ERKEN KALKMAK
Genelde sabahları, günlerime erken merhaba derim.
Daha her yer biraz karanlıkken. Daha her yer grinin tonlarına mahkumken.
Daha gökyüzü usul suskunlukken.
Daha hayat ve insanlar derin bir uykudayken.
Daha serçeler yuvalarında yavrularına sarılıyken.
Daha sonbahar bulutları bembeyaz selamken. Daha yağmura gebeyken sonbahar.
Daha Ekim Eylül’le taze elvedayken.
Daha şiirler yazılmamış kelamken.
Daha kalemler, kutularında inzivaydayken.
Daha aşıklar, sevmekten yorulmaya henüz yenik düşmüşken.
Daha etraf pek sessizlik içindeyken gözlerimi açarım dünyaya.
İzlemeye koyulurum tabiatı.
Temaşa ederim her hareketi. Her eylemi, bir söylem içinde görmeye çalışırım.
Anlam veririm an an olacakları…
Her erken merhabada, o günüm dolu dolu geçer. Zamanım bol olur.
Her işime yetişirim. Her randevuma vaktinde ulaşırım.
Kendime ayıracak zamanım eksilmez…
Sabah erken kalkmak iyidir. İyileştirir yaralarımı.
Dertlerimi bana unutturur. Hafiflerim, kuşlar gibi.
Yeniden ayağa kalkmış gibi olurum.
Yeniden doğmuş gibi kendimi hissederim…
Güneşten önce uyanmak güne, bana müthiş enerji verir.
Zamanım boşa akmaz. Zamanım boşluğa bakmaz.
Mutlu mutlu nefes alıp veririm. Dışarılarda yürüdükçe dinç kalırım.
İnsanlar arasında dolaştıkça sağlıklı düşünürüm.
Hatalarım azalır. Yanlışlarım eksilir.
Ve bütünlüğüm çoğalır, o günüme erken kalkmışım diye…
Erken kalkmak, erken yol almak demek. Bir yoldayız.
Bu yol, ömür. Herkesin bir ömrü var.
Bu ömür de geçen anlara göre kum saatini sayıyor.
Farkında olmak lazım vaktin. Vakit, nakittir.
Nakit de her zaman avuçlara düşmez….
Benden söylemesi…
Mehmet Selim ÇİÇEK
021020130655, Qoser