- 470 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bana Şapka Deme...!
Sabah 06’00 da eşinin “Hadi kalk işe geç kalıyorsun” demesiyle uyandı: Tuvalete girdi, çişini yaptı, yüzünü yıkadı, hazır çayla birlikte birkaç lokma atıştırıp hemen giyindi; eşinin yüzüne bile bakmadan “Eyvallah” dedi ve çıktı. Hemen arkasından eşinin “Şapkanı al hava soğuk” söyleviyle geri döndü, eşinin uzattığı şapkayı aldı, tekrardan “Eyvallah” diyerek çıktı.
Paraya ihtiyacı vardı, hemşerisinin muhasebe bürosunda bu temizlik işini bulmasaydı maddi olarak çok zor durumda kalacak; buda yetmezmiş gibi karısının bitmek bilmeyen dırdırı tüm hızıyla devam edecekti. Her sabah saat 07.00’den 09’00 kadar iki saat büronun tüm temizliğini yapıyor günde 25 TL kazanıyordu. Eşinin dırdırından bıkıp eve gitmek istemediği için işinin tüm gün sürdüğü yalanını uydurmuştu. Geri kalan zamanını sokaklarda boş boş dolaşarak geçiriyor akşamüstü gelip tüm gün çok yoruldum pozisyonunda çekyata uzanıyordu.
Her sabah olduğu gibi otobüsten Eminönü’nde inip Galata köprüsünden yürüyerek Karaköy’e geçiyor, hemen sağa sapıyor, üçüncü soldan içeri kıvrılıyor köşenin hemen yanındaki iş hanına girip üçüncü kata çıkıp işine başlıyordu.
O sabah…
Eminönü’nden Karaköy’e Galata köprüsü üzerinden yürürken Karaköy istikametinden esen sonbahar püfürtüsü kafasındaki şapkayı yürüdüğü istikametin tersine doğru uçurdu. Peşinden koşturduğu şapkayı tam almak için eğildiğinde sol gömlek cebindeki sigara ve çakmak yere düştü, sigara paketiyle çakmağını alıp tekrar şapkaya yönelirken şapka yeni bir püfürtüyle hafif havalanıp yedi, sekiz metre ileride tekrar durdu. Hızlıca hareket edip tekrar uçmadan yakalamam gerek düşüncesiyle kısa mesafeyi hızlıca kat etmeye yeltenirken ayağı yerdeki belli belirsiz yükseklikteki tümseğe takıldı. Ayakları yerden kesilip şapkaya doğru uçması; alt doksana giden topu çıkarmaya çalışan kaleci misali bir görüntü oluşturdu. Adamın yerden doğrulmaya çalışması sırasında diz kapağının ağrıdığını ve kıpırdatamadığını fark etti. Tam olarak kalkamadığından oturur durumda dizine bakıp pantolonun diz kısmının yırtıldığını, dizinin üst kısmının yüzüldüğünü ve hafif kanadığını görüp sinirlendi. Yoldan geçen yelekli adamın havaya rastgele fırlattığı sigara izmariti rüzgârla birlikte falso alıp yerden kalkamayan adamın olmayan dekoltesine kondu. Gömleğin üstten açık iki düğmesinin olduğu yere kuş gibi konmuş yanan sigara izmaritini tutup atmak veya hafif öne eğilip yanan sigaradan kurtulmayı denemek yerine eliyle gömleği silkeleyip düşürmeye çalışmasıyla yanan sigara gömleğin içine düştü. Kendi kalesine gol atan oyuncu misali şoka giren adam içine düşmüş ateşin göbeğini dağlamasıyla panikleyip tüm gömlek düğmelerini hunharca koparıp içindeki ateşi çıkardı.
Tabakhaneye tabak yetiştirmeye çalışır gibi koşturan genç çocuk şapkaya basıp ayak izini şapkanın üstüne bırakırken diz kapağını tam olarak oynatamayan adam şapkaya ve eşine okkalı bir küfür edip şapkadan vazgeçti. Yoldan geçenler adamın gömleğinin önünün açık olmasını ve diz bölümü yırtılmış pantolonunu gördükleri halde görmezden gelerek ilgisizce yanından geçip gittiler.
