1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
11265
Okunma
Bir milletin hayat damarlarından biri de dilidir. Dil milletleri millet yapan işin özüdür, esasıdır. Toplumda dil duygusu azalırsa milletin güven duygusu da azalır. Bir millet dinine, diline sahip çıkmazsa başka toplumların yemi ve sömürü alanı olur. Türk dili, yabancı akım ve dillerden arındırılarak, korunarak dünyada çok konuşulan diller arasında yerini almalıdır.
Dilde, dinde birlik ve uzlaşı; toplumsal barışı, kardeşliği ve güçlülüğü artırır. Dilden ve dinden yoksun kalan toplumlar gelecek vaat edemezler. Dilini unutan toplumlarda yabancı istilası başlar… Sömürgeci güçler, toplumları parçalamak için bir ülkede dinleri ve dilleri kullanarak insanları farklı etnik ayrımcılıkla bölmeye çalışırlar. Dilimize sahip çıkıp büyütemezsek, inkârla çürümeye başlarız. Kendimiz, kimliğimiz olanda karar kılamıyorsak, tereddütler yaşıyorsak, çöküşe de başlıyoruz demektir…
Toplumları yakan, yok eden kendi kültürlerini inkârdır. Kendi diline hor bakanlar, geleceğe kör bakarlar!
Güzel dilimiz Türkçenin son zamanlarda yoğun bir şekilde saldırılara maruz kalıp yabancılaştırılarak kısırlaştırılması, günlük yaşantının her alanında bile kısıtlı sayıda kelimelerle konuşulması ve yazılması; insanımızın birçok meselede zihni derinliğe ulaşamamasına ve kendini bulamamasına neden olmaktadır. Bu da beraberinde kültürümüzün gelişiminin önünü tıkamaktadır. Oysa unutmamak lazımdır ki, dil demek millet demektir.
Dil güçlü olursa devlet güçlü olur. Tarih, dillerine yeteri kadar önem vermeyen toplulukların, milletler sahnesinden nasıl silindikleriyle ilgili örneklerle doludur. Türkçe onurumuz, kaderimiz, kimliğimizdir. Bilinmelidir ki, geleceğimizin, ümitlerimizin gökyüzünde parlayan yıldızı Türkçedir. Gök kubbemizde eksik olmadan yankılanacak ses, Türkçedir. Türkçe susarsa Türk milleti susacaktır. Türkçe zayıflarsa Türk ve İslam âlemi tamiri imkânsız ziyanlarla yüz yüze kalacak, medeniyetler zaafa uğrayacaktır.
Biz, biz olmayı, millet olmayı Türkçe ile sağlayabiliriz. Türkçe vatan demektir, bayrak, medeniyet demektir. Türkçe; ulaştığı her yeri gönlü, heyecanlı, mutlu ve diri yapmış, bahar çiçekleri gibi süslü kılmıştır. Türkçe sayesinde bir millet olma ve ortak yaşam kolaylaşmıştır.
Yedi iklim dört bucaktan zamanımıza kadar ulaşan, yaşayan dilimiz, kültür birliği içersinde, kültür coğrafyasında Türkçe konuşanları bir araya getirerek yeni bir dirilişin, kardeşliğin, birlikteliğin ve değerlerin paylaşılmasına zemin hazırlar. Ömer Seyfettin der ki; “Benim vatanımın sınırları Edirne’den başlayıp Hakkâri’de bitmez! Benim vatanımın sınırları, Türkçe konuşulan her yerde başlar, Türkçe konuşulan her yerde biter! ” Yahya Kemal Beyatlı’nın‘Türkçenin konuşulduğu yerler vatandır.’ Sözleri dilimize başka bir anlam katar... Değişik coğrafyadan akan ırmakların birliktelikle büyük bir nehri oluşturmaları gibi aynı dili konuşanlar büyük bir milleti oluştururlar.
Değişik coğrafyalarda siyasi sınırların değişken olmasına rağmen, kültürel sınırların değişken olmadığını görürüz. Aynı zamanda dil kültürün paylaşıldığının da bir göstergesidir!. Yüzyıllardır etle tırnak gibi olmuş fertleriyle, kaderde, kıvançta, tasada müşterek, farklılıkları ortak değerler potasında eritip ortak dille millet olmuşuz. Türk Milleti; ırk, dil, din, mezhep, sosyo-ekonomik durum, felsefi inanç ve buna benzer hiçbir ayrım söz konusu olmadan, bu toprakları vatan yapmak için emperyalizme karşı mücadele vererek, gönül birliğiyle, vatanın tapusunu kanıyla, canıyla yazanların ortak adı, müşterek çatısıdır. Bu çatı korunmalıdır…
Vefasızlığımıza rağmen Türkçemize sahip çıkıp, devamlılığını sağlayabilmek amacımız olmalıdır! Türkçemiz yozlaştırılmadan, dokunulmazlığı korunarak, tarihin kubbesinde sedalaşmalıdır. Türkçenin kültür taşıyıcı, birleştirici, medeniyet kaynağından insanlığa örnekler sunmasına ve faydalanmaya çalışmalıyız. Dilin korunmaması toplumun kendini köleleştirme arzusunda olduğunu ve efendi aramakta olduğunu gösterir. Toplumları ayakta tutan, yaşatan ve yükselten en önemli temel unsurlardan biri dildir
Millet haysiyetini ciddiye alanlar için dil önemli bir etkendir. Çağlar açıp çağlar kapamış medeniyetlere damga vurmuş bu necip millet geleceğe hazırlanmalıdır. Uyanışın ve yücelişin arifesinde olan bu aziz milletin önceliğinin milli birlik, Türk ve İslam birliğinin olduğu görülmelidir. Bizim işimiz, tarihimizin ne olduğunu anlayarak, tarihi mirasımızı yok etmeden yarınlara, değerlerimizi; edebiyatımızı, sanatımızı, kültürümüzü taşımak olmalıdır. Bizleri tarihe taşıyacak kadar büyük dilimizi güçlendirmek ve birliğimizi yaşatmak Türk dünyası için zarurettir.