- 2004 Okunma
- 22 Yorum
- 2 Beğeni
Bir şeyler eksik
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnsan hayatında olmazsa olmazlardandır ekmek ile su.
Çok şükür karnımı doyuracak ekmeğim, içecek suyum var.
Ekmeğime katığım da var çok şükür; ama bir şeyler eksik.
(Bu sözü Sami Hocamın şiirinden ç/aldım)
Aşağı yukarı hepimiz hissederiz o eksikliği ve bir arayış içine gireriz sürekli.
Ben bu eksikliği; evlat, torun ve eş, dostla gidermeye çalışıyorum.
Aslında ben ne diyecektim, nerelere daldım değil mi? Hayatımızdaki en büyük eksiklik; sevgi.
Ruhumuzu doyuran sevgi… Eş, dost sevgisi…
Ben, dostluğa önem veririm. Bir dostu ziyaret etme olanağı geçmişse elime, külfetine hiç bakmadan yollara düşerim.
Yine öyle bir fırsat geçmişti geçenlerde elime; bir duyuma göre, Hasan Hocam, Sami Hocamı ziyarete gitmişti İstanbul’a ve onunla birlikte dönecekmiş. Hasan Hocamla hemşehriyiz. Bu haberi duyar da Sami Hocamla tanışma fırsatımı kaçırır mıyım hiç. Kaçırmadım tabii…
Sami Hocamın Uşak’a geldiği ilk pazar, hemen arkalarından ben de gittim. Uşak, benim memleketim olsa da şimdi oturduğum ilçeye iki, iki buçuk saat uzaklıkta kalıyor. Önemli olan dostluksa, uzaklığın ne önemi var değil mi? Elbette yok.
Uşak’ta ikamet eden Mehmet Ali Yalgın Hocamı da aradım. Mehmet Ali Hocam ve sevgili eşi Ruhiye Hanım, çok iyi insanlar. Hem hemşehrim, hem manevi kardeşim olurlar benim. Uşak’a gidip de onları da görmemek olmazdı değil mi? Onları da aradım ve saat iki gibi öğretmenevinde buluşmaya karar verdik.
Ben, aynı gün geri döneceğim için buluşma saatini biraz öne alıp Sami Hocam ve Hasan Hocamla önden gidip öğretmenevinde kendimize uygun bir köşe aradık.
İnanır mısınız, bulamadık. Orası öğretmenevi değil, öğretmenlerin oyun salonu gibi bir yerdi. Bizim masadan başka sohbet eden başka bir masa daha yoktu. Orada okey taşlarının şıkırtısı arasında baya bir rahatsız olunca okuma salonuna geçtik. İnanın adı okuma salonuydu. Sakın bana neden diye sormayın, herhangi bir öğretmenevine gidip kendi gözlerinizle görürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Adı okuma salonuydu ama kitaplıklar kilitliydi, inanabiliyor musunuz (!)?
Sonunda Mehmet Ali Hocam, gelip bizi oradan çıkarınca biraz rahatladık. Öğretmenevinin bahçesinde oturduk bir süre. Ama değerli hocam ve eşi, bizleri evlerine götürüp karnımızı doyurmak için ısrar edince kalkıp Mehmet Ali Hocamın evine konuk olduk. Bu benim ilk konukluğum değildi hocamın evine. Daha önce de geldiğim için ne kadar konuksever olduklarını iyi biliyordum ve yine yanılmadım.
Hamarat Ruhiye Hanımın, güzel yemekleri ile donatılan masada yerimizi almakta gecikmedik. Az önce kahvaltıdan kalkmamıza rağmen tabaklarımızda ne var ne yoksa silip süpürdük. Bu da yemeklerin ne kadar lezzetli olduğuna delil değil midir?
Yemekler de, dostluklar da lezzetli…
Yemeklerin lezzeti, boşalan tabaklardan belli değil mi?
