- 772 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KOCAMAN KIVIRCIK BİR GÜLÜMSEME
Birisi diyor ya "bu şehir güzelse senin yüzünden" diye, şehrin hatrına sokaklarda geziyorum ama ne aradığımı bilmeden. Çıktığım kaldırımların haddi hesabı yok ve yine çizgilere basmamaya çalışarak ve bir adım atarken diğeriyle aynı mesafeyi koruyarak ve gökyüzüne bakarak yürüdüğüm için çoğu kez düşme tehlikesi geçirerek ve gördüğüm her korsan kitapçıda kitaplara bakmak ama almak için değil orjinalinden ayırt edebilmek için, her zamanki gibi. Kendi çapımda koleksiyoner olduğumdan beri durum dahada böyle. Plakta biriktiriyorum değil mi hakeza eski dergiler ve eski kokan anlamlı her şeyi. Anılar çok eski, arada bir yolda giderken ya kendime ya da beni dinlemeyi tercih edenlere bahsediyorum onlardan, kutudan çıkartıp gösteriyorum, yaşadığım günlerdeki gibi anlatırken ya gülümsüyorum ya da iç geçiriyorum.
ve yine sokaklar geziyorum,hiçbir zaman benim olmayacak o özel evleri buluyorum, cebime koyuyorum bir parça sonra yanlarından ayrılırken aklıma Cemal Süreya’nın dizeleri geliyor: " Sokağımsan, ben anahtarı çevirdiğim zaman kapanan evin kapısı değil senin kapın olsun açılan." Kapıya anlam yükleyenler...
Altı çizili cümleler, soğuk günlerde dinlenebilecek birkaç şarkı, başucunda hep dursun diye birkaç satır şiir ve en önemlisi gözümü kapatıp içimden geçirdiğim iyi niyetli dileklerim.. Yollar ne kadar uzunsa biz de o kadar özgürüz..
..........................
"İlk ne zaman aşık oldun?"diye soruldu Neşet Ertaş’a.
13 yaşımda. Yozgattaydık, mahallenin kızıydı.
Ona bir türkü havalandırdıydım" dedi..
Kızın adını söyledi. Sonra da pişman oldu:
"Yazman gurban oluyum, sevda sırrınan olur." dedi..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.