KABAHAT
KABAHAT
Orta okulda öğrencimdi. Sonra meslektaşım oldu. Severdim kendisini. Sohbetinden tat alırdım. Saygılıydı da. Bir gün ölçüyü kaçırdı. Büyük bir çam devirdi. Hitabı yadırgatıcıydı. Üzüldüğümü, kaşlarımı çattığımı gören bir dostum patladı:
-Kusura bakma ağabey, ama suçun büyüğü sende! İnsanlara hak ettiğinden fazla değer verirsen olacağı bu dedi.
-Haklısın! Sözcüğünden başka ne denirdi ki…
*********
Zaman ilerledikçe bu önemli uyarıyı unutup herkesi kendim gibi sanma yanılgısıyla aynı hatayı tekrar tekrar yapıyorum. Kendim gibi derken öğretmen olduktan sonra bir gün sınıf arkadaşım, ilkokul öğretmenimiz ve ben muhabbet ediyoruz. Derken öğretmenimiz sigara paketini çıkardı. Arkadaşıma:
- Buyur dedi. Tabi o, derhal reddetti.
-Sigara kullandığını biliyorum Hasan, neden almıyorsun?
-Yanılıyorsunuz öğretmenim, gerçekten içmiyorum.
-Peki öyleyse inşallah yanılmışımdır. Ama hep böyle kalmanızı isterim.
*********
Oradan ayrıldık. Hasan’ın içine büyümüş:
-Arkadaş, asıl tiryaki Rasiiim, ben arada sırada tellendiririm. Hoca beni utandırmaya çalışıyor. Üstelik de uyanık geçinir.
*******
Evet, ibadet te gizlidir, kabahat de. Ben kabahatli imişim ama gizlemeyi becermişim. Öğrenci meslektaşımdan da benim gibi kabahat etse bile bunu saklamasını beklerdim. Sohbet sırasında bana sinirlenmiş olabilir. Bunu o anda kaba bir şekilde ortaya atacağına bir tenha yerde daha uygun dille iletebilirdi. “Hani, diyeceğim çok ama, pek kalabalık yerdesin” diyen şair gibi.
Öğrencim, meslektaşım, ya boş bulundu ya da kumaşı öyle imiş de şimdiye kadar fark edememişim. Ancak bana göre alınması gereken en önemli ders, beni uyaran dostumun sözleriydi.
Demek ki ölçüp biçip herkse değeri kadar önem vereceğiz. Değerini de uzun zaman gözlemeden anlayamayız ki.
Günümüzde herkes tedirgin. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Bu gerçeği unutmadan davranmalı, konuşmalı ve yazmalıyız diyor, bu vesileyle cümlenin kurban bayramını sağlık ve mutluluk dileklerimle kutluyorum…
YORUMLAR
Eline sağlık hocam...
Güzeldi yazınız.
Davranışları kontrol etmek, karşındakini ölüp biçmek zor.
En azından zaman gerekiyor.
Kime, nasıl davranacağını iyi bilmeli insan.
Kime, ne yazacağını da.
Ne yalan söyleyelim,
bu konuda çokça hata yaptığımız gizlenemez bir gerçek.
Umarım ve dilerim,
gelecek günler, daha güzel anlara gebe olur.
Bayramınızı kutluyorum efendim.
Dilin kemiği yok derler. Pek doğru bir söz, günümüz için. Günümüz demeyelim ya da insanlık için olsun... Tabi ben de dilinin kemiği olmayanlar sınıfına dahilim, hocam. Az biraz dilimden utandım, yazınızı okuyunca. Öğrenci olarak ben de iyi bir ders aldım sizden. Güzel bayramlar olsun size de. Saygılarımı sunuyorum...