- 747 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Ben Beni Çağırıyor / 2
..............sürgünlüğüm kendime
... Ankara kırmızı güller açtıran bir sonbahar daha yaşıyor ,
düşlerine kaybolan çocuk misali geleceğe güneşi boyuyor ,
sanki mesbehanede kesilmeyi bekleyen kurbanlıklar gibi
kurban sayısınca çekilen muhammedi oklar misali ,
kurban gelmeden kurban ettiriyor hayatı .
..
başını kaldırıyor ,
büyükçe bir salon ,
gözlerini alıyor o bal rengi ışık ,
güneş ışıkları duvarları ,
turuncu mavisine boyamış ,
yani loşunda bir hoşluk var ,
yani bir umut türküsü bu ,
yani ... içimizi okşuyor ,
sorular sorular !
burası neresi !
biz nerdeyiz!
rüyadamıyız !
ses yok ;
cevap verecek kimsede yok ;
çünkü ! hepsi uyuyor ,
essen duymaz ,
eşsen duymaz ,
kessen duymaz ,
kurban olmuş ,
sıra sıra dizilmiş insanlar dizisi
ismaili bir teslimiyetle ,
ibrahimi bir dua gibi ,
bu defa şifa kapısını bekliyor .
neden sonra bir ses ,
beyazlar içinde bana benzeyen o ben ,
tanıdım seni ,
hadi gitme zamanı!
sanki savaştan yeni çıkmış ,
yorgun bedenler ;
ve beyinlerinde girif düşünceler
kusanmışlar bütün takım takravatı üzerlerine ,
gülümsüyorlar nedensizce gülen yüzler öylece,
sürgünlüğün kendisi bu defa kırmızı güller açtırıyor;
bir sondan sonbahara daha .
oysa , hayata gülümsemeyle bakmak,
kederi gülümsetmiyor ,
kaderin akışını kolaylaştırıyor ,
derdimiz hayatla değil ki zaten ;
kendini kaybetme tuzağına ,
bir gün bile kaybolma ,
korkusu vardır ya ;
işte o !
umudumuzu kaybetmektir .
Gülay GÖKTÜRK