- 590 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilge
Yazdan kışa geçen bir mevsimler belirsizliğinin tarihsel sonbaharında;ellerimde birkaç kitap aklımda ise derse yetişme kaygısıyla,hzılı adımlarla yürüyor,su birikintilerine basıp paçalarımı ıslatan bu birikintilere lanetler savuruyordum.
Okulun kapısına iki blok kalmıştı ki neredeyse İstanbul’un her sokağında rastlanılabilecek dilencilerden birinin mırıltılarını işittim.Güçlükle duyulan bu mırıltıları işiten kulaklarım ayaklarıma ’dur’ emri vermişti adeta.
- ’’Annenin ve babanın ruhu için,lütfen...’’ İstemsizce dönüp yanıtladım:
- ’’Annem ve babam hatta tüm ailem hayatta.Öldüklerini de nereden çıkardın?!
Bir insanın hatasını ya da eksiğini bulunca takınılan o çirkin hisse kapıldığımı hissettim ve yüzüme yayıldığını düşündüğüm sahte gülümsemeyi hemen yok ettim.İfadesiz bir tavır takınmak için çabalamaya başladım.Halbuki dilenci kadın benim kadar ince düşünmüyordu anlaşılan.Lakin çürümüş ve yer yer seyrelmiş dişlerini gizleyemeyen bir gülümsemeyle duruyordu karşımda.Az öncekinden çok daha gür ve kendinden emin bir sesle konuşmaya başladı:
- ’’Bir ruh bedenden ayrıldıktan sonra,bu dünyadan uçup gittikten sonra mı değerlenir?Ancak bu vakit mi dualara,yakarışlara ihtyaç duyar?Şu an bizim ruhlarımız,annenin,babanın kısaca herkesin...Bır duayı,bir arınmayı hak etmiyor mu?Hiç sanmam çocuk.Ettiğimiz dualar ve bağışlar yiten ruhlara fayda etmez.Nihayetinde kendini kirleten,acımasızca ve sorumsuzca yıpratan sahiplerinden sıyrılmış,kurtulmuşlardır çünkü.Yalnız,bedenlere hapsolmuş ruhların yardıma ihtiyacı vardır.Tabii sen ne dersin bilmem...
Tüylerim diken diken olmuştu.Hali hazırda üşüten ayaz şimdi hislerimi dahi kaybettirecek kadar tesirliydi sanki.Soğuktan mı yoksa içinde bulunduğum durumdan mıdır bilinmez,şiddetle titreyen ellerimi istemsizce cebime atttım ve elime ilk ulaşan kağıt parayı cebimden çıkardım.Konuşurken kaybolan gülümseme yeniden oturmuştu artık dilenci diyemeyeceğim kadının yüzüne.
- ’’Hayır,artık gerek yok.Şimdi burada aklında çakan kıvılcımlar,yetişmeye çalıştığın dersten çok daha önemli şeyler öğretecek sana.Bu bana yeter,hadi şimdi git!
Soğuk yüzümü dondurmuştu artık.Zaman ve mekan önemini yitirmişti benim için.Ağır adımlarla yürümeye devam ettim.Ters yöne doğru...
07.10.2013 Alican Çalışkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.