- 648 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK NEFRET KAVUŞMA CİHAN İLE YAĞMUR-ÖNSÖZ
ÖNSÖZ
Tahirle Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nazım Hikmet RAN
Yıldırım belediyesi Adile Naşit tiyatrosun da oyun yazarlığı eğitimine başladığım ilk gün hocamız Hüseyin Türe Bey “niçin yazarlık” diye sormuştu. Sıra bana gelince “kendi mesajlarımı insanlara aktarabilmek için, ben üç yüz yıl oynanacak bir yazmak istiyorum” demiştim. Evet ben Shekspir’in üç yüz yıldır oynanan Romeo ve Jülyet’inden daha güzel bir oyun yazmak istiyorum. Shekspir üçyüz yıl oynanan bir oyun yazmışsa bunu bende yapabilirim. Çünkü yetiştiğim medeniyet, aldığım eğitim, zekam, duygularımın yoğunluğu Shekspir’inkinden az değil. Bu yüzden hedefime ulaşmak için var gücümle çalışıyorum. Elinizdeki bu eser bu hedefe ulaşmak için atılmış ilk adımdır.
Dostum Cihangir Tüfenk’in evinde 14 Aralık 2009 günü gece yarısı 01.00 de Tahir ile Zühre olarak başlayan (Nazım Hikmet’in Tahir ile Zühre şiirini Arkadaşım Hasan Demir okumuştu ve şiiri çok beğenmiştim) Ancak dostum Cihangir’in “dostum Tahir ile Zühre Nazım Hikmet tarafından yazıldı sen kendine ait özgün bir şey yazmalısın” uyarısı üzerine eser bir anda Cihan ile Yağmur’a dönüştü.
Bu eser mümkün olduğunca tiyatroda oynanabilecek bir oyun olarak yazılmaya gayret edilmişse de oynanmaktan daha çok okunmak için yazılmıştır. Necip Fazıl Kısakürek’in yazdığı “reis bey” ve “ bir adam yaratmak” eserleri gibi eserlerde bu tip eserlerdir. Muhafazakâr bir dünya görüşüne sahip olan ben, mensubu bulunduğum camianın tüm çevresel baskıları dışında, tam 31 yıllık yaşamımda edindiğim deneyimlerle yazdım bu kitabı. Ben Muhafazakâr camianın, daha net ifade ile dini hassasiyetlere sahip insanların, sanatta, edebiyatta var olduğunu göstermek istedim.
Evet ben imam hatip lisesi mezunuyum. Sanıldığının aksine bizlerde aşk, sevgi ,sanat,edebiyat sözcüklerinin anlamını biliriz. Sinemaya gideriz, konserleri takip ederiz.Aramızda fotoğraf sanatçıları,Kaligrafi sanatçıları,söz yazarları gibi sanatın çeşitleri dalları ile uğraşan arkadaşlarımız bulunmaktadır. Bizleri sanattan edebiyattan uzak görmek, bizleri ham softa, yobazlık ve bağnazlıkla suçlamak bizleri üzmektedir. Yukarıda söylediğim gibi bizlerde mümkün olduğunca sanat ve edebiyat eserleri üretmeye çalışıyoruz.
Aslında söylemek istediğim şey dini hassasiyetlere sahip insanlar ile çağdaş modern bir yaşam tarzını seçmiş insanlar arasında yemek ,içmek,uyumak gibi insani ihtiyaçların yanında aşık olmak, ayrılık acısı çekmek gibi doğal insani duyguların hemen hemen aynı olduğudur. Bu bağlam da değerli sanatçı Hülya Avşar’ın programına konuk olan Başörtülü bir hanımefendiye sorulan “imam hatipte aşk var mı?” sorusunu çok garip karşıladığımı belirtmek isterim .Ben aynı gök çatı altında ve aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasında bir diyalog köprüsü, bir hoşgörü ortamı oluşturmak, İslami, duyarlılığa sahip insanların yaşayışlarını duygu ve düşüncelerini modern bir hayat tarzı seçmiş insanlara tanıtmak istiyorum. Asıl gayem budur.
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri helal ve meşru daire eğlenmek için kafi derecede geniştir buyurmaktadır. İşte ben bu helal ve meşru daire içerisinde piyes, roman, şiir, hikaye fikir ve felsefe eserleri üretmeye devam edeceğim.
İlk hikayelerimin yayınlandığı “hayat bana yüreğini açıyor” adlı çok yazarlı kitaptan sonra bu ilk solo kitabımdır. İki ayrı dünya insanı Cihan ile Yağmur’un hikayesinin şiirsel bir şekilde anlatıldığı bu kitabı zevkle okuyacağını umuyor yeni eserlerimle siz sevgili okuyucularımla buluşmayı yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Sevgi ile kalın.
Muhammet Hanefi TAŞKIN
1Şubat 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.