- 361 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan 3
Şimdiden geriye doğru erken dönemin tarihselliği içine kuşbakışı olarak baktığımızda insan sosyal yapılarına dek görünen manzara şu olacaktır. Genelde birbirleri ile temasları olmayan, birbirinden habersiz ve birbirine karış masız olmakla, birbiriyle etkilenmeksizin yaşayan etnik totemi sosyal birlikleri görürüz.
Totem dönem sonrası ileri süreçlerine doğru totem gruplar bu kez de temas eden; ittifak eden yapılar olarak görülürler. Yani buluşmalarla yan yana gelen totemiler arası bir BAĞINTI ve bir bağ GİRİŞMESİ var olacaktır. Totemi gruplar arası bağıntı ve girişmeler giderek ilah iradeli, insanı yaratmanın uygarlık kültürü oluşla görülecekti. Yani tevhitten önce önce ilahlar (tanrılar) vardır.
Bu ön ittifaklı süreç içinde totemi aitlikler; ön ittifak içinde her bir grubun kendi totem meslekli işlerini melezler için düzenleyen ilahlar vardı. İlahlar sürece olur (vize) veren; uygarlığı yaratmanın uygarlık kültürlü ilahlara, dönüşecektiler.
İlahlar da yaratan tanrılara, tanrılar da tek tanrılara doğu evirilip, yüz yıllar içinde iyice biçimlenecektiler. İnsan olmanın ortak bağları bu süreçler içinde tek tek deneyim ve bilinç olmakla kabul edilir hale dönüştürülecektiler.
Uygarlık bazlı kültür ilahları tarihi işlevini yaptıktan sonra; isteselerde istemeselerde süreci Mamon takdirli efendi-köle ittifaklı girişmelere, süreci devredecekti. Bu yeni süreç köleci süreçti.
Köleci süreç te akla gelmeyen, umulmayan, beklenmeyen, uzlaşmaz olmakla çatışmacı AHLAKI oluştu. Köleci dönemle birlikte yaşantılaşıp yansıtılan bu tür sorunsallar, sonraki süreçler boyu değişip dönüşen anlamlarıyla; tarihte ilk kez "itifakın ahlakı olma" sorunları baş göstermişti.
“RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. Yar.6:6 İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. yar.6:7 «Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım» dedi, «Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.» yar.6:8 Ama Nuh RAB’bin gözünde lütuf buldu”. Nuh, Ziusudra-UtNapiştimdi. Rab, şimdilik kurul başı. Yeryüzü ittifakın içiydi. İnsan günaha batmış olmakla tanıplanıp; bu mana diline göre kendisine yabancı kılınmıştı.
Erken dönemin ittifakı başlatan her bir grup totemileri, ittifakın her bir yaratan kurulcu ilahları oluyorlardı. Totemi kültür bazlı tartışmalarla süreç çalkantılı oluyordu. Hatta her bir ilah durumu kendi etniktisi açısında söyleyip, kendi etniktisi açısında yansıtıyordu. Kurul tartışmalı mesailer içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.
İşte köleci sistem başlarındaki yaratan Mamonlar çokluğu ile Mamonların her biri bir bey erki koruyucusu gözeticisi oldular. Her bir bey erki koruyucu ve gözeticisi olan mamonlar koruduğu gözettiği kişileri mala mülke boğuyordu. Kimilerine mal mülk veren Mamonlar kişi ilahı olan kişi Mamonlarıydı.
Bey erkleri kendi çevrelerine doğru ganimetçe olur yayılmacı güç ihracı yapmaları nedenle üstün gelen bey erkinin Mamon’u da üstün gelmiş oldu. Böyleceüstün gelen Mamon yenik bey erkleri olan diğer Mamon’ları ya siliyordu. Ya da mağlup Mamon’ları önemsiz derecede geri plâna atıyordu.
Bu hal mamonlar arası bir seçme ayıklama gibi zihinlerde yansımakla Mamon’lar arası önem sıralamasını oluştu. Bu sıralamalar yansımasından hareketle Mamonlar arasında yapılacak Mamon sentezleri süreci tek tanrı fikrine doğru götürecekti. İnsanı kul gören Mamon yeryüzüne doğru egemenlik kuruyordu.
Ön ittifaklar insanlık hamuru ve insanlık mayası gibi olmakla yansıdı. Ön ittifak içinde her totemi görünüşten bir totemi özellik taşıyan melezler, bu özelliklerin karışımından yoğrulan hamurla(çamurla) şekil verilendi. Yani meleze insan dendi. İnsan da her grubun huyundan suyundan görünüş biçiminden sentezdi.
Tevhidi olan Mamon da insan gibi her ilahın düzenleyen görünüşünden bir sıfat ve özelliklerin senteziydi. Bu sentez de imparatorluk ülküleriyle birlikte aleme yön veren yaratmayı yapan Aton, Marduk gibi tekçi tanrı anlayışlarına dönüştü. Bununla kalmadı giderek önce dünyanın (âlemin) ve sonra da evrenin tanrısı olacaktı.
