- 3100 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
SİL BAŞTAN / BAŞLAMAK GEREK BAZEN...
Herkes bir zaman önce gözlerinin önünden ayırmadığı insanların, zaman ilerledikce onları nasılda kaybettiğini uzaktan izleyecek!
Düşünsenize birkaç dakika... Sarışını esmeri kumralı her tenden insan. Zengini fakiri parasızı pulsuzu her yerden insan.Sempatik çalışkan tembel ahmet mehmet aslı zeynep onlarca kişi var geçmişe gömülen...
Onların neyi vardı da geçmişe gömüldü..? Bu soruyu kendinize defalarca sordunuz değil mi?
Yaşadığımız sürece bu soruyu daha çok soracağız.Peki bundan memnun muyuz, hoşnut muyuz?
İsteyerek mi yok ettik hayatımızdakileri, istemeden mi yok oldular? Daha dün fidanken,köklerini sağlam sarmış toprağa, koca çınar olmuşken daha, binbir yürekle emek verdiğin, nasıl kesilmiş yok edilmiş...Kelebek gibi, sıksan ölecek, açsan avuçlarını uçup gidecek. Ne yapmamız gerekir di...? Soruların içinde körebe oynar gibiyim çoğu zaman, cevaplarını verdiğimde kendim bile tatmin olamadım ve düz düşünce ile cevaplarını içime sindire sindire vermeye çalıştım. Sindi mi...? Sonuç(?)- eşittir(=)-üç mokta (...)
Şöyle bir geçmişe baktığımızda yüzlerce insan vardır geçip giden, zamana gömülen. Peki onlar neden yok oldu? Sen onlarda neden yok oldun? Onlar sende neden yok oldu? Ne yani hiçkimse kalıcı değilmi hayatında,
neden sen onlarda bittin onlar neden sende bitti? Ne farkları vardı şuan hayatında olanlardan? Ve daha kötüsüde var. Şuan konuştukların yakında geçmişe gömülecek mi? Dün can ciğer olduğunuz insanların mutlu günlerinde yer alamamak ne saçma! Ya da o kişi evlendiğinde davet edilmeyen kesimden oluyorsun. Ya nasıl iş daha üç ay önce aynı evde sabahlamadık mı biz. Nasıl olurda böyle oluyor. Sanki zaman gibi insanlarda sabit bir yere yürüyor. Kimi zaman rolantide ağır ağır, kimi zaman hızlı hızlı. Ama durdurak bilmeden yürüyoruz sanki.Bir yerde kalmayı deli gibi istesekte orda kalamıyoruz, yedire yedire sürdürüyoruz hayatımıza ayrılığı.
Bir bakmışsın geçen yıl can dediğin, bu yıl canın yandığında haberi olmayanlardan...
Madem bu sistem böyle, neden değer veriyoruz ki insanlara..? Onlarca insan var karakterli, güzel, akıllı, en üstün özelliklerde ve sana uyan onlarca insan varken sildiğimiz. Kime ne değer vereceğiz ki, üç aya kalmaz oda silinecek.Bu korkutucu geliyor bana,neyse çok derin dipsiz bir kuyu, bulanık sularda yüzüyoruz.Hayatımızda birşey değişince herşey değişir hale geldik, tabi karakterlerimizde. Ne olacak bu işin sonu. Menfaatlerin ötesinde bir yaşam yokmu bu evrende? Yok! o zaman sisteme uymaya mahkum olacağız...
Herşeyde olduğu gibi, yine atacağız sineye, gözlerimize takacağız at gözlüğünü, devam edeceğiz bu yola...diyerek kendimize yaptığımız kötülüklerin en büyük anası!
Bu ne yolu..? Kimin evladı..? diyerek sövmek istediğimiz onca insan var ki şu hayatta..! Seni doğuran ana’ya yazık, ne suçu var ki...
Daha dün bana sensiz yapamıyorum derken, bugün bir başkası için aşk’ı ilan yapmış!
Ne demeliyim..? karaktersiz mi.. Aşk’ı bırak, kendinin hakkını veremiyorsun be insan, boşuna yaşıyorsun deyip, gülüp geçiyorum kendimce...
İnsan kendi boşluğunu, insanları kullanarak mı doldurabiliyor..?
Seviyorsan hakkını vere vere seveceksin, siliyorsan da aynı şekilde,
şöyle bir geriye baktığımda filo halinde sildiklerim bile var,
geniş bir derya var geçmişte silinen...
Artık silinen değil de, sil baştan yaşayalım istiyorum...
"Rabbimin istediği kadar" ........
YORUMLAR
Sil baştan başlamak..
Çok cazip bir cümle, kendine çekiyor insanı..
Bir de bunu başarmak var, zor olan kısım da bu ya..
Herkesin sevme, değer verme şekli başka..
Senin incitmeye kıyamadığın, üstüne basıp geçiyor hiç acımadan..
Silinebilir mi o yara, yok sayılabilir mi hiç olmamış gibi?
Ne kadar çabalasan, nafile, kırılmışsındır!
Ne yapsan, eski haline dönmez orası..
Daha az hatırlarsın belki acıtanı, unutmak diye birşey yok çünkü..
İncelikler yüzünden, susuşlarımız..
Öyle uzaktan bakmalarımız ve iyice dolduğumuzda artık taştığında bardak..
"Sil baştan!" demelerimiz..
Çok yerinde tespitler vardı satırlarınızda, okunmayı fazlasıyla hak eden bir yazıydı..
Mutlu kalın..