- 2318 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kabe'nin Hayat Şifreleri
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kabe’nin Anlamı Nedir? Neden Küp Şeklindedir? Kapısı Neden Doğudadır? Dört köşesi neden dört pusula yönündedir?
"KALBİNİZDE TEVHİDİN (KABENİN) DUVARLARINI YIKARSANIZ ORTAYA ŞİRK ÇIKAR"
Kabe; Haç’ın ve İsrail Bayrağında ki iki üçgen Piramiti’in dağıttığı Tevhidi akideyi toplayan ve Hayatın anlamını açıklayan “Küp” anlamına gelen Binadır
Burada şu soruların cevabını bulacaksınız; ( Burada Kabe’nin 1, 62 altın oran’a göre konumlandırılması sırrından daha fazlasını bulacaksınız)
Neden Kabe adından da anlaşılacağı gibi KÜP şeklindedir? Piramit değildir, ya da kubbe veya çatısı yoktur hatta bugünkü camiler gibi görkemli değildir ve çok mütevazidir? Oysa her ikiside Allah’ın evi değil mi? Kabe’nin sembolik olarak anlamı nedir? Kabe’nin bu şekli ve konumuyla insana veİnsanlığa verdiği mesajlar nedir?
Müslümanlar neden ona dönerek ibadet ediyor? Kabenin dört element-yaratılış, İslamın şartları, insan ve ruhla alakası nedir?
Bilindiği gibi Kabe Küp şeklinde melekler tarafından Hz. Adem ve Hz. Havva yaratılmadan önce yapıldığına inanılır. Hz İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından vahyolunarak tekrar aynı yere ( Dünyanın kara üzerine denk gelen tek Altın oran noktasına) bina edilmiş ve her bir köşesi pusulanın bir yönünü göstermektedir.
Şekli ve kapısı hatta Hacer’ül Esvet’in bulunduğu köşe bile sırlıdır. Peki tesadüf olamayacağına göre bu sırlar nelerdir?
Kabe, Küp şekliyle aslında Hayatı, İnsanı ve Hayatın anlamının matematiksel, coğrafi ve şekilsel ifade eder. Kabe’nin köşelerinin-cephelerinin anlamları vardır. Kabe KÜP şeliyle TEVHİT’in ifadesidir.
Açıklayalım;
Doğu köşesi -Rüknü Hacerül esved (Kuzey Doğu Cephesi); yani sağ taraf Aklı sembolize ederken İbrahim Makamı bu yüzeydedir, o köşe ve cephe “Lailahe illa Allah Muhammed’ur Rasullullahtır” ile en önemli İslam şartına sembollük eder, aynı zamanda bu köşe ve cephe hayatımıza doğan vahyi (KURAN), Melek Cebrail’i, tevazuyu simgelemekte. İşte Hacer-ül Esvet bu yüzden Doğu köşesindedir, Kabe’nin GİRİŞ Kapısını Cebrail bu yüzden buraya yaptırmıştır. Vahiy ve Kelime-i Tevhit, bu kapıdan girip içerdeki müşrik putlarını Hz. Muhammed Mustafa ile yıkmıştır. İnsanda Hava elementine terbiyeyi simgeler. Bu köşe’nin temsilcisi İslam Şartı Kelime-i Şahadetle insan kendi haddini Rabbı karşısında bilir ve kibirlenmez.
Batı köşesi Rüknü Şami ( Güney Batı Cephesi); yani sol taraf Allah için duymamız gereken ilahi aşkı ve aşk ateşini sembolize ederken, ibadetlerden sabrı sembolize eden Oruç ve başımıza Yaratıcımızın sınav olarak verdiği sıkıntılardan ne gelirse gelsin sabır duygusunun kendisi de bu cephenin sembolize ettiği yerdir. Melek İsrafil, mücadelede sabır burada kendini bulmakta. İnsanda Ateş elementinin sabırla terbiyesini bu köşe ve bu cephe bize simgelemektedir. İslam’ın Şartı Oruç tutmak bu köşenin sembolize ettiği ibadettir, Çünkü Oruç insanın Ateş elementinin sonucu olan Öfkenin zulme, şehvetin Zinaya, Aceleciliğin pişmanlığa dönüşmesini engelleyen SABIR İBADETİDİR.
