Tadılmış bir tebessüme teslim olur sevda bayramım
hayrettin taylan
Yüzünün güldüğü zamanlarda yanaklarımda bir buselik an diledim hem gerçeğimden, hem hayalimden…
-Karışık duyguların seline kapıldım.
Hayalim oyun havası çalarken gerçeğimin ağladığı hayatın tezadına mevzu oldum.
Tadılmış bir tebessüme teslim olur sevdam, beklerim seninle aynı yastığın kokusunda.
-Seni seviyorum der yastığına işlenmiş nakışlar. Aynı yastığa baş koymuşsan yalnızlığını yamalar kokun.Gitmeyen senlerine ulanır ayrılığın şiiri.
Bir şairin ayrılığında bulursun.Nedense herkesin ayrılığını şairler, yazarlar yazar.Ya şair kendisi ayrılmışsa… onun dizelerinde ıslanan gerçeğin yangınlarını bilir misin?
Sevgiliyi yaşamak , küllerinde doğan ankanın kendi gül dalında yuva yapması gibidir.
-O ,gitmiştir. O , gitmeye varmıştır.O , gidemeyene varamayacak kadar gitmiştir.O , gitmişse, gidemeyen, gidilemeyen kimdi ki?
-Bir daha da geri gelmeyeceğe damlalarını dizmiş, içimde ünlemlerini asmış birisini beklemek çaresizliğindeyim.
Soru soracak kadar eğilmiş sözlerim var.Beli bükük soru işaretimde hükmü geçmeyen beklentilerim var.
-Ben ne kadar varım , o kadar sana varmak isteğim var.
Sigarayı kül tablasına bırakan sigar içmeyen birinin içi gibi öylece küllere teslim olmuş, öylece içindeki dumanla sislerine karışmış, öylece hazanlarında kendini bulmuş derman düçarıyım.
Öylece kendi kendine yakan ;ama teslim olmamış bir zamanın içimindeyim.Kendimi unuttum, kendimi aştım, kendimi sardım, kendimle savaştım.
-Güneş doğmasaydı, hayaller doğar mıydı? Ya da hayaline sarılacak aydınlıklarım olur muydu?
Seni gördü gözlerim bir kere.Başka gözde özünü özetleyemem.Bu kalbin çarpmasında senin çarpıp tablonu kullanmış yüreğim var.
Yalnız birine çarpıldım.Yalnız bir olmuşken toplandım sevi dünydanda.
Yalnız delirmiş soruların hecesinde kendimi bulurdum.Yalnız alfabenin sen harfinde atardı kalbim ve algım.
Şimdi bu sensizlik hangi atlasa sığar ki? Hangi renge boyanır ki huyların? Hangi acıların ölçüsünde beni hesaplar sevgin.Seni özlemek, seni sevmek, seni hep beklemenin suç olduğu idamlık zamanlar alisiyim.
Aşk, ortasında kaybolmuş binlerce duyguma çobanlık eder bir gün bana dönüşün.Meram da otlanmak ister meramlarım.Seninle yeniden başlmak ister gönül istemim.
Önemli olan nereye gittiğin değil, nerenle gittiğin.Sen kalbinle mi beyninle mi gittin?
-Kalbine çok yakın olan ömrümü nereye taşıdın peki? Onca algımı, ilmimi, zeka tomurcuklarımı nerende sakladın?
m’asalıma sığmaz zaman, benle başlar sevmek, senle aşılanır aşk
herkes kendi özünde kumarını oynar, herkes kendine yenik düşler besler
hiç üzülmeyecek kadar üzüntüyü t’anıyan anların seyrinden k’anıtlandım s’ana
kelimelerin anlatamadığı ka’derin kadar kısmından , m’analara aktım
tomurcuk kadar aşka gül’erken açıldı b’ahtının tüm duvarları sevgime
kalbin esiri,sevdanın eserinde gülüşündeki o huzurun verdiği ana ölümsüzleşir
son bakışın kadar derin cümleler bekleşir vuslatın tan ağzında gelmelisin …c’ançiçeğim