Söyleyin Suç Bende mi?
Güneş yüzünü gösterdiği zaman uyuşuk benliğim sıcacık yataktan kalkmak istemez. İçimde okula geç kalma hissi ile "aman! boş ver" hissi savaş halinde. Kazanan zorunluluk,okula gitme zorunluluğu ve aile baskısı.Yataktan kalktığımda kafamda ki ilk soru "bugünkü dersler ne?"...
Kapıdan çıkışım. içimde boşluk,bedenimde ve gözlerimde uykusuzluk.Sebebi ise açık gece gündüz hoca ve gelecek korkusu ile çözdüğüm sorular. Ya da gece chat yaptığım belirsiz kızlar. Ama hiçbiri onun yerini tutamaz.Belirsiz kızlardan belirliye akan hislerim.yola koyulmuşum hızlı adımlarla bir an önce okula gitme arzusu. Bir yandan da kendimi karlı zannettiğim düşünce" sıra olmaktan ve hoca beklemekten yırttım."...
Okul bahçe kapısından içeri girerken 5. katta bana seslenen arkadaşlarım"çabuk lan hoca gelecek". yüzümde sırtarma ifadesi,aklımda"aman! boş ver" düşüncesi...
kapıyı açtığımda karşımda okul müdür yardımcısı, yine her zaman ki gibi disiplinli ve sinirli.Yine o alışık olduğum sözler. içimden"(............)". Sağa dönüp merdivenlerden çıkarken" neden 5. kat sorusu ve idareye saygılar"...
Birinci ders bitimi ve ilk teneffüs. Daha uyuşukluğum ve uykusuzluğum bitmiş değil.Düşüncem soru çözmek ama bırakmıyorlar.Yusuf" hadi lan kantine gidiyokhemi de ekrem ısmarlıyor",cümlesini duyduğum an içimde ki mutluluğu anlatamam.Hemen düşüncemden vazgeçip arkadaşlarımın peşinden dışarı çıkarım...
Koridorda yan sınıfın geyikleri ve kızları .Özellikle kızları.Gözlerim yıllardır memur olduğu görevinde,Aklım belirsiz düşüncelerde.Duruşum ve yürüyüşüm bir beyefendiye yakışacak şekilde.Yavaşça milleti arkama alarak merdivenlerden hızla aşağı doğru ilerliyorum.Amaç zil çalmadan tost yemek. Ya da beleş olan her şey nimet olarak.Lakin bir sorun var aklım durmuş.Kalbimde az korku az da tedirginlik O belirli kişi... Nerde aceba? kiminle? ne yapıyor?. Çaktırmasamda içimde ki kurt sorular ve o derin yara. Onu gördüğümde kanayan yara.Hepsi aynı anda cephe aldılar, toplu tüfekli nükleer silahla saldırıyorlar benliğime.Ama hızımı ve duruşumu değiştirmeden.Daha doğrusu belli etmekten korktuğumdan...
En alt kattayız, Kantinde. Fruttimi tostumu ekrem dayım ısmarladıktan ve amele yusuf önüme koyduktan sonra , hızla yeme ve karnımı doyurma derdine düşerek öküz gibi yemeye başladım...
Zil çalmış nöbetçi hoca milleti sınıfa girdirme derdinde. Tabi ki daha biz yemeğimizi bitirmedik. Tabağımda ki son lokma ve fruttimin son yudumu...
İşte orda. Kantinin kapısından giren. İşte o. Gözlerim bayram havası.lakin göz göze geldiğimde içimde kaybedilen bir savaş.Ve üzüntü, sahip olamamanın üzüntüsü. Bütün bendenimin çöktüğünü hissedebiliyorum. Heyecan sardı benliğime Öldürecesine...
Son lokma gırtlağımı yırtıp geçiyor. O frutti bana kezzap tadı veriyor...
Her şeye alışırımda o bana yüz vermemesine asla! Zaten bu değil mi beni aciz bırakan...
Gitti. Bir kere bakıp, gitti.Onun için sıradan bir bakış, benim için hayatın durma noktası.Yemeğimi bitirmiş dik duruşumdan ödünç vermeden zavallı biçimde sınıfa çıkışım.
Aklımda ise geleceğimi bitiren cümle "Ben okumam arkadaş"...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.