayat bulur. Bütün eylemlerin temel amaç, kuvvet toplamak,tarafsız ve örgütsüz yığınlara mesajlar vererek emekçileri seferber etmektir. Bütün eylemlerin başarı yüzdeleri vardır,kazanımlar ve kayıplar vardır. Bu bir sonuçtur, eylem bittikten sonra ortaya çıkar. Biz henüz bu büyük eylemin sonuçlarını tam olarak göremiyoruz,sadece şimdilik tahmin yapıyoruz. Bütün eylemlerin bir başlangıcı ve birde sonucu vardır. Buna eylemin içeriği, biçimi, yönelimi, hedefi,eyleme katılan dinamikler ve karşı devrimin pozisyonu v.s.,bunların hepsi başlangıç ve sonuç itibarıyla değerlendirilmesi gereken konulardır.
Her şeyden önce bu eylem başından beri planlanarak, tasarlanarak, sonuçları da hesaplanarak yapılmış bir eylem değildir ve örgütsüzdür. Bütün sorun bu büyük kitlesel başkaldırının ,doğru devrimci bir önderliğini oluşturmaktır. Bu tür büyük kitlesel büyük başkaldırılar devrimin çelişmelerini deşer,yeni enerjiler ortaya çıkarır. Bazen de devrimin şiddeti kendisiyle çelişir ,amaç dışına çıkar. Bazen bu tür başkaldırılar hayvani bir boğazlaşmaya dönüşür,Suriye örneğinde olduğu gibi. İnsanlık için,yapılan devrimlerin çoğu,bugün yeniden insanla karşı karşıya gelmiştir. Küçük burjuva mülkiyetçi bir ruh halinin,devrimin çelişmelerini çözmekten aciz bir birikimsizliğin, eyleme dair yapacağı hiçbir şey yoktur.
Mevcut olanı yıkmaya çalışan başkaldırı,yerine başka bir eski koymak çabasındadır. Bunu dışarıdan gözlemleyerek,eylem hakkında analiz yapmak mümkün değildir. Ancak bütün devrimlerin maddi alt yapısı, siyasi üst yapısını oluşturur. Devrimlerin maddi alt yapısı ne ise,siyasi üst yapı buna göre şekillenir. Devrimci durum sonuçta devrimci harekete yönelerek,devrim durumuna evrilir. Hiç bir devrimci durum ,bizlerin kafasındakilere göre şekillenmez. Bütün devrimci süreçlerin maddi alt yapıları,kitlelerin ihtiyaçlarına göre şekillenir ve siyasi üst yapılarını bunun üzerinden şekillendirirler. Eylem stratejik bir olgu değil,taktik bir yönelimdir. Eylemin şiddeti, kitleselliği,ideolojik ve pratik yönelimi,karşı devrimin yönelimlerini ve niyetini açığa çıkararak,karşı devrime pozisyon aldırır, harekete geçirir.
Gelinen aşamada karşı devrimciler devrimci halk muhalefetine karşı açıktan saldırıya geçmişlerdir, kullandıkları araçlar militer kuvvetlerdir. Polis ve ordu, bu halkın asla dostu olmamıştır. Ordudan medet bekleyenler fena şekilde aldanıyorlar ve aldatıyorlar. AKP bu konuda Orta -Çağ davranış ve yönelimi göstermektedir. Sermayenin önemli bir kısmı AKP’ nin bu yöneliminden rahatsızdır. Amerikalı Fethullah’da bu konuda AKP’ye muhaliftir.Reformist orta sınıf burjuva partiler bu kitlesel büyük emekçi direnişine ikircikli yaklaşmaktadırlar. Bu kesim CHP içindeki orta sınıf burjuvaziyle birlikte hareket etmektedir. MHP,Amerika’nın Türkiye’deki savaş örgütüdür ve bu konularda pro-aktiftir. Kürt ulusal hareketinin parlamentodaki temsilcisi konumundaki BDP eyleme kesin tavır takınarak,AKP’nin yanında yer almıştır. Eylem süresince bu tavırlarını devam ettirmişlerdir.
Ancak AKP miadını tamamlamıştır. ABD,sırtına binecek yeni bir At arayışına girmiştir, bu eylemlerin sonucunda ABD’nin yeni AT’ı da ortaya çıkacaktır.Bu eylem sonrası Türkiye bir nevi yeni yöneticilerini de belirleyecektir. Çünkü bütün maddi eylemli süreçler siyasi üst yapılarını oluştururlar. Bu değerlendirmeyi yapmak için beklemek zorundaydık,çünkü eylemin ilk günlerinde, eylemin talepleri belli değildi ve şekillenememişti. Bugün eyleme dair elimizde önemli veriler vardır.