Kuzey köşesi -Rüknü Iraki ( Kuzey Batı Cephesi); yani ön tarafı da diyebiliriz, Hicri İsmail bu taraftadır, cömertliği, merhameti, paylaşımı ve çabayı sembolize eder. Melek Mikail ve ibadetlerden Zekât ve infak bu cephenin temsilciliğini yapmaktadır. İnsanın toprak tarafının getirdiği cimriliği terbiye etmeyi sembolize eder. İbadetlerden ZEKAT ve İnfak (Paylaşmak) bu köşenin ibadeti olarak insanın cimrileşerek Allah’a nankörlük etmesine engel teşkil eder. Bu Köşe zekatla, insanın Malını ve sahiplendiklerini İlah edinmesine engel teşkil eder. Çünkü cimriler asla Allah’a güvenmezler, güvenmedikleri içinde cimri olurlar, oluncada Küfre ve kafir olmaya zalimden sonra en yakın olanlar cimrilerdir.
Güney köşesi -Rüknü Yemani ( Güney Doğu Cephesi); Yani arka cephesi de, adaletli ve ayrımcı olmayan sevgileri, şimdiye kadar İslam mücadelesinin geçirdiği evreleri, Peygamberlerin küfre karşı şanlı devrim tarihini ve mücadele nostaljisini simgeler. Bu bölümün ibadeti Haccın bizzat kendisi olup Müslümanları ayrımcılık ve atacılıktan kurtarıp bir araya gelmeye ve birbirini renk dil bölge ayrımı gözetmeksizin sevmenin sembolü köşeyi-cepheyi oluşturur. İnsanın Su elementinin verdiği ayrımcı ve adaletsiz tutuculukların İslamın önüne geçmesini engellediği için HACCIN BİZZAT kendisiyle beraber simgedir. Zira, HAC, bizim ayrımcı ve tutucu farklı yönlerimizi gören ırkçı ve Faşist duygularımızı yok eder. ( Malcolm X’e olduğu gibi). Hac, geçmiş günahların affına vesile olduğu için geçmiş takıntılarıda yok eder. Şeytan’ın geriden yanaşmasının önüne engeldir.
Üst Cephesi (Tavan); Bu yüzey, insanda var olan Allah tarafından yukardan taraftan üflenen ve insanı eşrefi mahlûkat yapan Ruhu ve o ruhun kaynağı Esmaül Hünsaya sembollük eder. İşte o tavanı Müslümanların inancı ve namazı tutmaktadır, bu yüzden Namaz dinin direği olmuştur, Kabe’nin tavanını dim dik ayakta tutmak için. İnsanın Ruh tarafını temsil eder...
Alt Zemin; O zeminde Hz. İbrahim (AS) ve Hz. İsmail (AS)’ın bizzat kendi elleriyle koydukları taşlar vardır. İşte bu taşlar TEVHİDİ, Allah’ın vahdetini (birliğini) ve En Büyük güç oluşunu sembolize eder ki, müminler tüm ibadetlerini Yaratıcılarının rızası ve tevhit akidesinin davranışsal yansıması olarak kulluklarını böylece ifa ederler. İnsanın İnançlarının Tevhit üzerinde sağlam zemine oturmasını temsil eder...
İşte Kabe’nin tüm köşelerinin-duvarlarının, tavan ve zeminin hep beraber taşıdığı anlam budur ve işte bu yüzden Müslümanlar Namazlarında ona doğru yönelirler, Hacda onun etrafında bu yüzden dönerler, sebepler bunlardır. Kabe’nin kutsallığı bu önemli konulara yapmış olduğu bütünleştirici KÜP olmasından gelir. Aksi takdirde Kabe’nin kendisi eleştirdiğimiz Put’lardan biri olurdu.
Şimdiye kadar açıklamış olduğumuz Kuran temelinde İnsanın pişmiş çamurdan yaratılmasıyla başlayan İslamda Astroloji Doğum Haritası Hayatın Anlamı Esmaül Hüsna Yaşam Şifreleri adlı kitabımız, Kabe’nin Dört KÖŞE ve Duvarıyla bu alanda mesajını tamamlar.
