- 554 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Tan Sarısı
Susmuştu bütün kuşlar. Kelebeklerle doluydu her yan. İnadına yaşıyordu kelebekler. Her gün, bin yeni insan ömrü daha ulanıyordu ömürlerine. Öc alıyordu kelebekler.
Emirler de selamlar gibi, varamıyordu yerlerine. Kelebekler uçuşuyordu şehirlerin üzerinde. Bulabildikleri aralıklardan doluşuyordu kelebekler.
Su kaybolmuştu. Çekilmişti denizler. Değerli taşlar, pahalı evler otomobiller, insanın şaşalı ve kibirli nesi varsa eziliyordu kelebekler tarafından. Adil değildi sevişmeler. Kızıl bir gezegen kaybolmak üzereydi.
Sözcükleri anımsadı insan. Avaz avaz bağırdı. Kelebekler kan istiyordu. Duyulmadı insanın cılız sesi. Sonunda teslim oldu insan. Teslim etti kelebeklerden zorla aldığı şeyleri. Bu da yetmemişti kelebeklere. Bütün izlerini insanın, yakıp yıktığı kelebek ülkeleri yok etmek istiyordu kelebekler.
Yıldızsız, aysız ve de ıssız bir gecenin koynundaydı insan. Ödüyordu yaptıklarının bedelini ağır. Soğuktu, karanlıktı. Ve şöyle bittiyordu bu öykü. Nasıl diyemeden...