mavi adımlar..

• 23 Ekim 2013 Çarşamba 15:06:03

.alt dudağını dişlerinin arasına alıp ve dalıp techizatsız, sustu...

bir mektup ki hiç gönderilmemiş ve yazılmamıştı yinede cevap vermek istiyordu yazılmamış bir mektuba sırtında yarı açık unutulmuş kapılarını kapatmadan hemen önce..odalardan odalara acıyan ruhunu taşıyıp, sonucu belli olmayan hesaplar içindeyken aklı...kim bilir bu seni çokça estetik yapacaktı..daha az gülmek gibiydi bu/gülüm... se/mek...göğüs uçlarını dikleştiren tuaf duygu saçlarının kırıklarını düzeltmeyi emrediyor gibiydi..yapmalısın bunu..dağınık odalarına saklanmış düşlerin/ düşüşlerin tam ortasındayken ve ait olanlar çok uzaktayken..pazar günleri gömlek kokuları ve ütü ve banyo yada bir western filmi...bil ki sevgili seninle sonucu belli olmayan bir darbenin içindeydik, sorulmamış soruları ezberlerimizin ceplerinde saklamıştık ki ilk mitingte düşürdük sandık...

..derin bir nefes aldı sonra/sız..serbest bırakarak dudağını dişlerinin esaretinden...

denklemler kurmalıydı..tüm olasılık hesaplarını sere serpe dağıtarak salondan salona her şey için..neler anlatıyorum ben? soyut matematik ve gürültülü Empyrium haleti gibi tutkulu/astımlı/kronik gençlik ateşi..uzun saçlar, şekilsiz dövmeler..alıp veremediğin sorgular, nabzımı yokluyordu aklımı teğet geçip, mavi kadar net..sana yabancılaş mıyorum/hayır..yinede küsebilir çocuklar baş parmağını emip nedensiz ki simitsiz bir gün geçirebilir martılar köprü altlarında..korkma terlide olsa temizdi avuç içlerim ve tuzlu deniz kadar berrak üstelik...

..sustu/n ve çevirdin başını kısarak g-özlerini..aklını saklayıp bilmediğim yerlere çeki düzen vererek kendine..bir merdiven boşluğundan/kapı aralığından/düşürdün beni...


acı çekeceğimi düşünmelisin, en az sen kadar ve sesin/nefesin ki herkesin olacağım senin..basit bir sonuç olarak kalacağım belki ortak hayaller görme çabası ve bilinç altı kimsesizliğimizin/masum bir güdü işte..rüyalara tabirsiz bir süreç, bilmediğimiz kaç çeşit bilimsel deney varsa/foton kuşağı..çeşidi iklimlerin..mısır/tibet veya son baharda istanbul..nirvana..masal ülkeleri ki rahat sevişmeliydik oysa tüm eğriliğize rağmen korunaklı sınırlarımızda...hiçbir boşluğun yokluğun kadar daha derin değilken bir diğerinden/gözlerin bile..abartmıyorum hayır kıyılarına akıyorum terli ve alıngan ki çok oluyorum bazen kendime bile..anlamsız kalıyorum birazda öykünürken aşka steril bir eldivenle üst dudağını okşamak ve korunmak hissiz tamda şimdi unutmak istiyorum bütün bunları/istiyorum ki ısır beni ama acıtma...

..ve kalkarak yerineden/derinden..gün doğumlarını izlemeyi bırakarak başka bir güne, kalabalıklar içersinde daha yalnız, bir su yılanı sadakatinde..daha ilkbahar ve yaz.. kendine dönerken gitmediği yerlerden..terlememişken üstelik..gölgesini alarak sakladığı yerlerden terkisine..ışıksız kentlerden geçip..heybesinde dört kitap,bir dilek..çokça eski yazıtlar ve diller..s/onsuzluğa doğru yol alıyordu...


(...)