- 1086 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DAMLA SEVGİ
Sevgi, annesi ve babasını çok küçük yaşlarda kaybetmiş; akrabaları tarafından bütün mal varlığı elinden alındığı için okuyamayıp; hayata erken atılmıştı. Hayatın bütün kötülükleriyle çok küçük yaşlarda tanışıp birçok zorlukların üstesinden tek başına gelmiş; erkeksi tavırları olan iyi niyetli bir kızdı.
Sevgiyi tanıdığımda 18 yaşlarında, ufak tefek, minyon tipli, yüreğinde fırtınalar kopan bir kızdı. Yüreğinde kopan fırtınalar diline küfür olarak düşmüştü. Çok küfür ederdi ama edepsiz değildi. Haksız yere kimseye küfür etmez, herkesi sever sayardı...
Sevgi, içinde olduğu kötülüklerin bile farkında değildi. Uyuşturucu ve fuhuş batağına düşmüş, kötü insanlar tarafından kullanılan yapayalnız bir insandı.
Bir kadın sahipsiz ve çaresiz kalmaya görsün. Kötü insanlar kene gibi üşüşürler, kanını emip, iliğini kurutana kadar o insanın yakasını bırakmazlar. Sevgi de düşmüştü bir kere bu kötü insanların avucuna. Ne kadar kurtulmak için çırpınsa da daha çok saplanıyordu kötülüklerin içine.
Ne kadar karanlık bir dünyanın içinde de olsa, Sevgi’nin de hayalleri, umutları vardı. En büyük hayali de ileride zengin olursa kocaman bir ev satın alıp, sokakta yaşayan kimsesiz bir çocuğu evine alıp annelik etmekti. Ona göre hiç bir çocuk annesiz kalmamalıydı. Her çocuğun sıcacık bir yuvası olmalı, gülen gözlerle dünyaya bakmalıydı. Sevgi’nin bir hayali daha vardı. Kocaman kitaplığı olan, küçük bir kafe açıp, insanların kitap okumalarını sağlayacaktı.
Her kitap ayrı bir hayattı onun için, okula gidemediği için eksikliklerini kitaplar okuyarak tamamlayacaktı. Zaten en büyük küfürüde hep hayata karşıydı. Hep hayata küfürler ederdi. Hayat, ona göre koca ağızlı bir ejderhaydı. Çaresiz ve kimsesiz insanları yutuyordu...
Devam Edecek...
Melike Melis
BİR DAMLA SEVGİ Yazısına Yorum Yap
"BİR DAMLA SEVGİ " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.