ATIN GİTSİN!..
Biriktirmişim… Daha doğrusu biriktirmişiz… Yani eşim ve ben… At at bitmiyor: Gazete kesikleri, dergiler, olur olmaz çekilen fotoğraflar, küçük küçük el bezleri, lifler, yok bunun anısı var, yok bunu birilerine veririz düşüncesiyle gözden çıkaramadığımız giysiler, ayakkabılar… Hele o hiç açılmadık cam bardak ve kase takımlarına ne demeli?.. Benim bildiğim bu tür hediyeler evler arasında yer değiştirir… Dedim ya hep biriktirmişiz… Kırık sandalyeleri bile atmaya kıyamamışız… Seferberlikten kalma bir alışkanlıkla, gün olur eksikliğini hissederiz diye bulduğumuz bir boşluğa, daracık bir aralığa yığdıkça yığmışız ıvır zıvırı…
İnsan taşınırken anlıyor nasıl bir birikmişliğin içinde yaşadığını… Vazgeçiyor muyuz peki?.. Bence hayır… Onca kararlı olma sözlerinden sonra yeniden başlıyoruz biriktirmeye… Başarsaydı yıllar öncesinin bir reklam sloganı başarırdı bunu… “Atın atın eskimiş çoraplarınızı atın” diyordu reklam… O dönemde piyasaya sürülen yeni kadın çorabı çoktan silindi gitti ama, eskiyen çoraplar bir türlü atılmadı. Üstelik kırpılıp kırpılıp kilim ya da benzeri şeyler yapıldı.
Eskimiş bir eşyayı veya bir giysiyi küçük bir tadilatla yeniden değerlendirmek güzel bir şey elbette… Böyle bir tutumluluk övgüyü de hak eder… Benim sözüm aylarca, hatta yıllarca öyle işlevsiz bekletilen şeylere…
Bir yerlerde okumuştum biriktirme alışkanlığının duygu ve düşüncelerle direk ilişkisi varmış… Nasıl diyeceksiniz şimdi?... Anlatayım: Eskimiş bir eşyamızı atamıyor, satamıyor, yeniden değerlendiremiyor ya da birilerine verip elden çıkaramıyorsak, kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi duyguları da biriktiriyormuşuz… Yani bizi üzen, kıran, inciten insanları bir türlü affedemiyormuşuz… İlginç değil mi?... Daha ilginci, affetmeyi bilmediğimiz sürece, bu olumsuz duygular birike birike ağrı, sızı, nasır –evet evet nasır- gibi rahatsızlıklar oluşturuyormuş…
Ötesi mi?.. Garip bir yalnızlık ve hayattan kopma duygusuyla yaşadığı mekânı çöp dağlarına dönüştüren insanların öykülerini okumuşsunuzdur, duymuşsunuzdur…
Gelelim bunca lafın hissesine: Biriktirmeyin sevgili dostlar, ne kullanmadığınız eski eşyaları, ne de işinize yaramayacak olumsuz duyguları… Atın, satın, ne bileyim bir şeyler yapın. Yeter ki kurtulun…