- 1258 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANNEME DAİR -2
Damat bey ,aşık olduğu kızla evlenmiş annemden hemen sonra.Annemden olan oğlu onların yanında kalmış,göstermemişler anneme…Ciğeri yanmış parçalanmış…Hayat bu ya,ne ciğer bilir ne yürek…İstemeye gelmişler dul ama güzel Kezban’ı hem köyünden hem çevre köylerden hem de akın akın…Dedem ayak diremiş ,vermem öyle olur olmaz adama,zengin olsun baksın kızıma hem de bana ,demiş…Annem hiç birini istememiş ciğerini saran evlat acısıyla…13’ünde evlendirilip ,14 ‘ünde dul kalmış olmasıyla istememiş yeni bir evlilik ama ne mümkün…Köyden fakir bir kadın gelip, istemiş annemi bekar ama fakir oğluna.Ayak diremiş dedem ,olmaaaz ben zengin damat istiyorum dedim ya,demiş…Annem ne yapıp edip ulaşmış o fakir oğlana ,gel kaçır beni,demiş…Fakir gencin gözleri alev alev,yüreği kıpır kıpır…Bir gece yarısı fakir gençle ,dul Kezban kaçmışlar,karşı köyde bir akrabaya sığınmışlar…Zaman geçmiş bir süre ,ortalık durulunca dönmüşler köye…Lafı sözü bitmemiş elbette köylülerin…Doğru düzgün bir şey olsaydı bu Kezban ,boşar mıydı imam oğlu ,demişler.Nasıl da ayartmış gencecik oğlanı,kaçmış gitmiş ,demişler…Demişler demişler daha da demişler…Az düşünüp çok konuşmuşlar…Babamın umrunda değil dünya,dünya güzeli Kezban onun ya…Kömür parçası gözler,sırma saçlar onun ya…Ama babaannem dayanamamış köylünün lafına.Ezdikçe ezmeye çalışmış annemi,sanki zamanında istemeye gelen kendisi değilmiş gibi ,dul karı geldi yapıştı gencecik oğlumun boynuna ,demiş.Annem susmuş günler ,aylar boyunca…Annem susmuş yıllar boyunca…Fakir babam ,kurbanın olayım Kezban,bana ne yaparsan yap ama anneme laf söyleme ,kırma benim belimi,demiş…Sarmış sarmalamış dünya güzelini,sözlerin en güzelini söylemiş ona her daim herkese inat…Hediyeler almış dünya güzeline elinden geldiğince,yüzünden gülümsemeyi,elinden iyiliği,dilinden tatlı sözü hiç eksik etmemiş ona karşı…Katlanmış Kezban köylülerin her lafına szözüne,kaynanasının her bir eziyetine…Katlanmış dünyanın her acısına,der derdine…Sabretmiş tüm acılarına,yürek yangınına…
Çocukları olurken Kezban’ın bir bir ardına serpilip büyümüş babasının yanında kalan oğlu da!Geriden görebilmek bile yakar kavururmuş Kezban’ın ciğerini…Görüp dokunamamak,sarılıp “yavrum” diyememek eritip tüketirmiş Kezban’ı.Birgün dayanamayıp açılmış kocasına,sakin bir anında…Ağlamış saatler boyu ,dökmüş içinde ne var ne yoksa…Ağlama karagözlüm Mevla Kerim’dir ,demiş babam…Teselli etmiş annemi,sarıp sinesine…
Birgün dalgın dalgın avluda hayvanlarla uğraşırken arkasını dönünce donup kalmış annem ilk kuzusunu görünce!Tekin’im yavrum,kınalı kuzum,demek istemiş ama diyememiş.Düğümlenmiş ciğerlerinde aldığı nefes,düğümlenmiş boğazında yıllardır biriktirdiği cümleler…Gözlerinden yaşlar akmış istemsizce ,koşup sarılmaya çalışmış ama ne mümkün çözülüvermiş dizlerinin bağı olduğu yerde…Kendine geldiğinde iş işten geçmiş ,kınalı yavrusu artık yanında değilmiş…
SEÇ 27.09.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.