- 1036 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEHİR IŞIKLARI-6
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sohbet ve yardım beklentisi Subayın içeri girmesiyle sona ermişti. Tek tesellisi, yaşadıklarını anlatabilmiş olmasıydı. İnanmış görünüyordu kadın en azından. Beklemeliydi. Onun için zamandan bol bir şey yoktu nasılsa. Kadın, biraz zaman geçtikten sonra gittiğinde, yalnızlığı daha fazla hissetti. Bundan sonra başına neler gelecekti; bilmiyordu. Subay çıktı gitti. Arkasından da asker, yine onu kolundan tutarak yola çıktılar. Gittikleri yer farklı bir yerdi. Bir sürü kadının ve çocuğun olduğu büyük bir odaya girdiler. Asker, içeriye bıraktıktan sonra çıktı. Kapı gıcırtıyla kapandı ve anahtar şıkırtısı duyuldu. Bir sürü kadın ve çocuğun içindeydi. Sıcaktı ve bu kez insanların ter kokusundan bayılmamak mümkün değildi.
Kadınlar durmaksızın, yüksek sesle konuşuyorlardı. Konuştuklarını anlamadığı gibi eziyet haline gelmişti konuşmaları. Irak’ ta olduklarını söylemişti tercüman kadın. Umudu kalmamıştı artık. Düşünceleriyle mücadele ederken, ses giderek artmış, kulak zarları delinecek hale gelmişti. Oturduğu yerden kalktı ve bilinçsizce “ Kesin sesinizi be ! Ne çok konuşuyorsunuz! “ dedi. Bir anda ses kesilmişti. Herkes, pür dikkat ona bakıyordu. Sessizliği sağlamıştı sonunda. Büyük ihtimalle, az sonra tekrar aynı uğultu başlayacak olsa da, verilen ara yeterdi.
Arkasını döndü ve salonun en boş köşesine gittikten sonra yere oturdu. Başını ellerinin arasına aldı ve gözlerini kapattı. Ne kadar zordu; konuşulanları anlayamamak. Yalnızlık, kaybolmuşluk… Sanki uzay boşluğunda hızla uçuyor, düşüyor gibiydi.
Bir elin omzuna dokunuşuyla düşüncelerinden sıyrılarak, elin sahibine çevirdi bakışlarını. Dokunuşta barış çağrısı, samimiyeti vardı sanki. Kısa boylu, zayıf, esmer kadın, aynı onun gibi karşısına oturdu.
- Selam, men Fatima
- Selam
- Çok yalnız hisler içindesin?
- Evet…
- Senin adın nedir?
- Bilmiyorum.
- Nasıl bilmirsin?
- Bilmiyorum ama galiba bir isme ihtiyacım var. Adımı sen koy.
- Hımm… Ayşe olsun.
- Evet, güzel isim. Ayşe ismi sanırım “ Güzel kadın “ anlamını taşıyor. Tamam, benim adım Ayşe artık.
- Yahşi…
- Fatima, sen hangi millettensin?
- Men, Türkmenem. Sen Türk?
- Evet, ben Türküm.Bunlar kim Fatima? Neden buradasınız.?
- Onlar Irak’ lılar. Ben de Irak’ lıyım. Neden mi buradayız? Çok basit. Savaş … Bizi burada tutan şu adamlar yüzündendir.
- Ne zamandır buradasınız?
- Bizi aynı koyun sürüsü gibi toplayıp getirdiler buraya. Aha bu gözler neler gördü bilemezsin. Savaşı kim icat ettiyse lanet olsun ona. Önceden, diğer ırklarla birlikte yaşıyorduk. Kimse kimseye ilişmiyordu. Ne olduysa oldu ve zıt kutuplar haline geldik. Saddam, diktatördü. Onun yaptıkları affedilemezdi. Sonunda diktatörlüğü, nasıl başkaları tarafından başladıysa, sonu da onlar sayesinde kötü bir şekilde bitti. Bizim için de, diğer uluslar içinde kurtuluştu adeta. Gerçeklerle sonra yüzleştik. Amerikalılar sardı her tarafı. Karmaşa içindeydi ülke. Ülke kalmamıştı. Sözde barışı getireceklerdi. Kadınların ırzına geçtiler, hesap soran olmadı, olamadı. Taş üstünde taş kalmadı. Binalar harap oldu. Kimse duymadı sesimizi…
- Neden duysunlar ki… Nasıl bir dünyadayız. İnsanlar canavarlaşmış, ilkelleşmiş…
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Savaşın acı yüzü.
İnsanın başına gelmeyince anlayamıyor gerçekleri.
Hele kadınlar için, çok dada zorlaşıyordur hayat.
Güç işte...
Güçlü devlet olacaksın....
Güçlenmemen için her türlü oyunu yapanlara karşı birlik olacaksın, dirlik olacaksın...
Bu günlerde örneklerini çok gördüğümüz gibi,
devleti yıkmak için elinden geleni yapmayacaksın...
Sonumuz hayır olsun.
Hikayenin de...