UZAĞA MEKTUP-1
UZAĞA MEKTUP-1
sonbahara koşarken zaman yalınlığını koruyamamış rutubetli ayrılıklar bir zamanların samimiyetinin ahını çekti.içlenmek kadar biraz da ne oldum dalgınlığı da vardı elbet her ölümlü de olduğu gibi.mekansız bir beklentiler yumağı haddini bilmek duvarına çarptığında aslında ne kadar ölümlü olduğunu bir daha anladı....
vesaire bahaneler varsada ortada aslında ortada olmayan ,gerçek, yani aşktı.hem zaten kimsede ona danışma gereği de duymamıştı.o adına bilmem neler yapılan üç harflik kelime,takdire şayan gönüllerde bir masal ritüeli,daracık sokakların çıkmaya can attığı geniş bulvar;gerçekte ne kadar uzak kalsa o kadar iyiydi.ondan böyle güzelmiş hem.!!!. insan utanır mı sevmekten; utanır olmuşuz çoktan haberimiz habersizliğimizden lakayt bir boşlukta.ve biz ;bu da üç kelime ve aşk kadar zavallı şu an;garip kokusunu alamadığım bir gizeme hapsolmuş bir gönüllülükte bir şeyleri itiraf edememe sıkıntısında ve tanımadığımız sanşlarımızla bir gün yüzüne çıkamayacağımız o anlar.ne yazık ki fotoğraflanacak yakınlığa dahi ulaşamadılar.ve bir gün o anlar sadece hafızamızda kalan kırıntılarıyla bize işkence edecekler.
sevmek daha başka nasıl istenir ben daha bilemiyorum.üstadlar.o da cesaret nedir bilmek istemiyor.
ve siz üstadlar bana,’ emek aşktır.’ demiştiniz ben galiba emek veremedim .şu an yüzümü dökmüş ağlıyorken kelimelerle çizilmiş bir aşka ,elimi kolumu bağlayan gözlerin cimriliğine yine aşık oldum.
UZAĞIM UZAKSIN UZAĞIZ!
YORUMLAR
güzel arkadaşım siz emek vermişsiniz belli
aheste aheste geçti kış geçti yaz,geçti sonbahar,kirli sarı ambulun güneş bozma ışığında sen yaz yinede o tırşık
zizil anlar sizi elbet .ama fikrimi sorarsanız belkide aşk budur ne güzel hiç tükenmez işte :)
kız şirin sen nie güldün bakim :)