Tartışmalardan da anlaşılacağı üzere ,eylem kendiliğindencidir ve devrimci bir önderlikten yoksundur. Eylemin temel niteliği ve felsefesi,eyleme kalkışan insanlarca anlaşılmamıştır. Devrimci birikim,eylemin karakterine ve ruhuna,eylemin içeriğine uygun politikalar belirlemekten acizdir ve genç tecrübesiz insanların bilinçsiz ve cesurca yönelimleri Yetersizdir,ideolojik ,siyasi,sosyal,pratik politik birikime sahip değildir,eylemin sonucunu olumlu yönde etkilemekten acizdir. Eylemci kitlelerin yönelimleri dikkate alınmamaktadır,kendileri gibi davranmaktadırlar. Kitlelerin ayağa kalktığı yerde tabi ki eylemin haklılığından ve haksızlığından bahsedilemez ve bu tartışılmaz da.
Bu aşamadan sonra eylemi doğru hedeflere nasıl yönlendirebiliriz tartışılır ve bütün devrimci enerji bu alana kaydırılmalıdır. Bütün sorun bu zemine devrimci önderliğin girebilmesidir. 50 kişiyle başlayan eylem ikinci ve üçüncü günlerinde ülke geneline yayılarak milyonların ortak sesi olmuştur. Eylem birinci günden itibaren farklı bir devrimci zemine kayarak,milyonlara mal olmuş ve kendi mecrasında akmaya başlamıştır. Emekçiler bir ırmak gibi akmışlardır eylem alanlarına. Akış büyüyüp sertleştikçe,içindeki zararlı mikroplarıda dışarıya atarak arınacaktır. Kir ve pislik bu akışın içinde barınamaz,eylemciler kirlerinden arınarak yollarına devam edeceklerdir. Eylemin temel amacı ve felsefesi,AKP’nin yönetimden uzaklaştırılması amaçlıdır.
Öncelikle bu gerçek bilince çıkarılmalıdır. Şimdilik bu talepler dışında eyleme farklı misyonlar yüklemek subjektivizm olur,eylemi anlamamak olur. Devrimci görev,eylemin bu haklı muhtevasına sahip çıkarak,,eyleme kalkışan bütün devrimci sınıflarla ortak eylem yaratmak ve kitleleri daha ileri taleplerde buluşturmaktır. Ancak eylemin stratejik temel halkası AKP’nin yönetimden uzaklaştırılmasıdır. Eylem hala güç toplayarak devam etmektedir.Eylem güç kaybetmeye başladığında doğru bir manevrayla geri çekilmek gerekecektir. Şimdilik kitlelere bir savaş dayatılmaktadır. Emekçiler, devrimciler bu savaşa ne kadar hazırlıklıdırlar, ve nereye kadar direnebilirler. Bu sorun tamamen önderlikle ilişkili bir sorundur. Gelinen aşamada eylemde yeni mücadele biçim ve taktileri ihtiyaç haline gelmiştir ve bu konudaki eylem araçları çok zengindir. Bu eylemin gerçek kahramanları kitlelerdir. Maceracılığın ortasında muazzam bir karamsarlık ve umutsuzluk vardır. Hayat bir kez daha ıspatladı,-bugün en temel sorunumuz devrimimizi küçük burjuva ,maceracı çocuksu,ideolojik,politik ve pratik olarak geri çizgiden kurtarmaktır. Bunun yöntemi bilimselliktir.
Emekçi halk hareketi,bütün bunlar dışında doğru zeminlerde büyüyerek devam etmektedir.Devrimcilere düşen görev,doğru bir önderlikle bu büyük kalkışmanın beli bir disiplin içinde eylemin devrimci bir programa oturtulmasıdır.Hareketin kendiliğindenci olması ,yenilmesi için yeterli bir nedendir. Düzensiz ve kumandasını kaybetmiş bir ordunun nasıl ki başarı şansı yoksa ,kendiliğindenci bir halk hareketinin de başarı şansı yoktur. Öncelikle bu hareketin doğru bir program,doğru bir planlama ya, doğru hedeflere ve doğru bir siyasal çizgiye sahip bir önderliğe ittiyaçı var. Bütün bunlar başarılmadan,eylemin olumsuz sonuçlanacağı unutulmamalıdır.
