- 759 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
Ve Dahası
Ne diyorum biliyor musun? Bu gün beni sen uğurla işe. Yağmurluğumu getir vestiyerden, sabahı demler gibi demle çayımı. Akşamdan kalma dudaklarımdan öp. Çiğ damlası saçlarını dola boynuma.
Köşedeki fırından taze ekmek, bahçeden domates getir koy soframıza. O en sevdiğimiz şarkıyı mırıldan. Aynaya bakıp son zamanlarda aldığını düşündüğün, ama vücudunu ayrı bir güzelleştiren kilolarına kız.
Her şeyi unut bu gün. Çocukluğunun yırtıcı güncelerini, genç kızlığının haykırışlarını, kadınlığına vurduğun prangaları bırak bir kenara. Cem et yüreğini yüreğimle karıştır. Saçmala, kahkahalar at yerli yersiz, susuver ansızın.
Tıpkı ikimize benzeyen imla hataları yap. Vakitsiz göçler gibi tuhafsa hayatı. Paçalarımın söküklerini dik, pirinç ayıkla, beni bekle bir de. Öyle bir bekle ki, dönmek isteyeyim sana yeniden.
Buluzundan içeriye sokayım ellerimi muzipçe. Tırnaklarınla kanat ruhumu. Yenilmeyelim bu defa. Bu defa bambaşka olsun her şey. Antikacıya rehin verdiğimiz ömrümüzün o en güzel dilimini geri alalım. Ödeyelim neyse bedeli.
Soğuk rüzgar değsin yüzlerimize. Senden öğrendiğim ne çok şey var. Durmaksızın anlat masalları yeniden. Birbirinin ardınca kapatılıp yola vurulan valizlerden, şu sümüklü kızın okuldan kaçıp bir varilin üzerine tüneyişinden, tren raylarından söz et bana. Bütün yalanların karşılığında bir tek doğru biliyorum hala. Ve dahası, seni seviyorum ilk söylediğim günkü gibi.
Çalar saat alıp götürdü düşümden seni. Asık suratlara bulandım yine. Ve dahası, çok özledim seni ben. Bir duyabilsem ayak seslerini. Ve dahası, keşke hiç olmasaydın sen...
YORUMLAR
En sevdiğim yazı türlerinden biridir iç ses tekniği kullanılarak yazılanlar... Bu tekniği olanca yalın ve duru kelimelerle bezemek ise ayrı bir maharettir. Ben şuna inanırım ki, yazılarında doğal kelimeleri kullanabilenlerin en büyük özelliği, gerçekte de abartıdan uzak ve olabildiğince rafine yaşamayı tercih edenlerdir.. Sanat, sanatlı sözcükler, sayısız imge, hudutsuz teşbihlerle yapılabilir bir şey haline gelir zaten. Ama olabildiğince doğal, yani kendiliğinden çıkıvermiş sözcüklerle sanat yapabilmek asıl zor olanıdır. Aksi takdirde imgeye boğmak bir şiiri ya da yazıyı, maalesef onu; ne yazık ki son yıllarda görmeyi artık neredeyse kanıksadığımız ergen kızlara dönüştürüyor: boya küpüne düşmüş, ruhunu ve benliğini kaybetmiş kadıncıklar güruhu...
Bu sebepledir ki, sizin yazılarınız ve şiirlerinizden çok keyif alıyorum; mermerin üzerinden akıp giden su gibi hepsi; kendiliğinden ve pürüzsüz...
Çok teşekkürler; sanatı sosyeteleştirmeden böylesine zenginleştirip en doğal haliyle bizlere sunduğunuz için...
Saygımla yeniden...
savaşçı tarafından 10/27/2013 11:39:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
savaşçı tarafından 10/27/2013 11:39:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
tahrip gücü yüksek olur bazı kelimelerin..yakar kavurur düştüğü yeri..kimse bilmez bunu..kimse anlayamaz..
yaşanmışlık dediğimiz o lanetli sancı her köşe başında üstümüze bir kelime düşmesine sebep olur bazen..altında kaldığımız ağırlıktan nefes alamayız..ama ne gariptirki ölmeyizde..
ne çok düş kurarız kendimizce..ne çok savurur atarız günleri ardımıza..ne yarının bir önemi vardır ne anın..düştür işte boğulduğumuz..
hani gelsen diyorumla başlayan şarkıları olmasaydı sonumuz böyleye bağlayacağını bilmeden söylerken ne tuhaftır ki ne beklenen gelir ne gerçek bir son vardır ortada..
ama en kötüsüdür olmamasını dilemek..
tıpkı hiç yaşanmamasını dilediğimiz yıllar gibi..