DÜNYACA ÜNLÜ BİR ŞİRKET VE O ŞİRKETİN MEDYA PAZARLAMA DANIŞMANI KAMURAN BEY
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kamuran’a sabah 6.30’da koli taşırken dahi, “nasılsınız?” diye soracak olursanız; alacağınız cevap, kendinden emin bir desibelde, “canavar” olacaktır.
Kamuran konuşurken insanların gözlerinin içine bakmayı seviyor; tokalaşma esnasında ellerini kerpetenden daha farklı kullanmıyor. Milyar dolarlık şirketin yürütme kurulu elemanları kamera karşısında heyecandan titriyor. Kamuran, onların body language’ini yontuyor. Kamuran kendinden emin. Vücut dili demiyor. İngilizce terimleri seviyor. Karşısındaki insanlar da seviyor. Skateboard diyor Kamuran, şirketin eski genel müdürüne… “Biz o yokuşta çok skateboard yapardık.” Çok düştüm diyor, kollarını sıvıyor beyaz gömleğinin, üzerinden yıllar geçmiş skateboard yaralarını gösteriyor, kahramanca…
Ben de kaykaydan düştüm Kamuran diyorum içimden; yaralarımız aynı. Misket de oynardık o yokuşta diyor Kamuran, ne günlerdi… Sorma Kamuran diye devam ediyorum; kaflik vardı, üsküp, çerçöp vardı. Te hey gidi günler… İçimden konuştuğum için Kamuran beni duymuyor. Tahminen, Kamuran misketin İngilizcesini bilmiyor..
Hem onun gözleri eski genel müdürde. Eskimiş olmasına aldırmadan onu memnun etmeye çalışıyor. Ortak çocukluk anılarıyla yaratılan samimiyetin hiçbir şeye benzemediğini biliyor Kamuran. Gözleri başkasını görmüyor, gözlerini karşısındakinin gözlerinden kaçırmıyor. Yaklaşık yarım saat önce media training derslerinde anlattığı üzere bu, insanları etkilemenin, kendine olan güvenin göstergelerinden yalnızca biri. Kamuran, günlük birkaç bin Türk Lirası’na sattığı yöntemleri kullanmaktan çekinmiyor. Zeytinburnu’nda bir kişinin gözlerinin içine bu kadar bakarsan dayak yersin Kamuran diyorum. Kamuran beni duymuyor.
Kamuran janti, caka satıyor, üste çıkmayı biliyor. Kamuran bir flamingodan daha kibar, Allah’ı var donanımlı. Dikkatimi çekiyor: Kamuran telefonla konuşurken de gülüyor, daima pozitif. Mutsuz olamaz Kamuran, olumsuz duramaz, sigara kokamaz, keza bira…
Kamuran enerjimi emiyor. O arttıkça ben eksiliyorum; Kamuran coştukça ben sönüyorum. Sanırım uyuyamadın diyor, gözlerimin içine bakıyor. Sağ olsun düşünceli Kamuran. Hayır, fabrika çıkışım bu benim diyorum Kamuran’a; 3 saat uyusam da 9 saat uyusam da hep aynı surat..
…
Kendimi Kamuran ile aynı arabada, trafikten dolayı 2 saat sürecek olan bir yolculukta buluyorum. Fırsattan istifade, Ya Kamuran diyorum, kusura bakmazsan bir şey soracağım: İnsanlar ile samimi olmak, pozitif görünmek, mutlu olmak, sinirlenmemek, özellikle samimiyet… Profesyonel olarak samimisin. Samimi olmak için rol kesmek, içten olunması gereken bu konuda bu yapaylık, plastik, karton… Anlatabiliyor muyum? Seninle ilk telefon görüşmemi yaptığımda, dünyanın bütün kişisel gelişim kitaplarını okumuş biriyle konuştuğumu düşündüm. Kamuran! Yabancı birinde ilk görüşmede bu hissiyatı uyandırman senin için nasıl bir duygu? Geceleri problem olmuyor mu Kamuran? Boşluğa düşmüyor musun? Gündüzleri bastırdığın mutsuzluğun, 2000 yıldır suskun olan Vezüv Yanar Dağı’na dönüşmüyor mu? 2000 yıldan sonra patlayacak gibi olmuyor musun?
Kamuran bozuldu. Ama profesyonel bir samimi olarak renk vermedi. ‘Olumsuz Soruları Olumluya Çevirme!’ bu da media trainingin bir başlığıydı. Bu arada bölüyorum; Kamuran çok iyi PowerPoint hazırlar. Evet. Her meslekte yapaylık yok mu dedi, bana içinde yapaylık olmayan bir meslek söyleyebilir misin? Kamuran, karşısındakini alt etmeyi iyi biliyor. Elimden geleni yaptım; simitçi dedim. Sustuk.
Uzun bir süre konuşmadık.
Sessizliği bozdum; haklısın dedim Kamuran, haklısın.. Sen bu dünyaya haklı olmak için gönderilmişsin. Lanet olsun. Haklısın; simitçi bile gevrek diye satıyor da lastik gibi çıkıyor. Samimiyetsiz, yapay orospu çocukları dedim. ‘Yaa’ diye atıldı Kamuran, bir şey diyecekti, ‘Türkçesi neydi bu kelimenin?’ diyerek sesli düşündü. Boş ver Kamuran dedim, orospu çocukluğunun İngilizcesi Fransızcası olmaz…
Tekrar sustuk.
YORUMLAR
Profesyonellik iyi bir kamuflaj sağlıyor olabilir.O da bir insan ise üzülür,kızar,ağlar,zayıf hissettiği zamanlar olur,mükemmel değildir illaki o mükemmel duruşun kırılma noktaları vardır ama işte nasıl bir profesyonellikse kamuflaj güzel o anlaşılıyor.Fakat stresli bir yaşam olsa gerek bu kadar mükemmel bir görüntü çizmeye çalışmak.Bastırılan tüm bu insani duyguların dışa vurumu hayatının bir noktasında illaki çıkar diye düşünüyorum.İş hayatındaki aşırı hırslı hayattaki tek kaygısı başarılı olmak ve bu yolda insanları germek üzmekten çekinmeyen aslında kendiside insanlığından çok şey kaybeden insanları sevmiyorum.Huzurlu insanlar lazım bize başarılı mükemmel insanlar değil bence.Güzel bir yazıydı,teşekkürler.