- 872 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Üşüyen Adam
Adam baygın baygın bakındı etrafına. Oyuncağıyla canı çıkana kadar oynamış küçük bir çocuk gibi uykusuz kalmıştı sanki. Kaldırımda; buz kesmiş kaldırımda gelene geçene sırıtıyordu. Tir tir titreyen insanlar, üşümenin etkisi ile bir bakış atıp yollarına devam ediyorlardı. Adam sırıtmıyordu artık, her geçen insanla birlikte gülüyor, gülüşü gürleşiyordu. Uzak bir kaldırım kenarından inen bir genç vardı. Fark etmişti adam; genç onu gözüne kestirmişti. Bir avmış gibi bekleyen adam nasıl gülünç bir cümle duyacağını sabırsızlıkla bekliyordu. Uzak kaldırımdan inen genç öyle karalı bakıyordu ki; adam şimdiden bu gence büyük bir kahkaha hazırlamıştı içinde. Genç yaklaştı, yakınlaştı; kaldırıma çöktü. "Baba" dedi öyle içten:
"Ne yapıyorsun gene, annemi boş sokaklarda mı arıyorsun?"
Adam gülerek, o sakladığı kahkahayı da gencin suratına vurup konuştu; "Bak sokaklar boş değil, bir sürü insan var, hepside üşüyor, fakat ben üşümüyorum bak!" Elleri titriyordu adamın. Gözlerinden akan kahkaha ile gelmiş bir göz yaşı mıydı? Genç dayanamaz bir ses ile hıçkırarak:
"Baba, sokaklar üşüyen insanlar ile dolmaz demez miydin sen, üşüyen insan sıcaklığa kaçar demedin mi? Üşüyen insan dolduramaz hiç bir yeri, ne bir kalbi, ne küçücük bir köşeyi, ne de başı bozuk bir sokağı, söyle baba demedin mi? Onlar sadece titrerdi hani. Bak sende titriyorsun, bak bende titriyorum; bak sokak bomboş." Genç artık ağlıyordu büst bütün, adam gülüyordu, başını sallıyor, doğruluyor gencin dediklerini fakat gülüyordu acımasızca. Genç hıçkırıklarıyla boğduğu kelimeleri gözyaşı denizinden çıkarıp bir bir adama sayıyordu:
"Soğuğa aşık o kadın bu, bu soğuk havada geri gelebilecek vaziyette mi zannediyorsun, bir kış akşamı karların içinden çıkıp gelebilecek vaziyette mi? Konuş baba! Bu soğukta, bu soğukta üşümeyen o kadın titreyen bir adamın yanına oturacak mı sanırsın, konuş!"
Adam gülerek gencin omuzuna koydu başını, sakince gülüşü durdu, sırıtışı şekil değiştirdi. Düşünüyor gibiydi. Genç öyle acılı bir halde görünüyordu ki; ağlamaktan bitap düşmüştü iki dakika içinde. Yerdeki karları sıcacık gözyaşları ile eritmişti bile, gözyaşı denizi önündeydi. Birden adam kısık, kendinden emin olmayan bir ses ile konuştu."Annene, üşüdüğüm zaman ölmek istediğimi söylemiştim, annen o gün ellerimi tutmuş ’O zaman seni battaniyelere kat kat sarıp gezdirmek lazım’ demişti." Genç omuzundaki adama derin bir iç çekişle baktı. Hoşuna gitmişti bu tozlu raflardan çıkmış hatıra. Sırıtarak adama döndü, adamın gözleri kapalıydı. Hava öyle soğuktu, kaldırımda iki kişi oturuyordu, birinin omuzunda ağırlık; soğuk ve ölü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.