- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK NEFRET KAVUŞMA CİHAN İLE YAĞMUR 1. PERDE 5.BÖLÜM
Cihan:
İşte söyledim, sensiz yaşayamıyorum
Çekemiyor bu gönül, ayrılık ve hasretini
Artık dindir kalbimdeki aşkın ızdırabını
Yeter çektiğim dehrin cefasını
Yağmur:
Bu sevdadan vazgeç yiğidim
Ben sana uygun değilim
Unut beni, bul başka bir sevda
Bir hastalık bu, kara sevda
Allah’a yalvar, elbet verir şifa
Cihan:
Nasıl böyle söylersin, seni delice severken
Ben nasıl ararım başka yar, seni severken
Hiç söylemez senin gibi
Bana tatlı ve ince sözler
Seni unutamam aynı sınıfta
Her gün gözlerinin içine bakarken
Yağmur:
Seninkisi bir hastalık, saplantılı aşk
Ben biliyorum mutlu olamayız birlikte olsak ta
Senin hasretin dinmez kavuşsak ta
Cihan, benim sana bir teklifim var
Yoldaşım sunam seni sevmekte
Sen onu edinmelisin yar
Belki bu sevda sana
Yardımcı olur beni unutmaya
Cihan:
Nasıl böyle söylersin
Beni Sunam’a peşkeş çekersin
Hiç mi değeri yok aşkımın
Böyle söylemekle kalbimi kırdın
Yağmur:
Ne için kırılırsın
Seni sevmektedir sunam
Eğer teklif edersen
Hemen kabul edecektir
Sunam iyi kızdır, açık yürekli
Saçları siyah gözleri mavi
Kıvırcık saçları kalın çerçeveli gözlükleri
Ne olur kabul et onu
Hüsrandır bizim aşkımızın sonu
Cihan:
Sunam dindiremez kalbimdeki fırtınayı
Sen kabul edersen, diner kalbimin ızdırabı
Artık kabul et teklifimi
Söyle kalbindeki cevabı
Yağmur:
Anlatmaya çalıştım kalbimdekini
Sunam sana uygundur
Kabul et teklifini
Sana cevabım hayır
Anlatıcı bilge:
Ve bir kez daha yıkılır cihan
Yerle bir olmuştur dünya
Güneş sönmüş ay dürülmüştür
Bir hüzün kaplamıştır Cihan’ı ayı ve dünyayı
Kapkaranlık olmuştur dünya Cihan’a
Anlamı kalmamıştır artık hayatın
Kavuşmadan ayrılmak kanunumudur aşk kitabının
Umutsuz bakar hep hayata
Hep hüzün mü yazılıdır levh-imahfuz kitabında
Mutlu eden güneş ne zaman doğacak acaba
Kavuşsalar ne olacak
Yağmur nerden biliyordu
Bu aşkın sonu hüsran olacak
Sebep nedir ayrılığa
Kibir mi, gurur mu, fakirlik mi, kader mi?
Yoksa gerçekler aşklar böyle mi?
Adını değiştirmeli bu şehrin
Körfez değil yapmalı hüzün şehri
Kararını verir cihan
Kendi kendine söyler tek çare onu unutman
Gayret eder onu unutmaya
Mahkûm eder kendini yalnızlığa
Aşkını gönderir bir sabahyıldızına
Hatırlamamaya çalışır aklına gelince
Gözlerini çevirir yağmuru görünce
Cevap vermez yağmur konuşunca
Çıkar odadan yağmur girince
Hâsılı zordur aşk yolu
Ayrılık bile ayrı bir sevda dolu
Geçer günler haftalar
Sunam ve cihan sınıfta karşılaşırlar
Yalnızdır durgundur sunam
Yoktur yanında arkadaşları
Cihan’ın dikkatini çeker Sunam’ın suskunluğu
Ve ona şöyle der
( sahnede cihan ve sunam vardır sunamın arkası cihan’a dönüktür
Cihan:
Hey Deniz durgunsun
Yanında arkadaşların olmayınca
(sunam bakmaz)
Cihan: ( bir kez daha)
Hey deniz baksana
Sunam: ( arkasına bakar)
Bana mı söylüyorsun deniz diye
Benim adım deniz değil sunam
İnsan elbette durgun olur
Yanında arkadaşları olmayınca
Cihan: ( gülümseyerek)
Ben bilirim adının Sunam olduğunu
Yalnız mavi gözlerin hatırlatıyor okyanusu
Sunam:
Hey ötelerin çocuğu
Dolaşma bizim gül bahçemizde
Sana yer yok yağmurun gönlünde
Cihan:
Kimin gönlünde yer var söyle öyleyse
Sunam:
Yağmur sana söylemedi mi?
