- 603 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yaşamak acıtmıyor!..
Yaşamak her gün yaşlanan istikbal filizleriyle yeşermek mi dersin! Bir beşerin beş kuruşluk feleğin çarkına çomak sokma çabası, durdurur mu zamanı? Acıtır her öğüttüğünde hayat beni, hayallerimi söndürür, bir mum gibi hizaya çeker. Evet!.. hizaya çeker bentleri zayi olmuş muallakta sallanan kanunların kuru nutuklarını.. Korkmayın yaşamak acıtmıyor, zaten hiç çıkmıyor ki acının lekesi aklımın melekelerinden. felekten çaldığım minik gülümsemeler de olmasa, ölüm kokusuyla tav olmuş makus kaderimin kor ateşi sarmaz mıydı kalbimi? Kabustan örülmüş, umutla örtülmüş feci bir son yakalardı nicelerini.. niceleri zaten becermiş yaşamı bir servinin altında gölgelemeyi.
Acı, yalancıların kılıcından keskin bir cazibeyle keser kökünden doğruları, acı tanımlanamayan bir sancı gibi eser kalbinin ikliminde. Döndürdükçe döndürür duygularını rüzgargülü kıvamında sürüklenir renkli hayat püskülü. ertelenmiş bir hasattı haraç mezat sattığın hayat, ne kadar dert etsen de yarınlara mutlulukla tezat acılar terk olunur. Gururundan eser kalmaz sanırsın, serde delikanlılık var ya! bir anlık hataların bedelini ödersin peyderpey. Darplarla gark olur karanlığa, ardında bıraktığın kuru güllerin.. Güzel günlerin kuruntusuyla yaşamı kurmuşsun bir kere, acıyı tik tak seslerinin uğultusuyla kulak ardı etmek yakışır sana. Bırakın hayata dair lakırdıları, kim kimi kırdı, kim kimden fakirdi, bunlar zaten bin yıllar boyu varolan fikirlerdi. Hayatın mayasındaki tüm bakir düşünceler kirlendi artık! Bana dair ne varsa elimin ayasından kayıp gitti. Her acı bir ucundan teyellenmiş bir kere renklerin diplerine, kim ne derse desin yamalı bohça gibi hayatın desenlerine karışır ipleri.
Meğer salt pare pare olan ciğerimin acısı değilmiş, katlanarak artan bu yükü taşıyacak kadar büyük yürekli değilim ben. içimde dolaşan kan, bulduğu aralardan çıkmak için vuruyor ritimlerle kalbime. Gün bitiminde göz kapaklarım kirpiklerimi taşımaktan acizcesine kadere göz yumuyor. Güneş yuvarlanıyor semanın boşluğundan bir başka geceye, gönül vesvesesinin çekimiyle.. ay ile hemhal olup yeniden başlamanın hevesiyle hayat hamallığına soyunup yarınların hesabını tutuyorum.
Bunca kabuğunun içine saklanmış korkakların arka sokakları dururken, aşk meydanlarını dolduran kuru kalabalık varsın aksın oluk oluk, yok olmaya yüz tutmuş kalplere.. Kara kuru simaların, anlamsız bakışların çizdiği ifadelere acıdan bir çentik de ben atmışım fazla mı! Hayat acı mı dersin, hayat dersinin ilk zilinde veryansın etmek neye yarar.. bırak yansın senin olmadığın hıncahınç dolu dünya. bunca insan acıya boyanmasa, kanmasa beterin en beterine yüreğime konmaz merhamet kelebeği. Ben yine de eğlenirim, yaşamak acı tadı verse de senden hayallerin olduğu yerde dirilir, biterim.. Bilirim! düz yollarıma acıyla büyüyen bitirimlerin döktüğü mıcırların, azda olsa kalp azamı acıttığını.. kalp acıya müptela kalmış, ben yine de gamsız yaşamağı yeğlerim..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.