TOPLUM NE Mİ DER?
Ben sussam diyorum bazen. Hani içim ezilse de, ezilişimi uzaktan izlesem. Nasıl güzel eziliyorum, susunca nasıl da ihtişamlı bir dibe batış yaşatıyorum kendime, diye ahlar vahlar etsem mesela… Toplum ne der sahi? Ağıtlar yakar belki… Azıcık da olsun üzülmez mi be?
2 gün önce bir haber okudum. İç parçalayan haberlerden sadece bir tanesiydi belki… Ama benim içime içime oturdu haksızlıklar. Hayalleri olan çocuklar… Tüm dünyada var onlardan. Ellerinde uçurtmaları, renkli balonları belki de… Hayalleri olanların, hayallerinin düşmanı vardır her zaman. Devletin başındakiler, günümüz hayallerinin en büyük düşmanı oluverdiler, son günlerde. Belki de eskiden öyleydi lakin benim yaşım bilmez 23 yıl öncesini. İran’da evlat edinen erkekler, evlat edindikleri kız çocuklarıyla ki o çocuklar 13 yaşında olsalar dahi, evlenme hakkına sahip olmuşlar. Yasa armağan etmişler insan olamayanlara. Öylece oturdum… Sustum, sustum. İçim susmadı ama ben sustum işte. 13 yaşımdaki ben’i düşündüm birkaç saniye sadece... İnsan olanın içi cız eder arkadaş! Yüreği parçalanır, ısırgana değmişçesine dağlanır, yeri gelince! ‘İnsanlık öldü, hanım’ diye bana nara atanlar gelince aklıma, hak verdim. İnsanlık ölmüş. Fena ölmüş hem de! Geri getirilesice insanlık yok oluvermiş gözler önünde.
Susan insanlar çok memlekette. Haksızlıklarla o kadar boğulmuş, o kadar dibe batmışız ki, yadırgamıyoruz sırtımıza batırılan iğneleri. İçimizi dağlayan ısırganların acısını, o iğnelerle unutuyoruz belki de… Kadınlar kadınlığını, adamlar adamlığını unutmuşken, ben ne desem de havada kalır isyanım, bilirim.
Ben sussam demiştim ya… Toplum ne der, bilir misiniz? Deli derler adama. İnsanın içini parçalayan, diri diri gömenlere susana, harbi deli derler! Susmam ben ölenlere, öldürülmüşlere! Hayalleri yıkılanların sesi olur, gerekirse yine, yeniden… Yine yeniden… Yine yeniden deli derler işte. Varsın deli desinler. Toplum demiş diyeceğini, ben desem de duyulmaz, bilirim. Varsın olsun…
Yeter ki umudum solmasın benim!