Sen kabul etmem demedin mi?
Bende kabul etmem
Beni kabul etmeyeni
( sunam ağlayarak sahneden hızlıca yürüyerek çıkar cihan arkasından bağırır)
Cihan: (bağırarak)
Dur gitme sunam
Sana ağır sözler söylemedim ki
Neden ağlıyorsun, ne dedim şimdi
Anlatıcı bilge:
Ne kadar gayret etse de cihan
Unutamaz vazgeçemez bu sevdadan
Yeniden düşlemeye başlar yağmuru
Yalvarır Allah’a, Allah’ım ayrılıktan sen koru
Büyür kalbindeki aşkın koru
Ve bir gece, gecenin karanlığında
Bir yemin yazar asar evin duvarına
Kıyamete kadar seni seveceğime
Sen girinceye kadar cennete girmeyeceğime
Sana asla ihanet etmeyeceğime
Seni asla yalnız bırakmayacağıma
Seni hep koruyacağıma
Dünyada senden kutsal kimseyi tanımayacağıma
Hastalığında ve sağlığında
Gençliğinde ve yaşlılığında
Zenginliğinde ve fakirliğinde
Hep yanında olacağıma
Yemin olsun, yemin olsun, yemin olsun
Cinler, melekler, yerdekiler ve göktekiler
Birde Allah şahidim olsun
Habersizdir yağmur bütün bu olanlardan
Yağmur almıştır kokusunu, gülün kokusundan
Geceleri eğlenip, uyumaktadır
Tan yeri ağarmadan
Hatırlamaz duyduğu tatlı sözleri Cihan’dan
Oysa Cihan yağmur’u unutamaz
Sanki Yağmur’suz yaşayamaz
Bir gece düşlerken yağmur’u
Kaplar bedenini bir yağmur uykusu
Birden biri sarsar omzunu
(sahnede mihman ve cihan vardır cihan yer yatağında yatmaktadır)
Mihman: ( sertçe)
Kalk
Cihan: (hafifçe doğrulur)
Sen kimsin
Benden ne istersin
Buraya nasıl girdin
Mihman:
Kalk dedim sana
Mahkemen var
Şam’da kırklar dağında
Cihan:
Nasıl gidilirmiş
Bu gece yarısı
Körfez şehri neresi
Şam neresi
Mihman:
Sen hazırlan
Orada olacağız
Şafak atmadan
Cihan:
İşte tan yeri ağarmakta
Şam yolu en hızlı araçla
Bir gün bir gece
Mihman:
Soru sorma hazırlan
Yoksa götürürüm seni hazırlanmadan
Cihan: (hayretler içerisinde)
Tamam tamam
Hazırlanıyorum hemen
(cihan sahnenin dışına çıkar ve kostümünü değiştirip gelir)
Mihman:
Şimdi koluma gir
İyice sarıl
Sakın açma gözlerini
Şam’a varmadan
Cihan:
Peki tamam
(cihan ile mihman sahnede ayaktadır gözleri kapalıdır yatak toplanır dekor hazırlanır bu sırada koroda yerini alır kırklar meclisi Mevlevi şeyhleri gibi külahlı cübbeli ve beyaz sakallıdır teker teker sahneye değişik yerlerden U şeklinde otururlar girerler 10 kişi olsa yeterlidir bu sırada yağmur sahnenin ortasında şeyhlerin karşısında oturur başında bir eşarbı alelade örtmüştür bu sırada koro yerini almıştır ve şu ilahiyi söylerler)
Aşkın oldu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip âşık bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider
Bülbül eder zaru figan
Aşk uğruna yansın bu can
Benim yüreciğim heman
Haktan geldi hakka gider
Ayrılık yetti canıma
Gelsin aşıklar yanıma
Dost zincirin yar boynuma
Taka geldi taka gider
Mihman:
Gözlerini aç cihan
Burası Şam’da kırklar dağı
Hak erenler ocağı
Burası mana âlemi
Cihan: ( gözlerini açar yağmuru görünce hayret ve kızgınlıkla )
Hey mihman
Bu kız ne arıyor burada
O anlamaz erenler yolundan
O gidiyor işret yolundan
Şeyh Abdullah : (sertçe)
Sus ,otur yerine
Yüksek sesle konuşulmaz mahkemede
( cihan yere oturur yağmurun hizasına yüzü erenlere karşıdır)
Şeyh Abdullah: (yumuşak tok sesle)
Ben şeyh Abdullah
Erenlerin kutbuyum
Bak oğlum Allah’ın kulları çeşit çeşittir
Nice sevgili kulları var, gizlidir
Şimdi anlat, senin derdin nedir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.