Ruhiye Hanımın Bursa’da açmış olduğu resim sergisine katılamadım diye çok üzülmüştüm. Ama Ruhiye Hanımın evi, bir sanat galerisini aratmayacak kadar güzel resimlerle doluydu. O güzel tabloların arasında, Türk kahvelerimizi içerken sohbeti demleyip dostluğun değerini bir kez daha anladık.
İşte o eksik olan bir şeyler birden tamamlanıverdi, inanın.
Sizler de deneyin lütfen, dostluklar çok önemli, uzaklığın hiç önemi yok. Bir yakınınızı, dostunuzu ziyaret etme olasılığı doğduğu vakit hiç zaman kaybetmeden koşun oraya.
Bir dostun gülen yüzünü görmek, bütün yorgunluklara değiyor.
Ben bu ziyaretten çok hoşnut kaldım. Sanaldan tanıdığım Sami Hocamla yüz yüze görüşmek inanın çok hoştu.
Bizleri güldürmeye çalışan mizah yazarımızın, gülen yüzünün ardına saklanmış kocaman kederi gördüm.
Bizleri konuk eden değerli Hocam, Mehmet Ali Yalgın’a ve sevgili eşi Ruhiye Hanıma içtenlikle teşekkürler.
17.10.2013 /Emine UYSAL
YORUMLAR
geç kalmışlığımın özrü ile
dostluğun kıymetini en güzel haliyle ortaya koyan
usta kalemini kutluyorum arkadaşım..
ayrıca ustalık bu olsa gerek ince bir mesajla ortaya konulmuş
öğretmen evlerinin halleri....işte memleketi de aynı o hallere çevirdiler
saygıdeğer renkdaşım...
gönülden alkışladım usta kalemini
her dem saygımla
Bencede dostluklar çok önemli..bilhassa edebiyat ve sanatta..Diğer insanlarla pazardaki domatesin fiyatını konuşabilirsiniz.Ya da bir kaç dedikodu..
Ama edebiyat ve sanat çok farklıdır. Konuşurken ruhunuz dinlenir.Ufkunuz açılır. Bir kuru ağaca bile farklı gözle bakarsınız..
Tebrikler
Saygımla
Ömür boyu sürmesini dilerim bu güzel dostlukların. Ne mutlu yaşayana, ne mutlu dostunun kıymetini bilene...
İkinci okuyuşum. Bıkmadan okunası bir yazı çıkmış değerli kaleminizden.
Güzel yüreğinizi ve değerli gönül dostlarını saygıyla selamlıyorum.
Mutlu kalın,Sevgili Emine Hanım. Sevgimle, kutluyorum bu güzel, içten çalışmayı. Var olun...
Merhaba Emine Hanım, her zaman olduğu gibi yine ,bir eksiğimize değinmişsiniz. Sevgisizlik... Yokluğun da;bireysel sorunların yaşandığı, dostlukların oluşmadığı, ailevi sorunların kör düğüm olduğu sihirli bir kelime.. Tabi ki yaşayana, yaşatana...Zamanımızda da en çok eksikliğini duyduğumuz kelime.. Çok güzel tespit ve anlatım. kutluyorum. Sevgi dolu nice dostluklara.. Selâm ve saygılarımla..
İki böçek arasında bir çiçek
Dostluklar hep devam edecek.
Su ,ekmek ,yemek bahane ,
Konu dostluk şahane.
Sanal ortamda hayalinle yaşarken,
Şimdi karşında seninle konuşan.
Bu muydu düşüncenin ardına dalarsın,
O okuduğun yazıları ,şiirleri yazanlasın.
Sonra başlar koyu muhabbet .
Hayattan kesitler,başa gelenler .
Saatler bugün hızlı tren ,
Bitmesini istemesen de , zamana dur diye bilsen.
Her mutluluk gibi o da kısa sürdü dersin .
Bir daha başka arkadaşlarla buluşmak istersin .
Onun tanıdığı senin tanıdığın derken ,
Edebiyat Defteri dostlarını tanımak istersin...
Çalakalem yazıyı okuyunca yazdım,
Sami hocam kafiye filan arama.