Adam sürünerek Galata köprüsünün demir korkuluğuna sırtını dayadı; tam olarak kıvıramadığı dizini acı içinde uzatıp biraz dinlenmenin iyi olacağını düşündü. Sigara paketinden bir sigara çıkarıp çakmağıyla sigarasını yakmaya çalıştı fakat çakmak bir türlü çakmadı. Çakmayan çakmağa küfür ederek ve çok sinirlenerek çakmağı yola doğru fırlattı. Çakmak hızla geçen taksinin açık haldeki ön camından girip şoförün sağ eline isabet etti. Ne olduğunu anlamayan şoför direksiyon hâkimiyetini kaybederek solundaki arabaya güm diye çarptı. Arkadan gelen bayan sürücü her iki şeridin de kaza nedeniyle kapalı olması sonucu ani bir fren yapıp durmaya çalışması bir işe yaramayacağını anlayınca soldaki araca mı çarpsam sağdaki taksiye mi çarpsam diye bir sağ bir sol yaparken her iki aracı ortalayıp ikisine birden vurarak durdu.
Olaylara şahit olan yaşlı adam durumu taksiciye ispiyonlayınca taksici köprünün demir korkuluğuna yaslanmış ve bir ayağını uzatmış halde duran adama doğru sinirli bir şekilde yürümeye başladı.
Adam “Özür dilerim bir yanlışlık oldu” dese de taksi şoförü ile onun güm diye çarptığı diğer şoförün dayağından kurtulamadı. Arkadan ikisine birden çarparak kazaya tüy diken bayan şoför olayı yatıştırmaya kalksa da adamın pataklanmasına engel olamadı.
Yediği dayaktan üstü başı daha da harap hale gelen adam yediği dayağın etkisi ve tüm yaşadıklarının şokuyla olduğu yerde bayılıp kaldı.
Köprü trafiği iyiden iyiye artmıştı; gelen geçen kalabalık baygın adamı uyuyan bir dilenci sanarak dilenmeyen adamın yanına bozuk paralar atarak adamın kesin dilenci olduğu izlenimi yarattılar. Adam ayıldığında etrafında gördüğü bozuk paralara önce bir anlam veremedi... Sonra olanları hatırladı... Üstüne başına baktı; tüm yaşananların gerçek olduğunu idrak edip acı bir gülümsemeyle etrafını gözlemlemeye başladı. Köprüden olta sallayanlara baktı, geçen tramvaya baktı, bulutlar arasından çıkan güneşe baktı; güneş gözünü alınca elleriyle gözlerini ovalayıp başını önüne eğdi: Dizi yırtık pantolonunu, önü açık gömleğini görüp düğmesizliğinden utandı. Hafif üşümesinin de etkisiyle iki eliyle gömleğini birleştirip bir süre o şekilde durdu. Kalabalık içinden sıkma başlı bir hanım eğilip yanına 1 TL bırakıp devam etti. Ayağa kalkmak için dizini oynatınca dizinin ağrısıyla düştüğü aklına geldi, sonra paraları toplayıp çaktırmadan saymaya başladı, tam 28 TL 50 Kuruş toplanmıştı. Havadan gelen bu paraya sevinsin mi, düşmüş olduğu bu haline üzülsün mü bilemedi… Madem kalkamıyorum ve bu halim para ediyor oturmaya devam edeyim diye düşünüp el açıp beklemeye başladı, geçen kalabalık adamın el açmasını bekliyormuş gibi adama para yağdırmaya başladı neredeyse dakika başı havadan 1 TL para geliyordu. Hemen saatte 60 TL kazanırımı hesap etti… Sonra 10 saat dilensem tam 600 TL… Vay bee! Deli para! Diye düşündü. Sonra cuma günleri cironun daha yüksek olacağını hesaplarken...
İki belediye görevlisi adamı derdest edip zabıta arabasına koyup karakola götürdüler.
Karakoldaki memurlar adamın üstünden çıkan 48 TL 25 Kuruşa el koyup, kabahatler kanunu gereği 182 TL ceza keserek adamı serbest bıraktılar.
Adam perişan halde topallayarak eve geldi, kapıyı açan karısı gözlerine inanamayarak telaş içinde sordu.
-Ne oldu, kim seni bu hale soktu? Şapkan nerede?
-Bana şapka deme hanım…! Bana şapka deme...!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.