- 992 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
düşü/yordum..
’’bil/iyorum,
farklı bedenlere b-Aktın
belki de sendedir cevabım...’’
düşü/yordum
ve incindi diz kapaklarım ki sen ıslak/ırmak. yüreğimde bir kor ve ateşimin içindeki delimavi hastalık tüm hücrelerime bulaşan. ciğerden ciğere/gözden göze bir hüner veya gecenin karanlığında hırsızlık gibi susarak/susayarak ve genişleyen damarlarımda A-kan üzümden şerbet. gözperdelerimin içine düşen mülteci bir nur gibi alnıma/omuzlarıma sığınır gibi sıcak derin kuyulara düşen yusuf gibi ıslak ve kokan toprağımda ki gel adı kayıp olsun yüreğimdeki ayrık otlarının. çarşafa dolaşıken harfler, tenin çıplak mıydı? onun için mi yapışmıştı alt dudağının mat rengi ki sus, daha çok sus. gözlerini kapat şimdi ve çek içine, bir yağmur dilinde böyle ıslanır ormanların yaprakları. yaklaş/korkma..ürkmemiş duygular boyle zamanlarda mevsimlenir ve görkemsiz soluğuma bulaştı tenindeki ıslak ter ki ben karanlık/katran ve zifir çağlardan geçip kapına geliyorum terli. ağzının boşluklarında sAkladığın başka dil var mı? ve kesip kırıklarını saçlarının, yastğımın altına sok avuç içlerini sırtıma sonra iki kürek kemiğimin arasına dudakların ki ben,
düşü/yordum...
(...)