Ne de olsa BJK Liyim ,
Beş dakikada çıktı af ola..
O günü tekrar yaşatan Emine Hanıma ,M.Ali Yalgın ailesine saygılarımla..
Hasan Özaydın tarafından 10/18/2013 11:03:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ne kadar güzel bir yazı bu hocam....
İmrendim sözün doğrusu...
Biraz da üzüldüm...
Ne de olmasa, hadi gideyim dediğimde bile, ziyaret edecek kimse yok buralarda...
O nedenle,
yazınızı, güzel ziyaretinizi bir kat daha ilgi ile takip ettim.
Güzel şeyler bunlar...
Bu defterin sayfaları sihirli zaten.
En güzel dostluklar hep burada kuruluyor.
Ne demeli?
Yemeklere de takılı kalmadık değil...
O konuda da sıkıntılardayız zira...
Fotoğraftaki sofrada, ortada büyükçe bir kap var.
İçinde ne var bilmiyorum ama,
kocaman bir ekmek dilimi ile, içine dalasım geldi...
Dostluklarınız baki olsun değerli öğretmenlerimiz...
Gerçekten sevgi ve dostluk çok önemli. Edebiyat defterinden tanıdığım bazı arkadaşlar ve Sami beyle
benim de tanışma fırsatım oldu. Gerçi ikimizde fazla konuşkan olmadığımız için çok konuşamadık. onunla
sohbet etmek isterdim. Belkide kalabalık arasında veya ilk kez tanıştığında insanlar çekimser kalabiliyor.
Yine de edebiyat defterindeki arkadaşların sanal olmadığını görmek bile beni mutlu etti.
Sevgili Emine hanım, inşaallah sizinle de tanışmak fırsatı buluruz.
Nice güzel dostluklar diyerek,
kutluyorum,
selâm ve sevgilerimle..
Sevgil Emine.
Sayfanda bu resmi ve bu yazıyı görmek beni son derece duygulandırdı.
Uşakta geçirdiğim günler gerçekten de çok çok güzeldi. Tarihe doydum, sanata doydum, çoktan beri özlediğim o buram buram Anadolu misafirperverliğine doydum. Ama daha da önemlisi Sanaldan tanıştığım seninle yüz yüze görüşme imkanı buldum. Mehmet Ali Bey ve eşi gibi her saniyleri sanat olan harika iki insanla tanıştım. Hayatımda belki de ilk kez daha önce hiç tanımadığım bir ailenin evinde - ama kendi evimdeymişçesine rahat - yemek yedim. ( O Uşak tarhanasının tadı hâla damağımda )
Edebiyat Defteri sitemizin '' Vazo '' Mahlaslı üyesi ile tanıştım. Orada da nefis bir kek yedim. Hasan Hocam ve canım annesi tarafından krallara layık bir izzet ve ikramla karşılandım orada. Bir sürü anı ve hediyelerle döndüm İstanbul'a. Tüm dostlara ve arkadaşlara minnettarım.
Ve ilk kez bir trenin arkasından '' Gözlerim vagonları aradı sessiz sessiz '' Şarkısını okumadım. Çünkü o vagonlardan birinde sen vardın o her zamanki güleç yüzünle.
Evet..Çok haklısın. O eksik olan bir şeyler ancak sevgi ile tamamlanıyor.
Çok teşekkür ederim.
Selam ve sevgilerimle.
Emine hanım gecenin bu vakti oturdum edebiyat defterinden oooo piti piti yapmıyorum tabi ama hikayelere,anılara konuk oluyorum.Bayramında son günündeyiz.Ankarada yağmur çamur aman evde kal kimseye gitme havasında olsamda şu yazı sonrası bir kaç eş dosta gidip kesinlikle gönüllerini almak istiyorum.Sanal alemin gerçek dostlarından keyifli bir anı okuduk.Dostluklarınız daim olsun inşallah.Siz ve bu güzel karede yer alan değerli yazarlarımızada kucak dolusu selamlarımla hepinizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.