- 481 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hepimize ityi tatiller
Bu gün işe gitmeme kararı aldım.nu bu sabah sabah herkeste bir telas bir kosusturmaca
rutin işler olsa bile( Sahte bile olsa), görev gibi görünse de, herkes sevdiği insanla birlikte yada sevdiği işi yapıyor gibi davranıyor sadece ben hariç!
Koca bir ömür diyorum içimden, sayıyorum kocaman gibi gelmiyor geçmişleri, oysa koca bir ömür adı… biran dalıyor gözlerim ve diyorumki ne kaldı elimden sevdiğim insanlardan başka, bir tebessümdü oysa yaşamak, benim için hep değerli olan şeyleri savunmuştum , dostlarımı, aşklarımı, işimi, sevdiklerimi,en çok sevdiğim kadınları ve gördüm ki; en çok onlara adanmıştı bu kocaman dediğim ömür.Birini sevmek istegi peşine düşeli kim bilir kaç yüzyıl gecmiş yorgun ruhumun üstünden? şimdi dahaiyi anliyorum bu ruh kim bilir ne zamandır yalnızlığın pençesinde ...:
her yaşanılandan bir iz kalmış geriye.oysa birilerini sevmeye başladığımda, şımardıysa gönülleri gülümseyip geçtigim yıllar mazi olmuş. Arkadaş benim sevdiğim sen değilsin, ben sadece sevmek için seni seçiyorum bile diyememişimyüzlerine.şimdi elimde kalan iki şey var; artık biri yalnızlığım, digeri tebessüm.bu yüzden boş geliyor bana bütün bu kosuşturmalar, ihtiraslar, iktidarlar kavgalar… Çünkü kaç dostumun gönlünde yaşıyorum,nekadar dolu heybem ve kaç kahkaha attım şu hayatta kalan cebimdeki zenginliğim. Gerisi boş!Sonunda madem elimde yalnızlık ve tebessüm kaldı, doya doya kalan ömrümü yasayım bende. Açarım kollarımı semaya, Rabbim derim, sen gönder bana iyilikleri, varsa yarattığın güzel insanları gönder, ben daha çok seveyim tanıdık tanımadık her bireye tebessüm edeyimderim. Sonunda nasılsa yalnızlık kalacak elimde, sabahın bu saatinde bakarken penceremin önünde çoluk, çocuk, ailece herkes sokakta, kimi iş kimi okul kimi iş yerini acıyor herkeste pür telaş. Benim baktığım yerden bakınca ise, dışarı çıkmak yasak gibi duruyor bana bunca hengame , sahtekerlık,kendini tanımama ve kısa metrajlar ,ve duplör yerine konan benliklerle hayat anlamını yitiriyor. Normalde herkes şikayet ederkenyasamındaki herseyden ,gercekte maskeler takınarak bu hengamede kendilerini kaybediyorlar .sonuç olarak baktıgınızda yasamın anlamını yitidiğini görmemek imkansızdır sadece inancla yasadıgınız ve sevgi paylaşimmlarınız hariç ,yasanmıyor kayıp yıllar cıkıyor karsınıza ,hani aşksızlıktan, yalnızlıktan, sevgisizlikten bahsederdik ya, onlar buhar olup uçtular mı?
Etraf madem bu kadar sevgi dolu çiftten geçilmiyorya ve görünen tek yalnız benim ya ,o zaman kime dokunsam neden bin ah işitiyorum ki?
elbet, hani başına büyük bir dert geldiğinde, birisi hayatını girip altüst ettiğinde, gerçekten onmaz derde düştüğünde, işte o zaman anlıyorsun ne boş ömrün.
kısaca çok sıkıldım! Ağzımın payını yasamdan aldım, bir daha evden dışarı adımımı atmamgerekmedikce artık. Zaten trafik keşmekeş, sokaklarda gereksiz bir insan yığını, gürültü, korna sesleri, bağıranlar, seyyar satıcılar, bir an durup dinlese insan çıldırır. Kulak kulağı duymuyor. Bu ne ya?
İşin garibime giden tarafı şu, helede cumartesi pazarhafya sonları sahtekardır. Tatil gibi dururlar ama değildir. Bütün hafta çalışanlar, özel işleri için bu günü seçerler elbette. Kadınlar ev işlerini, ütüyü, hatta haftalık yemeği bile hazırlayıp, buzluğa atarlar. Başka zamanı yok çalışan kadının. Kalabalık ailelerin geleni, gideni olur. Bütün hafta evde çocukla, evle uğraşan kadın, kocasına şöyle bir çıkıp gezelim der. O da haklı, bütün hafta evdedir, bunalmıştır. Arabalara doluşup, gezmelere gidilir. Ama trafik ve insan yoğunluğundan dolayı, dinlenmek yerine daha çok yorularak eve dönülür. Pazar tatil falan değildir yani, tamamen kandırmaca.
Madalyonun bir de diğer yüzü var. Evliliğini mecburiyetten yürüten, artık birbirlerini sevmeyen birçok çift, hafta sonları kanunmuş gibi gezmeye giderler. Arabaların içine bakın, iki tarafın da yüzünden düşen bin parçadır. Muhtemelen, daha arabaya biner binmez tartışmışlardır zaten. Adam nereye gitmek istediklerini sormuştur, kadın ya bilmediğini, ya çok trafik olan ve adım adım yürüyen bir güzergahı söylemiştir. Adamın beyni dönmüştür. O trafikte gidilmeyeceğini anlatmıştır bağıra bağıra. Kadın da o halde neden dışarı çıktıklarını sormuştur kızarak, en sonunda anlamsızca gitmişlerdir, kimsenin istemediği bir yere. Çocuklar ailece zaman geçirsin, bütün hedef budur.
Oysa arabanın arkasında oturan çocuklar, hiç de dışarı çıkma isteği içinde değillerdir. Onlara kalsa bilgisayar başında oyun oynamayı, flört ettiği ile telefon sohbeti yapmayı, anne ile babanın kavgasına tercih ederler. Ancak kimse onlara fikir sormaz. Zaten hafta sonu, bunlar sadece görev!
Diğer taraftan aile büyüklerine veya arkadaş davetine gitmek zorunda olan çiftler, misafir oldukların evin kapısından girer girmez, yüzlerine en sahtekar gülüşü yerleştirirler. Aman efendim, bir mutlu çifttir ki onlar, sormayın gitsin! Erkekler salonda sohbete başlar, kadınlar mutfakta dedikoduya ve en çok kadınların konuşmalarını kaydetmek ve sonradan dinlemek gerekir. Hepsinin kocası ile ilgi muhteşem fikirleri vardır.
Yani, hafta sonları pek bir alavere dalavere günüdür veya biz öyleyiz. Yaşamak istemediğimiz hayatları yaşamak için ettiğimiz ısrarı, değiştirmek için olanca cabayı kullanırız sadece sandıklardaki iç dünyamızı veinsanlıgımı kullanamadığımızdan olmalı….neyse hepimize iyi hafta sonları....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.