DÜĞÜM DÜĞÜM...
18’inde yitirilen nice hayatlara şahit oluyorum sokakta, hastanelerde… Bir baba evinde bir de… ‘Namus’ denmiş cinayet sebebine.
Ne kadar acı ki, artık sadece saptırılan kelimelere, saptırılan dine, saptırılan anlayışa kurban olup gidiyoruz. Hep doğrular öğütlenmez miydi bize çocukken? Doğrularımız neden sadece kadınlığımızla sınırlı? Toplumdaki namus, ahlak anlayışımız neden sadece kadınların bekareti üzerine kurulu? Doğruluk, dürüstlük, hoşluk değil midir, güzel ahlak denilen şey? Şu kadarcık yaşımda ne hikayeler duydum, ne yaşanmışlıklar okudum bir kadın ağzından. Nice mektuplar yazmış kadınlar, gözyaşlarıyla ıslanmış kağıtlara. Tecavüze uğrayan kadınlarımız gözler önünde recmedilmiş, acımasızca katledilmiş… Ardından gözyaşı dökülmemiş hiç. Dertleri kum taneleri içine hapsedilmiş, duygusuzca! Adına da basitçe ‘Namus’ denmiş.
Zaten duygular yeterince esir almaz mı bir kadını! Alır elbet… Sırtında el kadar çocuğuyla şehirleri, köyleri gezen nice fedakar kadınlarımız var bizim. İşte yapayalnız onlar. Görülesi, temizlenesi, ak pak olası şey, kadının yaşanmışlıkları değildir. Kadının yaşamını yoktan yere alt üst eden, yığınla duyguyu yeryüzünde göçebe bırakan insanlardır(!) ala aşağı edilesi olanlar… Öfke hoş değildir, bilirim. Ben de hiç faydasını görmedim bugüne dek lakin içinde tutamıyor insan. İsyanı gelince bağırası geliyor avaz avaz. Kaç kez daha bağırmamız gerek, kaç kez daha ‘Dur!’ denmesi gerek, içi çürümüşlere… Bilemedim, bulamadım cevabını.
Aile dediğimiz kavram bile yok olmaya mahkum edilmiş. Mutlu yüzler arar oldum, sokaklarda. ‘’Boşvermişim dünyayı’’ diyenler dışında gülümseyebilmeyi unutmuşuz çoğumuz. Çoğumuz kin duyar olmuş, insanlığa. İşte ben de onlardan oldum. Kadın gözüyle bir göz gezdireyim dünyaya demiştim oysa ki… Çok mu yük bindirdim omzuma? Onu da bilemedim ben. Ama ben hep özgürlüğü istedim. Adamlar, kadınlar yersiz yargılanmasın, hor görülmesin istedim.
Dünyaya karşı bir sorumluluğum olduğunu, kendimle insanları belli bir dengede tutabildiğim ölçüde özgür olacağımı bilirim çünkü…
Sokaklar boğazımda düğüm oldu benim sonra. Nefes almak bile zor geliyor, çoğu zaman… Bir de gece oldu mu…
Kadın olmak zordur. Geceleri kadın olarak sokağa adımını atmak bin kat zordur, güçtür. Görenler yok değil birbirimize kenetlendiğimizi. Düğümü çözmek için elini sevgiyle, saygıyla uzatanlar da var, biz kadınlara. Gönlü bol, yüreği güzel olanlara değil benim sitemim…
Kadınlığımızı hor görenlere, bizi yoksayanlara!