- 1464 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Annem'e...
Yıllarca ayrı kalmamın birikimleriyle,ve artık benim bir kuş olup uçucağım zamana kadar birlikte yaşamamızın mutluluğuyla yazacağım sana...senden uzaktayken cebimde kaygılarım,önümde umutlarım vardı.Hep büyük olma isteyişlerim vardı...Büyüdüm bugünler geçti,bitti..Dilediğim kimi şeyler senin o güzel dualarınla oldu...13 yaşım senden ilk ayrılışımdı,hayata başlangıcım...Hatırlıyorum hiç pazar günleri gelsin istemezdim.çünkü saat 07:00 olunca yurda dönme saatim gelirdi.o saat gelmeden önce uyanıp yatağına koşarak gelip ayaklarına sarılıp sessizce ağladığım saatlerdi,sen bilmezdin,görmezdin annem. SONRA ZAMAN GEÇTİ,GEÇTİ GÜNLER DELİLER GİBİ GEÇİP GİTTİ... artık bir an önce Pazarlar gelsede arkadaşlarıma sarılsam dediğim günler,bazen nasihatlarına çığlıklandğım günler oldu...Ve bugün o yükselişlerime pişman olduğum gün;
Hiç dinlemediğimi sandın aslında seni Ben hepsini biriktirdim içimde.Yanlış dediğin her bir şeyi, doğru sandıklarımda yanıldığımda hatırladım.Çokta geç olmasada seni anlamam ilk ne zaman akıllandım annem biliyormusun? Beni herkese karşı koruyup kollamandan,yaptığımı bilsende,’yaptı uzatmanın manası ne’diye herkesi susturman,bir babama savunmaya gelince KIzım yapmaz ! yapsada yapması gerekmiştir diyerek benim hatalarımı kapatman...Yıllardır eleştirdiğim bütün huylarına artık bakıyorumda bende sahibim annem.Sevdiklerime güveniyorum,çevreye güvenmiyorum annem...Neyin var dediğinde “yok birşeyim”
Nasılsın dediğinde “iyiyim”
Neredesin dediğinde “evdeyim :)”
ağladın mı sen?dediğinde “valla ağlamadım” yalanlarını yıllarca bir sana yutturamadım zaten
Bir bakışımdan, ses tonumdan, oturuş şeklimden,bakışlarımdan nasıl çözdün beni anne nasıl!
Hiç bir şey saklayamadım. Hep anladın sonra sustun...Yazılacak o kadar şeyimiz var ki annem...Telefonda tartışıp telefon kapatıp ağlayacağımı bildiğin için 5 DK.sonra tekrar arayıp sesine kurban olurum diyip tekrar konuşup kapatman,evde temizlik yapmadığım,elimden telefonumun düşmeyişinden dolayı yediğim onca ton söz...Şimdi anlıyorum annem...Ne güzel yemekler ne güzel temizlikler yapar oldu senin mink kızın Gittikçe daha iyi anlaşmanın, birbirimizi daha iyi anlamanın verdiği keyifle söyleyebilirim ki
Ne senden daha iyi bir dost var yeryüzünde
Ne senden daha parlak bir yıldız gökyüzünde…Sen anladığım o günden sonra benim en iyi dostum,hem annem hem kalbimsin.Beni doğuran sensin,senin bir parçanım,senin yediklerinle beslenmişim kim daha çok sevebilir ki senden başka ? Baba mı ? anne git Allah aşkına! söylesem canını verir evet.Ama karnım ağırıyor sözünü söylediğimde babam uzan geçer der,sen dokunursun ağırdığı yere ellerinle hissettirirsin acılarımı sonra kaybolup gider...Yemişim sevgiliyi,akrabayı,arkadaşı,eşi,dostu..BENİ DOĞURMANIN EN GÜZEL YANI SENİN KIZIN OLMAKTI İYİ Kİ DOĞDUK ANNEM...TÜM ANNELERİMİN ÖPERİM O GÜZEL ELLERİNİZDEN,HEM ANNE HEM BABA OLAN ANNELERİM SİZ EN DEĞERLİSİNİZ... www.youtube.com/watch?v=qVBvs1YR36o
YORUMLAR
Bu yazıyı okumaya başladığımda,
düzen ve noktalama işaretlerin karmaşası dikkatimi çekti.
Bırakıp gidiyordum ki;
içimden bir ses sabret, oku dedi..
Sonuçta bir anneye yazılmış.
Gönül sesidir, samimidir...
Okudum sonuna kadar.
Gerçekten yürekten yazılmış.
Öyle iş olsun diye değil.
Güzeldi...
Sadece,
babaların küçümsenmesi hoş olmamış.
Herkesin babası, sizinki gibi değil.
Bir de,
onun dahi,
sizleri, yavrularını,
en az anneniz kadar sevdiğine eminim.
Ama, sonuçta kız çocuğusunuz.
Bir noktadan ileri taşıyamıyor duygularını...
Keşke baba olsaydın.
Babaları ancak o zaman anlardın.
Benim kızlarım, asla senin gibi düşünmüyorlar...
Bu kısım hariç,
yazı çok güzeldi.