- 784 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ NOKTA(...)
Öğrenim hayatım boyunca türkçe dersinin en nefret ettiğim konusudur dilbilgisi.bütün yanlışlarım dilbilgisinden çıkmıştır.kpss de bile üç yanlış,üçüde dilbilgisi.zamir,zarf,cümlenin ögeleri,çatı,noktalama işaretleri falan filan.okullar,sınavlar bitti ama hala kurtuluş yok bunlardan.normal hayatta bile sürekli karşımda.
Bu aralar üç noktaya takmış durumdayım.üç nokta nerelerde kullanılır çokta bilmem.aklımda kalan bitmemiş cümlelerin sonunda,küfür içerikli kelimelerin yerine kullanılır.nekadar doğru bunuda bilmiyorum.geçenlerde şöyle bir kullanımını da öğrendim.karşınızdaki insana onu çok özlediğinizi yazıyorsunuz,o da size üç nokta (...) yazıyor.şimdi o kişi burda ne demek istedi? küfür mü etti, yoksa hala bitirmediği birşeyi mi söylemek istedi?belkide çok şey anlatmak istedi ama işte mesele orda,anlamakta.keşke herşeyi bukadar basit şekilde anlatabilsek ve anlayabilsek.bazen sayfalarca okuduğumuz bir yazı bize hiçbirşey anlatmaz.bazen de tek bir nokta bile çok şey ifade eder.işte o üç noktada çok şey ifade ediyordu.özlemi,isteği, yarıda kalanları.aslında tamda uygun yerde ve uygun kişiye karşı kullanılmıştı.çünkü herşey yarıda kalmıştı,bitmemiş bir cümle gibi.keşke nokta konulacak kadar uzun sürseydi ama imkansızdı.çünkü başlarken virgülle başlamıştı.zaten nokta konulamayacak kadar saçma bir ilişkide üç nokta çok sık kullanılır.
Dediğim gibi hiç anlamam dilbilgisini.o üç noktadan bunları çıkardım.yanılmamışımdır umarım.inşallah anlamı küfür değildir:)
YORUMLAR
ÜÇ NOKTA (...)
1. Herhangi bir nedenle tamamlanmamış, eksik bırakılmış cümlelerin sonuna konur.
Örnek: Ey kimsesiz, avare çocuklar, hele sizler, hele sizler… (Tevfik Fikret)
- Güneşin altına uzanmış pencereler, kapılar, parıltılı teller, boyalı elektrik direkleri, otomobiller… (Adnan Özyalçıner)
2. Kaba sayıldığı için veya açıklanmak istenmeyen sözcük veya bölümleri göstermek, kurmaca metinlerde duraklı, kesik kesik süren bir anlatımı yansıtmak için kullanılır.
Örnek: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.
- Olaya … Hanım ‘ın da adı karışmış.
- Üç ay oldu geleli… Komşulardan biri anlattıydı ama… Gene de… Siz… Ne de olsa…
(Adnan Özyalçıner)
3. Bir konuda birtakım örnekler verilirken başkalarının da bulunduğunu belirtmek için kullanılır. Yani örneklerin sıralanabileceği belirtilmiş olur.
Örnek: Bu gezide her öğrenci bir yemek getirmişti: köfte, dolma, helva…
4. Karşılıklı konuşmalarda yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır.
Örnek: – Yabancı yok!
- Kimsin!
- Ali…
- Hangi Ali?
- …
5. Alıntılarda atlanmış bölümleri göstermek için kullanılır ve bu durumda yay ayraç içine alınabilir.
Örnek: Bilimin kaynağı olan akıl elbette sanata yabancı kalamaz (…) Ama tek başına akıl, ancak duygudan yana kurumuş olan Voltaire ‘in şiir benzerlerinden başka bir şey vermez.
(Suut Kemal Yetkin)
6. Alıntılarda; başta ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur.
Örnek: … Türkçenin çekilmediği yerler vatandır, ancak çekildiği yerler vatanlıktan çıkar…
Yahya Kemal
7. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur.
Örnek: Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
- Koca Ali… Koca Ali, be!