- 826 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaz ve Soğuk oda
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu.Kendine sığınacak bir yer ararken açık bir kapıdan içeriye girdi.Beyazdı.. duvarlar,yerler tavan.Kıyılardaki beyaz sandalyelerde beyazlar giyinmiş insanlar oturuyordu.Donuktu insanların suratları.Kuş gibi hafiflemiş hissetti kendini.Mekanik bir sesin,kendisine “hoş geldin..” dediğini duydu..
Donuk suratlı yüzlerce insanın ona baktığını gördü…
Donuktu yüzleri..aynen kırmızı şemsiyeli kadının yüzü gibi,hiçbir ifade yoktu yüzlerinde.Daha dün görmüştü kırmızı şemsiyeli,donuk yüzlü kadını.Akasya ağacının bulunduğu köşeden aniden ortaya çıkmış,rüzgarda savrulan akasya yapraklarının arasında,sakin ve ne düşündüğünü,hiçbir zaman; anlayamadığı o ifadesiz yüzü ile karşısına çıkmıştı…Ona selam vermişti.Donuk suratlı kadın sadece ona baktı.Buydu onun selam alması.Sadece ifadesiz bir bakış.
Beyazlar giyinmiş,ifadesi olmayan yüzlere sahip,yüzlerce kişinin arasında tedirginlik duyarak,ürkek ve korkak bir şekilde
“Hoş buldum..burası neresi ? bunlar kim?..Ben neredeyim?..”
“Buraya geldiğine göre,buranın neresi olduğunu bilmen gerek..”
“Hayır.. ben bilmiyorum buranın neresi olduğunu.Yağmurdan kaçıyordum,kapıyı açık bulunca içeriye girdim.”
“Bu kapıyı herkes görmez,görse bile bu kapı herkese açılmaz..”
“Gitmeliyim buradan,benim yapacak çok işlerim var.Kapıyı açın ben çıkayım…”
“Senin işlerin mi var? Git buradan burası senin yerin değil..zamanın geldiğinde gelirsin.”
Kapı açıldı.Dışarıda parlak güneş ışığı arasında ağaçların yemyeşil yaprakları parlıyordu.Gök kuşağı yeryüzü ile birleşmişti..
Bir ses duydu..
“Abla uyan! Hadi uyan abla..”
“Uyumak istiyorum..”
“Abla kaç kez odana geldim..hep uyuyorsun”
“Erdem! Çok acı çektim biliyorsun..yoruldum..bir an öleceğimi düşündüm..”
“Biliyorum abla! Çok acı çektin..ama şimdi iyi görünüyorsun…”
“İyiyim Erdem!şimdi çok iyiyim sadece uyumak istiyorum..”
Gözlerini kapadı derin bir uykuya daldı…
Rüyası devam ediyordu…O mekanik ses..
“Gelme buraya,daha zamanın gelmedi..” diyordu.