- 2280 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SUSMAK
Söz konusu susmak değil, susmaya zorlanmaktır.
Anlatamamaktır içindekileri, anladıklarından boğulmaktır. Zamanı gelmemiş duygularından ayrılmaktır belki de. Zorlandığım bunun içindir. Yoksa, üstünden gelemediğimden değil.
Dünkü yetmelerin eline düşmem, o yetmelerin içinden geldiğimdedir. Onlara bir şans daha vermek istediğimdendir ve dahi sevdiğimdendir onları. Düşmenin acısını tattığımdandır elimi uzatışım. Belki de düştüğümde bir el arayışımdır zamanında uzanıp ta tutunamadığım.
Karmaşıktır içindeki bulunduğum durum.
Bir anlam verilmemesi, umursanmaması kuvvetli bir ihtimaldir. Bununda ceremesini ilk önce şahsın kendisi üzerine vaciptir. Vacibin terki sıkıntıdır. Yerine getirilmediği müddetçe yarımdır ve gereken yapılmamıştır sonuca ulaşmak için. Ham bir meyve gibidir dalından koparılırsa erken, tadına ulaşılamayıp, bir daha istememek ve tadını hep öyle anımsamaktır.
Her doğruyu her yerde söyleyememek, kaybetmek korkusundandır. Az ile yetine bilme ihtimalini gözlerden geçirmektir. Hatta azdan da muaf olma ihtimalinin akıllara verdiği baskı sonucu pes edebilmektir.
Şimdi benden kimse elimdeki bulguru vermemi istemesin. Eldeki kuş teldeki kuştan iyidir. Aç gözlülüğün lüzumsuzluğunu tekrar tekrar söyletmeyin.
Susmak bile bile boğulmaktır. Ayaklarının yere değdiğinde, boyunu aşan sulara adım atmaktır.
Susmak içine kusmaktır sesini. Kusmaktan nefret ederseniz eğer ben gibi, başkalarının sesinize tahammülü kalmamış ise, halinizin hanesine yaldızlı harflerle bir " vah " yazılır.
Vah lar, vah vah lara, onlarda eyvahlara giden bir yola girerler istiflerini bozmadan.
Eyvah demeden sesimizi duyan olur İnşallah.
Eyvallah...