- 519 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİR IŞIKLARI - 9
Esin, odadan çıktığında endişeliydi. Yol boyu, verdiği sözün doğruluğu hakkında düşündü. Kafası karmakarışıktı. Nasıl bir durumdu bu? Hiç tanımadığı, hatta anlattıklarından bile kuşku duyduğu bu kadın için riske gerek var mıydı? Üstelik kadının bakışları da çok tuhaftı. Kendisine bakarken, dalıp gidiyordu. Huzursuz olmuştu bakışlarından. Kendisi de farklı duygular içindeydi. Anlamlandıramadığı bir yakınlık vardı ona karşı.
“ Önce arkadaşımla hakkında bilgi toplamalıyım. Gerçekten söyledikleri doğruysa!” İşte o zaman nasıl davranacağını bilmiyordu.
Eve geldiğinde, David evdeydi. Uzun süredir onunla ortak bir noktasının olmadığını fark etmişti. Onu görünce, eskisi kadar heyecanlanmıyor, sevinmiyordu. Yine aynı şey olmuş ve kuru bir merhaba ile yapay hareketlerle gülümsedi. Üzerini değişmek üzere odaya yöneldi. David, çoktan kumandayı kapmış ve ekrandaki amerikan futboluna kendini kaptırmıştı. Varlığından habersizdi sanki. Üzerini değişti ve salona döndü. Telefonla görüşmesi riskli görünüyordu. Bilgisayarını açtı. Mail adresinden, bir zamanlar birlikte çalıştığı Defne’ nin mailine iletiyi yazmaya başladı. İletiyi yazdıktan sonra kapattı. O sırada maç sona ermiş olmalıydı ki; David, onun varlığını fark etti. Bir iki cümle konuştuktan sonra esneyerek odaya gitti. İşte bu kadardı onların yaşamları. Ülkesinden uzaktaydı ve yaşadığı kişide artık yabancılaşmıştı. O zaman ne işi vardı burada. Arada bir aklına gelen bu sorular, son zamanlarda hiç çıkmıyordu düşüncelerinden.
David ile ilk tanıştıkları günleri anımsadı. Amerikan elçiliğinde çalışırken tanışmışlardı. Farklı ırktan iki insanın birbirini seveceğini ihtimal vermezken, ona âşık olmuştu. Hatta onun uğruna emek verdiği işini bırakarak, bu çöllere gelmişti. Şimdi ise âşık olduğu adam, onun varlığından bihaberdi.
Tekrar bilgisayarını açtı. İnternette gezindi bir süre. Çölün ortasında, pek yapacak bir şey de yoktu. Tekrar mailini açtı. Defne’ den mail gelip gelmediğini kontrol etti. Evet, mailinin cevabı gelmişti. Yüzü aydınlandı. Onunla uzun yıllara dayanan dostluğu vardı. İş arkadaşlığından, dostluğa dönüşen bir ilişkiydi. Konuyu araştıracağını ve bilgi vereceğini yazmıştı. Mesajı kapattıktan sonra bilgisayarı kapattı. Sehpada duran kitabı aldı ve okumaya başladı. Okuduğu zaman rahatlıyor, onu sıkan düşünceleri dağılıyordu.
Esin’ in gidişiyle yine yabancı hissediyordu evrende kendini Ayşe. Buradan kurtulabilecek miydi? Emin değildi. Belki küçük bir umut. Yeniden yalvarmaya başladı içinden Allah’ a. Yine çok yorgundu ve bu kabusun bitmesi en büyük dileğiydi.
DEVAM EDECEK