Eylemin temel felsefesi kuvvet toplayarak,AKP’yi yönetimden uzaklaştırmaktır. Bunun için karşılıklı kuvvetlerin doğru analiz edilmesi gerekmektedir. Bu durum,sürece denk düşen eylem biçimlerini saptamamıza yardımcı olacaktır. Değişen duruma göre yeni taktiklerle düşman karşısına çıkmak gerekebilir.Yenilmek gibi bir lüksümüz yoktur. Yenile yenile yenmesini öğreneceğiz sözü başarıya odaklanamamaktır. Hiç bir eylem yenilgi almak için yapılmaz,bütün eylemler başarılmak için yapılır. Bu tarz yenilgi psikolojisinden çıkmak gerekiyor. Haklı bir dava,yenilgide olsa ,sonuçta başarı kaçınılmazdır. Eylemde kendiliğindencilik yenilgi için yeterli bir nedendir.
Bütün halk hareketleri belli bir ihtiyaçtan doğarlar ve dalga dalga büyürler. Maddedeki devinim toplumsal hareketler içinde işlemektedir. Çelişme ve gelişme ,çatışarak var olma sınıflı toplumların,gelişme ve gerilemeler içinde mutlak ilerleyen çelişmeler taşırlar kendi içinde ,ve bu sıçrama gerinin içindeki ilerinin öne çıkmasıdır. Bütün eylemlerin şiddeti vardır,ortaya çıkar,büyür, ve sonra geri çekilerek,dinlenir. Sonra yeni bir dalga halinde koşulları oluştuğunda tekrar ortaya çıkar. Bu nesnel bir durumdur. Bütün savaşlarda geri çekilme ,güç toparlama molalar verme,dinlenme ve karşı tarafı gözetleme süreçleri vardır.Bu yasaya uygun davranmayan ve sürekli savaş halinde olan bir kuvvetin başarı şansı yoktur.Bütün eylemlerin sınırını eylem sürecindeki gelişmeler belirler.
Bütün eylemlerin farklı farklı taktik aşamalara vardır,kendiliğindenci eylemlerin birikimi,kuvveti bizim irademiz dışında zaten vardır. Devrimci öncüler bu kuvveti,bu birikimi disiplinli bir biçimde devrimin hizmetine sokmaya çalışırlar. Eylemin bütün taktik aşamalarında buna dikkat ederler. Eylem güç kaybına başladığı andan itibaren,farklı bir aşamaya geçilmiş demektir. Bu anlar eylemde kırılma anlarıdır ve kritik eşiktir .Sistem bu gün kendiliğinden gelişen bu halk hareketlerini provake etme çabasındadır. Amaç,kitledeki bütün enerjiyi dışarıya akıtarak ,eylemi dağıtmak, ve boşa çıkarmaktır. . Bu koşullarda geri çekilmek eylemi zaafa uğratmak karşı devrime nefes almayı sağlar. Eylem gezi parkı içine hapsedilemez,eylem bir halkın/halkların ayağa kalkmasıdır,bir başka anlamda meydan okumadır. Hareket iktidara yönelerek,yönetenleri alaşağı etmek amacındadır. Gezi parkında çok fazla oyalanmanın çok fazla bir anlamı kalmamıştır. Taksimde ısrar etmek doğrudur. Taksim Türkiye’nin Leningıratıdır, Stalingıratıdır, Munzurların-Dersim’in kardeşidir.
Derğrli dostlar yoldaşlarım,bu eylem sonucunda eminimki,büyük kazanımlarla yolumuza devam edeceğiz. Kitlelerin bu karalığından her hangi bir zayıflama görüldüğünde yeniden sağlıklı bir değerlendirme yapılarak,yeni bir sürece girilmelidir .Bu bir disiplin bir kurmaylık sorunudur. Kolektif kurmay bu hareketin önüne hedeflerini doğru saptayarak koyar. Halktan kopmadan, halkın bir adım önünde yürümek gerekiyor. Eylemin toplamda yarattığı birikim derslerle doludur ve güçlü kitlesel bir pratiktir. İktidarı kuşatmanın ip uçlarını da vermektedir.
Eylem ,AKP ye pozisyon bozdurarak,parlamentonun bütün burjuva çirkinliğini ortaya sermiştir. Emekçiler iktidarın nasıl ve hangi araçlarla kuşatılacağını biliyor ve bilincindedirler. Öncü birikim görev olarak bu birikimin en önünde olmalıdır.
Sonuç yerine,bu eylemde hayatlarını feda eden eylemci yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum.Çünkü onlar yaşamın güzelliğiydiler. Onların düştüğü yerde şimdi demet demet kırmızı karanfiller var.Onlar gülerek öldüler ve ölümsüzleştiler.
Erdoğan Ateşin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.