- 1038 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ne Çabuk Unuttuk
Tarih 23 Ekim 2011 (DEPREMİN İLK ANLARI)
Hava güzeldi. Bu güzel havayı ve Pazar tatilini değerlendirmek üzere balık tutmaya gittim. Balık tutacağım yeri iyi seçmiştim. Yarım saatte iki kilodan fazla balık yakaladım. Ta ki saat 13,50 sularına kadar.
Evden telefon geldi. Telefonu açtığımda ’alo’ dememe fırsat kalmadan; hanım ’Erciş’te deprem olmuş’ dedi. Ağzımdan çıkan tek cümle ’deprem mi olmuş’ oldu. (13,41 de deprem olmuştu) Ne zaman olmuş, kaç şiddetinde gibi sorular sormak aklıma bile gelmedi. Konuşmayı bitirdim, Aklıma ilk gelen kişi olarak kardeşimi aradım. Telefonuma cevap veren kardeşim ağlayarak ’evimiz yıkıldı’ dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım. Hanı derler ya kelimeler boğazımda düğümlendi. Evet Kelimeler boğazımda düğümlenmişti. Ben konuşamıyordum, O ağlıyordu.
Daha sonra evimizin ağır hasar gördüğünü ancak çökmediğini öğrendim. Kardeşim evimiz yıkıldı derken beklide farkında olmadan felaketin büyüklüğünü anlatmıştı.
İkinci olarak kayınbiraderimi aradım. Telefonu açtığında konuşmama fırsat vermeden üst üste ’bizde bir şey yok, bizde bir şey yok’ dedi. İki kişiyi daha aradım. Sonrasında telefonlar kitlendi, arama yapamadım.
Yakaladığım balıkları düşünecek halim yoktu. Bir an evvel eve gitmek televizyonu açmak istiyordum. Arabama koştum, elimi kapıya attım telefonum çaldı. Karşıdaki ses Metin, Metin diye sesleniyordu. Kardeşimi aramışlardı ama benim telefonum çalıyordu.
Artık hatlar karışmıştı, aradığın kişinin değil başkalarının telefonu çalıyordu.
Eve geldiğimde deprem felaketinin yıkımı biraz daha netleşmişti. Bir elimde kumanda bir elimde telefon. Bütün yakınlarımı tek tek arıyordum. Ben Erciş’teki yakınlarıma, Erciş’tekilerden daha önce ulaşmıştım. Onlar bir birlerinden haber alamazken ben kimin nerede olduğunu haber veriyordum.
Geç saatlere kadar devam eden telefon görüşmelerinden sonra ailede can kaybı olmadığını öğrendim.
Ailede can kaybı yoktu ama komşulardan, arkadaşlardan, eş-dosttan ölüm haberleri gelmeye başlamıştı bile.
Depremin ilk saatleri benim açımdan bu şekilde geçti.
Bunu neden anlattığıma gelince: Benim gibi on binlerce kişi depremi yaşamadığı halde acı çektiler. Biran evvel yakınlarına ulaşmak için yollara düştüler. Günlerce uyku uyuyamadılar. Bizler bu acıyı, yaşarken Depremi yaşayanların, günlerce enkaz başında bekleyenlerin, Çocuğum, eşim, kardeşim v.b kurtulur mu ümidiyle bekleyenlerin çektiği acıyı tahmin etmekte zorlanıyorum.Bugün, depremin 2. Yılını doldurduk. Dönüp geriye baktığımızda TOKİ konutlarının dışında Erciş’te yapılan gözle görülür hiçbir şey yok.
Deprem sonrası çekilen sıkıntılarda cabası.
Allah bizlere bir daha bu acıyı yaşatmasın. Temennimiz bu. Bir daha bu acıyı yaşamak istemiyorsak yaşananları unutmamalı bundan sonra tedbiri elden bırakmamalıyız.
Zira biz çabuk unutan toplumuz.