- 732 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK NEFRET KAVUŞMACİHAN İLE YAĞMUR 2. PERDE 1.BÖLÜM
Anlatıcı bilge: ( sahnede görünmez sesi gelir)
Burası metafizik ruhlar hastanesi
Birinci kara sevda koğuşu
Âşıkların burada dinlenir ruhu
Burada yatar Leyla’nın Mecnun’u
Zühre’nin Tahir’i, Şirin’in Ferhat’ı
İşte buraya kapattılar Cihan’ı
Konuşur Tabipler, anlatır bilgeler
Şifa bulur âşık ruhlar
Âşıklar yeniden ümit bulurlar
Aslında âşıkların her biri, bir bilgedir
Bilirler yaşadıkları ancak bir hayaldir
Bilirler eşyanın, ötesini saf bilgiyi
Serçelerle paylaşırlar bir tek somun ekmeği
Her biri melek yüzlü hemşireler vardır
Onlarda her biri güneşe eş sevgi vardır
Onların sevgisi ısıtır âşık kalpleri
Yattıkları temiz yataklar
Yedikleri cennet yemekleri
Dinledikleri perilerin ezgileri
Çam ağaçları arasında gezerler
Kırlangıçları ve serçeleri seyrederler
Unuturlar bu dünyanın gam ve kederini
Âşıklar aralarında şöyle söyleşirler
(sahnede Mecnun Ferhat ve cihan vardır)
Mecnun:
Hey gün yüzlü Cihan
Artık üzülme, bitecek kara sevdan
Cihan:
Hey! Sen adımı nerden bilirsin
Peki, söyle güzel âşık, sen kimsin?
Mecnun:
Bana mecnun derler asıl adım Bahtiyar
Aşıklar arasında namın yürüdü yiğidim
İsmin sırlar kapısına anahtar oldu
Senin ismini ananlar huzurla doldu
Cihan:
Mecnun mu o bin yıl önce yaşadı zannederim
Mecnun:
Hayır her yüzyılda bir mecnun gelir
Bu yüzyılın mecnun’u benim
Zanneder misin mecnun büyük âşık
Leyla olmasa kim anar adını
İşte ben bir dilbere vuruldum
Tabipler mecnun koydular adımı
Cihan:
Peki, beni niye buraya kapattılar
Yağmur’um nerede
Beni niye ondan habersiz bıraktılar
Mecnun:
Yağmur, ,Yağmur, Yağmur
Bu ismi hiç duymadım ben
Demek ki o değildir âşıklardan
Cihan’sız Yağmur olmaz
Ama olur yağmursuz cihan
Cihan:
Yağmursuz Cihan bir çöldür
Mecnun:
İşte ben o çöllerde gezdim
Leyla dedikleri bir hayaldir, bilirim
O bir suret, bir ışık oyunu
Ben aynadan yansıyan bir aksi severim
Ama bilirim vardır onu yaratan
Öyleyse sevilmeye layıktır yüce yaradan
Boş ver yağmursuz kalsın Cihan
Anla artık sevdiğin bir hayaldir
Aynalardan yansıyan
Cihan:
Nasıl olur, o kandan ve kemikten değil mi?
Gördeklerim düş mü? Gerçek değil mi?
Mecnun:
Anla artık yiğidim gördüklerin düştür
Bu dünyada tek gerçek ölüm değil mi?
Cihan:
Nasıl yani çektiğim bunca cefa
Kalbimde hissettiğim bu acı nedir
Biz rüyadaysak hayatta olanlar kimlerdir
Mecnun:
Bir kutlu rehber şöyle der
Siz rüyadasınız
Ölünce uyanacaksınız
Çektiğin cefanın elbette bir karşılığı vardır
Topraktan geldiysek dönüşümüz yine onadır
Hainlik, aldatmak namerdin işiyse
Sadakatle sevmek dosta yaraşır
Biz rüya da isek dünya yalan
Yalanı istemeyiz
Ölünce bize cennet yaraşır
Sor bakalım Ferhat’a o dağı nasıl deldi
Dağın arkasından suyu
Şirin’in bahçesine nasıl getirdi
Cihan:
Hey! Ferhat o dağı nasıl deldin
Hiç mi yorulmadın
Hiç mi vazgeçmeyi düşünmedin
Neydi sana güç veren
Ferhat:
Ben bir beyin kızını sevdim
O asildi ben değildim
O zengindi ben fakirdim
Bir cesaretle babasına gittim
Beni iyi ağırladı babası
Aşkıma saygı duydu
Bana şart koştu
Dağı delip suyu getirmeyi
Hiç düşünmedim nasıl yaparım diye
Elime aldım gürzü “bismillah” ile
Dağı taşı hun eyledim
Ne gece ne gündüz dinlendim
Tam üç yıl, üç ay, üç günde
Dağı deldim suyu getirdim
Sevdiğimin bahçesine
Babası çaresiz kaldı
Kızı vermeye gönlü yoktu
Bana dedi:
“Bak oğul benim kızım narindir
Saraylarda büyüdü
Sen ise fakirsin
Kızıma yaraşmazsın
Ona zengin bir hayat veremezsin
Sana şart koştum dağı delmeyi
Belki vazgeçersin
Anla artık sana kızı veremem”
O anda yıkıldım dünyam karardı
Ağladım Şirin’im, Şirin’im Şirin’im
Artık o memlekette duramam
Yollara düştüm, ağlaya, ağlaya
En sonunda beni kapattılar buraya
Ve şirin’de ince hastalığa tutuldu, öldü
Anladım tüm yaşadıklarım hayaldi
Anladım tüm yaşadıklarım hayaldi
Anladım o dağı ben değil periler deldi
Cihan:
Anlamıyorum mecnun hayal diyor
Ferhat’ta hayal
Yoksa bende mi hayalim
Yağmur’da hayal
Hayır, kabul etmiyorum
Ben gerçeğim yağmur gerçek
Siz hayal olsanız da
Benim sevgim gerçek
Vazgeçmem bu sevdadan
Hey! Tabip kalbimden el çek
Anlatıcı bilge:
Tabipler nice dil dökerler
Vazgeç bu sevdadan
Nice ilaç verdiler
Nice konuştular
Cihan vazgeçmedi
Herkes hayal olsada
Ben gerçeğim dedi
Ve sonunda kırk gün kalıp
Kara sevda koğuşundan çıktı
Yine körfez şehrinde okuluna döndü
Ama artık umutsuzdu
Sanki yaşayan bir ölüydü
Anlatılanları duymuyor
Sorulanları duymuyordu
Bu böyle olmaz dedi kendi kendine
Bir çare bulmalı
Bu aşkın kederine
Bir bilgeye danışmalı
Yol gösterir belki, konuşmalı
Bir gün okulda
Bir rehber bilgeye danıştı
Bilgeyle söyle konuştular;
(sahnede ışık bilge ve Cihan vardır)
Işık bilge:
Merhaba genç, nasılsın
Haydi, anlat bakalım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.