- 701 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DÜNYA BİR FİLMDEN İBARET.....
“Ve Hz. Adem yasak meyveyi yedi” diye başlayan, ismine dünya denen şu filmde birlikte rol aldığım rol arkadaşlarıma selamlar olsun…
Milyonlarca yıl sürecek olan bu filmde, milyarlarca insan dünya sahnesine çıktı, kendilerine verilen rollerini ellerinden geldiğince yerine getirip sahneyi terk ettiler. Şimdi sahne alma sırası bizde. Peki bu muhteşem filmin bir yazarı, bir yönetmeni haşa yok denebilir mi?
Geçmişe baktığımda, tarih kitaplarını okuduğumda tabiri caizse yüceler yücesi yönetmenimin şaheseri bende hayranlık uyandırıyor. Bazen aklıma gelmiyor değil açıkcası ; Ey filmin yönetmeni bu kötü rolde oynayanlara neden bu kadar fırsat veriyorsun. Sonra filmin akışına baktığımda film mantığı gereği, Beyazı tanımak için siyaha, bülbülü fark etmek için kargaya ihtiyaç olduğunu fark ediyorum.
Neden tarih boyu iyilerin kötüler tarafından zulme uğradığını anlamaya çalışıyorum, öyleki başrol verdiği Peygamberler dahi çileler çekmiş, halklarından zulüm görmüşler. Bari iyiler çok olsaydı kötüler az olsaydı diyesim geliyor. Kendi aklımca cevap bulmaya çalışıyorum, eğer kargalar kadar çok bülbül olsaydı ve bülbül kadar az karga biz kargaları özlerdik herhalde. İktisatta bir değer teoremi vardır bilirsiniz; Bu önerme derki; eğer elmasla suyun miktarı aynı olsaydı su daha pahalı olurdu. Yani miktar değerin belirleyici unsuru, değerli olan az olandır da diyebiliriz.
Sıra geldi kendi rolüme… Senaryosu belli olan bu filmde benim rolüm neydi? Yalnızca bir figüran mıydım, bu rolü oynamada amacım neydi? Eğer senaryo belliyse ve benim senaryoyu değiştirme gücüm yoksa kendimi nasıl ispatlayabilirdim ki? Evet senaryo ana hatlarıyla belliydi. Külli irade yazmıştı dünya filminin genel senaryosunu ve bize olaylar karşısında kendi doğaçlamamızla cevap verme hakkı vermişti, doğaçlama özgürlüğü verilmişti bize. Buna da cüzi irade denilmişti. Belki senaryonun genel akışını değiştirme gücümüz yoktu ancak siyahla beyazın mücadelesini anlatan bu filmde kendi rengimizi belli etme özgürlüğünü bize bırakmıştı yönetmen.
Ey yönetmenim karanlığa baş rolcü olmaktansa beyaz bir figüran olmayı tercih ediyorum. Sen bana lutfetdip bu muhteşem filmde sahneye çıkma hakkı tanıdın, bende söz veriyorum elimden geldiğince bu role layık olmaya çalışacağım.
Değerli rol arkadaşlarım bu konu aslında kitaplara sığmayacak bir konu, kitap yazmayı da düşünmedim değil. Ancak sizinle paylaşmak için o zamana kadar sabredemedim. Bize düşen dünya sahnesinde tanınmış olan bir sahnelik şu rolümüzü hakkıyla yerine getirmek ve yönetmenin beğenisini kazanarak daha da önemli rollere gelmek.
Bana bu fırsatı tanıyan, sizinle duygularımı paylaşmama izin veren yönetmenime sonsuz hamdu senalar olsun. Hepinize tertemiz, bembeyaz roller diliyorum….