- 3140 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
NEYZEN TEVFİK DEMİŞ Kİ
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..
Bu dörtlük Neyzen’in en çok bilinen yergilerinden biridir. Yönetilenlerin çıkar kaygısı ve can korkusu gibi gerekçelerle yöneticileri eleştiremediği zamanlarda Neyzen gibi ustalar çıkar yerine göre şiiri, resimi, tiyatroyu aracı yaparak toplumsal muhalefetin dili olurlar.
Neyzen’den bir anı Lütfi Kırdar İstanbul valisi ve belediye başkanı yani şehreminidir o yıl susuzluk ciddi şekilde sorun olmuş insanlar hükümet konağının önünde dertlerini anlatabilmek için kuyruk oluşturmuşlar olaya şahit olan Neyzen şu dörtlüğü yazar
Sıkboğaz etti yine halkı susuzluk derdi
Biliriz yaz ayının şehri bunaltan huyunu
Boğar İstanbul’u toplasa eğer valimiz
Belediye kapısında dökülen yüzsuyunu.
Bu hicivi okuyan Lütfi Kırdar,zamanında Atatürk’ün talimatı ile Neyzen’e bağlanan aylığı kestirir,Neyzen görüşmek için gittiğinde kapıdaki görevli Lütfi Kırdar’ın kendisiyle görüşmeyeceğini söyleyince cebinden çıkardığı sigara paketinin üstüne bir şeyler yazıp kendisine ulaştırılmasını ister.Kağıtta şunlar yazılıdır.
Allah senin hamurunu necasetle yoğurmuş
Anan seni s.çariken yanlışlıkla doğurmuş.
Bir başka anı; Atatürk Neyzen’e Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan değişiklikler hakkında düşüncesini sorar. Henüz devrimler anlaşılamamış ve savaş yorgunu yoksul halk Ankara’da olanları yeterince bilmemektedir Neyzen’in dilinden şu dizeler dökülür.
Türkü yine o türkü sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk bir var ki el değişti.
Diyeceğim odur ki, ’’Aydın’’ halkın düşüncelerini çıkarsız dile getirebilen ve halkı geleceğe hazırlayan kişi olmalıdır. Salt yazmış olmak için yazmak yada köşe yazarlığını ’’Köşe dönmek’’ için kullanmak olsa olsa yağcılık yada tetikçilik olur.
Söz konusu şiir ve eleştiri olunca ismi unutturulmaya çalışılan şairlerden Hasan Hüseyin KORKMAZGİL’in şiirin hangi amaçla yazılması gerektiğini anlatan ’’Karagün Dostu’’ şiirini paylaşmadan olmaz.
Biliyorum
Matarada su
Torbada ekmek
Ve kemerde kurşun değil şiir
Ama yine de
Matarasında su
Torbasında ekmek
Ve kemerinde kurşun kalmamışları
Ayakta tutabilir
Biliyorum
Şiirle şarkıyla olacak iş değil bu
Dalda narı
Tarlada ekini kızartmaz güvercin gurultusu
Ama yine de
Dişler arasında bıçak gibi parlar
Kavgada şiirin doğrultusu
Göz güzü görmez olmuş
Tek bir ışık bile yok
Yürek bir yaralı şahindir
Döner boşlukta
Belki bir şiir
Belki bir şiir kırıntısı
Çalar kapımızı umutsuz karanlıkta
Yoklar yüreğimizi
İğilir yaramıza
Dağıtır korkumuzu
Ve karşı tepelerden
Gürül gürül bir kalk borusu
Şiirin, resimin, tiyatronun, müziğin kısacası sanatın her dalının halkı aydınlığa taşımak için araç olduğu günler dileğiyle sevgi ve sanatla kalın…
Yılmaz ÖZDEMİR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.