- 422 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hafta Sonu
Sabaha karşı etkisini yitiren yağmur yavaş yavaş çekiliyordu sahneden,
bulutlardan perdesini çekerek bitiriyordu oyununu...İnsanı alıp götüren
bir toprak kokusuyla kaplanmıştı yeryüzü.
Çizmelerini çıkardı ayağından ve yürümeye başladı çamurlu yolda bata
çıka.Yürüdü yürüdü ta ki içindeki ses ona durmasını söyleyene kadar.
Hayal ürünü ince bir çizginin hizasından...Durdu.Yanındaki söğüdün
yaprakları üzerlerindeki ağırlıktan kurtulmak istermiş gibi dans ediyorlardı
usul usul...Önce sağa sonra sola.Gözlerini gökyüzüne dikti ve düşünmeye başladı
yağmuru.Sadece o istediği için tekrar başlarmıydı yağmaya yağmur?
Başkalarını motive etmekten,cesaretlendirmekten gerçekten de yorgun düşmüştü.
Tepenin uç noktasına kadar yürümeye başladı tekrardan.Dümdüz ova ayaklarının altındaydı artık...Ayaklarının altına serilmiş bir halı yada ne bileyim bir hediyeydi ona tanrıdan altın tepside.Güneşin batmaya başlaması ile her yer dev bir portakal bahçesine dönmüş gibiydi.Turuncu,açıklı koyulu göz alabildiğine her yer turuncuydu.Çok uzun zaman olmuştu geleli ve artık geri dönmeliydi.Karanlıktan dolayı git gide küçülen gölgesinin elinden tutarak silik bir patikadan yavaşça kayboldu.
’’Belkide hiçbir zaman göremeyeceğiniz portakal bahçeleri,turuncu gökyüzü ve yağmur kokusuna...Beton blokların arasından ufak bir hediye.’’ 21.05.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.