Kabe kendisine insanları hep bu yüzden çekmiştir, oraya giden insan bilmediği bir nedenden dolayı kendini çekilmiş bulur ve Kabe’de kendini ve Yaratıcısını iliklerine kadar hisseder ve duygulanarak ağlar. Allah, bize burada bunun nedenini açıklamaya ilham ve imkan verdiği için sonsuz hamd olsun. ( Elbette bunlar bizim gördüğümüz hikmetler en doğrusunu Rabbimiz bilir )
Hz. İbrahim’in ve oğlunun yaptığı bu Tevhit binası mirasına sonradan gelen ne Museviler nede Hıristiyanlar sahip çıktılar. Onu anlamadılar bile. Malesef Kabe’nin mesajını ve Allah’ın evi oluşunun anlamını biz Müslümanlar da tam olarak anlayamadık. Anlasaydık mabedlerimiz Kabeden ihtişamlı olmaz ve Kabe’ye tepeden bakan iğrenç porno yıldızının otellerini Suudi Vahabi ayrımcılarına yaptırtmazdık...
Ehli Kitap takipçileri Mirası paramparça ettiler belki kabeyi yıkmadılar ama gönüllerinde ki Tevhidin duvarlarını yıkarak ortaya çıkan başka sembollerin peşine düştüler.
Davud’un yıldızı diye sahiplendikleri yıldız aslında hep hayran oldukları içe içe iki mısır piramidini simgeleyen üçgendir. Firavun ve onun malında gözü olan sözde Musa’nın taraftarları, Musa’dan kalan tevhit akidesi olarak ne varsa mal mülk ve saltanatla süslediler sembolleştirdiler. Musevilikte ve Masonlukta hala piramit gücün simgesidir ve Doların üzerine çizilmiştir. Piramit, bozulmuş maddi olmuş Yahudi inancının bir ürünü olarak Kapitalizmlede örtüşür. Üstte kalan sınıf ve ezilenler. İslam, bu görüşle mücadele eder ve o yüzden bugünkü global sistemde komünizmle birlikte en bük tehdittir.
Kabenin sembolize ettiği ve topladığı hayatın anlamı ve tevhit akidesinin duvarları, St Peter ve St. Paul tarafından yıkılınca ortaya Haç çıktı.
Kabenin tüm cephelerini hayal edin ve açın, açılmış, yere saçılmış, duvarları yıkılmış bir küp şekli nedir? Haçtır. İşte Allahın Birliği’ni ve İslam’ı simgeleyen KABE Duvarları yıkılırsa ortaya HAÇ’ın ŞİRKi çıkar.
Her ne kadar Hz. İsa’nın haça çivilenerek öldürüldüğü iddia edilse de (Kuran bunu kabul etmiyor ) Hıristiyanlar işte Kabe’nin toparladığı en doğru şekilde sembolize ettiği inancı şekil olarak yere sermişler ve buna Baba oğul Kutsal Ruh ve kendi nefslerini de ekleyerek sözde inanç bütünlüğü sağlamışlardır. Oysa Tevhidi İseviliği değiştiren ve onu Teslis Hıristiyanlığına çeviren ve inancı parçalayan Sezarın Hakkı sezara diyen sezarın adamları, Roma’da sefahat içinde ölen St Peter ve İmparator’un hangi sarayında sefahat içinde öldüğü bilinmeyen St. Paul’dür.
Bu parçalanmışlık Batı’nın düşünürlerinide insanı parçalamaya itmiş zira ALLAH’ı bile Baba-Oğul-Kutsal Ruh diye bölen zihniyet İnsanı da bölmüştür.
Decartes insanın sağ yanını insanın bütünü sanıp “İnsan, düşünen hayvandır” demiş, Max Weber insanın sol yanını görüp insanın bütünü sanmış ve “İnsan sosyal hayvandır” demiştir. Bu da yetmemiş Marks insanın geleceğini kurtaranın emek olacağını kısmen haklı olsada düşünerek “İnsan Üreten varlıktır” şeklinde insanı açıklamış, Adam Smith gibiler ise İnsanın değerinin ne kadar tükettiği ve tüketmekte olduğu ile ilişkilendirip bugünkü ideoloji olan Kapitalizm le “İnsan Tüketen hayvandır” diyerek insanı paramparça etmiştir. Her biri kendi haklılığına inanan bu iddialar ve bu zeminde ki çeşitli ideolojiler tabiri caizse insanlığın anasını ağlatmıştır. Biz, siz değerli okuyucularımız için bu kitapla bu dağınıklığı Kuran ışığında topladığımıza inanmaktayız.
(Kabe’nin Hayat Şifreleri-Sembollerin Dili adlı 2012 yılında basılan kitabımdan alıntıdır)
Saygılar
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları yazara aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.