Şunu açıklıkla belirtelim. İnsan üreten ilişkilerin ittifaklık ürünüydü. İnsanı insan etmenin başında üreten ilişkiler süreci içinde dil ve düşünce eylem selliği olan, diyalektik gelmektedir. Ne var ki, ittifak içinde insan kavramı oluşturulurken; insan kavramı bu tür özelliklerden böylesi çevresel bağıntılarıyla kıyaslarından; bu çeşit kıyasça sınıflamanın soyutlamalarından, anlam edilemiyordular.
Bilim adamlarının türümüze özgü biyolojik, fizyolojik ve bugünkü morfolojimize göre uzvi yapısalcı olur araştırmalarıyla omurgalı, memeli primat dediği insan tanımıyla; insan kavramını ele veren ön ittifakı tarihsel oluşumu karıştırmayınız lütfen. Bir kesim bilim adamları ve düşünürler insan kelimesini tariten gelen kullanımda almış içini biyolojiyle anotomiyle, morfolojiyle doldurmuşlar.
Tarih insan kavramını ittifakı sosyal yapılar içinde oluşturdu. O vakitler ne biyoloji, ne anotomi, ne morfoloji vardı. İlk başta insan kavramının imani ve inancı olan bir anlamı ve işlevi vardı. İman ve inanç ittifakın sözleşmesine olur iman ve inançtır. Bunun dışında bir iman ve inanç değildir.
Sistemlerin değişip dönüşmesi sonucunda bir önceki sürecin geleneği göreneği olan ittifakın sözü ve sözleşmesi geriye düştü. Geriye düşmekle gelenek hafıza geride bir bir görünmez oldular. Bilinmez olanın sözü ve sözleşmesi gibi olan müktesebatlar kılıktan kılığa bürünmenin imanı ve inancı oldular.
Bilim adamlarının iman ve inançtan sıyırdığı insan kavramı, bambaşka bir kulvardadır. Türün biyolojik morfolojik eylemsel oluşla gelişmeleri, değişmeleri içinde ele aldığında insan; bambaşka bir zaman, zemin boyutludur. Ki bu tanımın diğer türlere göre pek bir ayrıcalık ve üstünlük içermediğini de bilim adamları bilirler. Sizin ayrıcalık ve üstünlük gördüğünüz bir anotomik durum; başka bir çevresel durum karşısında bırakın üstünlük olmayı; ahmakça körü körüne çıkmaz bir yol olmaktadır.
İnsan dışta her canlı gibi enerji sağlamak, yaşamda kalmak gibi çok yalın süreçleriyle yola çıkan; ama giderekten karmaşıklaşan bir tarihselliktir. Fakat bu tanımlar ön ittifaklı insan tanımı içine sonradan katılmıştırlar.
Dıştaki yalınlık içteki karmaşıklığın bileşke ağırlık noktasıdırlar. İnsan tanımı içine sonradan katılan bu tür vesile anlamlar vardır. Bu bağlamıyla insandaki; insanı, insan eden özelliklerden tutun da; bunların üstüne sosyo totemi koyun. Sosyo politik oluşu koyun. Sosyo ekonomiyi ve sosyo psikolojiyi koyun. Sosyo etikliği vs. oluşlarınızı koyun. İnsan bunlar içindeki homojen olmayan bileşkeler bağıntılı, ağırlık noktasıyla süreçlindir.
İnsanlar (organizmalar), başlangıçta var olan bir şemaya göre davranmakla illa ki böyle olmanın yol alış kalıbı değildirler. Bu nedenle insanın organizmal biyolojili ve sosyal davranışları plastiktir. Bu bağlamda şimdiki insan, standardı olmaz süreçler girişmeli bir anlamlanma ve anlamlandırmadırlar.
İnsan bu anlama ve anlamlandırmalar bağıntılı tanımdırlar. Bağıntılı tanım oluşlarıyla; her şey gibi insan da rastlaştığı çevresinin ve kendi biyolojisinin diyalektiğidir. Doğanın ürünüdürler. İnsanın çevresi değiştiğinde bağıntı süreçleri de değişir. Anatomi, biyoloji, morfoloji gibi etkilere bağlı olmakla insanın anlamsal tanımları da değişecekti!
Çeşitli totem meslekli üreten gruplar eksendeki denge, firen ve akış ilişkileriyle insan; eşit üretim ve paylaşım hakkı olanağı içinde insan olmuştu. Sosyal görünüşü ve sosyal kültürüde insanın bu oluşu içinde sentezi olmakla olmuş bitmişti.
İnsanın olup biten yanına karşı insanın, insanlığı; süreçler içinde oluşturuluyordu. İnsanlık diyalektiki oluşumdu. Diyalektiki oluşum da olup bitmiş değildir.
İnsanın kesikli sürekli olan ontoloji oluşması içinde insanın şimdisine göre, kimi önceki belirmelerinin yerlerinde yeler esen bir ontolojisi vardır.
Bugünkü insan kavramı ittifakın imani ve inancı olmakla meydan almış; ittifakın birliği (tevhidi) anlayışından ortaya çıkan bir yola koyuluştan kaynaklı; ittifakı sosyal aitlik tanımlı bir zemin hareketiydi. İman edilen şey gruplar araı sözleşmeyye bağlılıktı.İlahi ittifak aakti içinde kardeştiler. Kardeşlik bir arada girişebilmenin vizesiydi. Yani ilk insan tanımı tüm insanlığı kuşatmıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.